Anayasa Mahkemesi’nin Tam Gün Yasası’nın bazı hükümlerini iptal eden kararından sonra uygulama nasıl olacak? Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dünkü görüşmemizde bu soruma şu yanıtları verdi:
“1- Anayasa Mahkemesi kararının farklı yorumlanması diye bir konu yok. Muayenehane açma konusunda durum gayet açık. Karar şunu gösteriyor, üniversitede öğretim üyesi olan doktorlar muayenehane açabilecekler. Ancak, muayenehanelerine tam gün çalıştıktan sonra gidebilecekler. Üniversitede 8 saat normal mesailerini tamamlayacaklar sonra ikinci iş olarak muayenehanelerine gidebilecekler.
2- Devlet hastanelerinde çalışan doktorlar ile askeri doktorlar ise, muayenehane açamayacaklar, açmış olanlar varsa onlar da 31 Temmuz’a kadar ya kapatacaklar ya da hastaneden ayrılacaklar. Sivil alanda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na veya Silahlı Kuvvetler Personel Kanunu’na göre çalışan hekimlerin hem hastanede hem muayenehanede çalışmaları artık mümkün değil.
3- Devlet hastanelerinde çalışan doktorlar ile askeri doktorların ikinci iş yapabilmelerine, diğer deyişle muayenehanede veya özel hastanelerde çalışabilmelerine izin veren bir kanun vardı. Devlet memurlarının ikinci bir iş yapmaları yasaktır. Bu kanun
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı ziyaretin yankıları sürüyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan Erdoğan’a terörle mücadele bağlamında yaptığı önerilerden biri seçim barajının düşürülmesi ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıydı. Erdoğan, bu iki öneriye de olumlu yanıt vermedi.
2011’de baraj yüzde 10
Muhalefet liderlerine yaptığı ziyarette Başbakan Erdoğan’a eşlik eden Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le dün konuştum. Çiçek, seçim barajının düşürülmesine neden karşı çıktıklarını şöyle izah etti:
“Türkiye için yönetimde istikrar çok önemli. Bu bakımdan biz barajın düşürülmesine sıcak bakmıyoruz. Türkiye parçalı yönetimlerden çok çekti. Barajın Sayın Kılıçdaroğlu’nun önerdiği gibi yüzde 7’ye düşürülmesi bizim için 2011 seçimlerinde karar verilecek bir konu değil. 2011 seçimlerine mevcut baraj oranıyla gidilecek.”
Erdoğan - Kılıçdaroğlu görüşmesinde ‘profesyonel birlikler’ de gündeme geldi. Erdoğan’ın, terörle mücadelede acemi erlerle arzu edilen sonucun alınmasının mümkün olmadığını vurguladığı ve bu askerlerin şehit olmasının da kamu vicdanında büyük üzüntüye neden olduğunu söylediği belirtiliyorBaşbakan’ın, terörle mücadelede profesyonel birliklerin hem başarıyı artıracağı hem de kamuoyu vicdanını rahatlatacağı ve infiali azaltacağı görüşünü ilettiği belirtiliyor. Bu birliklerde görev alacakların şehit olabileceklerini bilerek görev yapacaklarına dikkat çektiği de kaydediliyor
Başbakan Tayyip Erdoğan’la anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmesi kamuoyunda özlenen bir fotoğraftı. Başbakan ve anamuhalefet liderinin özellikle terörle mücadele konusunu görüşmek üzere biraraya gelmeleri hem kamuoyunun hem güvenlik güçlerinin moralini yükseltecek bir etki yaratacaktır.
Liderlerin önemli sorunlar karşısında diyalog kapılarını açık tutmaları, siyasi gerginliği de azaltacaktır.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun dünkü görüşmelerinde her iki liderin de önemli mesajları oldu.
Profesyonel birlikler
Başbakan Erdoğan’ın terörle mücadelede alınacak önlemler bağlamında Kılıçdaroğlu’na
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Star TV’de Uğur Dündar’ın sorularını yanıtlarken, Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı iddia edilen, İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın basına yansımasıyla ilgili olarak, “Gazeteye polis tarafından servis edildiği açık” demişti.
Askeri savcılığın hazırladığı iddianamede ise, Albay Dursun Çiçek’in terfi edemediği için Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zor durumda bırakmak amacıyla belgenin yayımlanmasını sağlamış olabileceği görüşü yer almıştı. Bu ifadeler, Org. Başbuğ’un Askeri savcılıkla ters düştüğü, iki görüş arasında çelişki bulunduğu yorumlarına neden oldu. Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un bu saptamayla ilgili olarak ne düşündüğü merak uyandırdı. Bize ulaşan bilgilere göre Org. Başbuğ’un yaptığı değerlendirme, “Ortada bir çelişki yok. Sözlerimin arkasındayım. Askeri savcılığın ifadeleri dikkatli okunduğunda ve olayların seyri izlendiğinde bir çelişki olmadığı görülecektir” biçiminde.
Neden çelişki yok?
Org. Başbuğ’un, “çelişki yok” değerlendirmesinin dayanaklarına gelince; önce Askeri savcılığın kullandığı ifadeye bakmak gerekiyor. Belgenin basında yer almasıyla ilgili olarak iddianamede yer alan cümle şöyle: “...söz konusu yazıyı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk ziyaretini DSP lideri Masum Türker’e yaptı. Konu “terör ve referandum”du, ama görüşmede sadece terör konuşuldu. Türker’in referandumda “hayır” diyeceğiz sözü dışında, konuşmalar hep terörle ilgili oldu.
Erdoğan’ın dört mesajı
Başbakan Erdoğan’ın, DSP lideri Türker’le görüşmesinde dört önemli mesaj verdiğini söyleyebiliriz:
1- Sınıra profesyonel ordu: Sınır boyları profesyonel orduya emanet edilecek. Özel olarak eğitilecek timlerden oluşacak bu ordu sınır boylarını koruyacak ve dağlarda gezecek. Bu birliklere alınacak olanlar 5-10 yıl sadece bu görevi yapacaklar. Sonrasında ise kendilerine tazminat ödenecek ve kamuda iş verilecek.
2- İnsana dayalı istihbarat: Teknolojik istihbaratın çok iyi olduğu, ancak insana dayalı istihbaratta bazı eksiklikler bulunduğu saptandı. Bu itibarla önümüzdeki dönemde insana dayalı istihbarata ağırlık verilecek. İstihbarat paylaşımı devam edecek, kendi istihbaratımız geliştirilecek.
3- Askerlerin talepleri: Terörle mücadele konusunda bugüne kadar askerin istediklerini hep yaptık. Bundan sonra gelecek taleplerini de karşılayacağız.
Tam Gün Yasası’yla ilgili olarak doktorların yansıttığı kaygılara Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, yeni yanıtlar verdi. Akdağ’ın yanıtları aynen şöyle:
“Doktorlar, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde emeklerinin karşılığını 6 yıldır Genel Bütçe ve Döner Sermaye kaynaklarından düzenli şekilde alıyorlar.
6 yıllık tecrübe, bu uygulamanın devam edip edemeyeceği yönündeki endişeleri yersiz kılmaktadır. Döner Sermaye yapılanmasının ileride soruna dönüşmesi için herhangi bir sebep olmadığı gibi, ‘Orta Vadeli Mali Plan’ kamunun tüm sağlık harcamaları için sürdürülebilir finansman kaynağını ortaya koymuş durumdadır.
Dağılım dengeli
Yine Döner Sermaye uygulamasının bazı uzmanlık alanları için haksız rekabet oluşturacağı düşüncesi de bir vehimden ibaret olup doğruları yansıtmamaktadır.
Dallara göre ek ödeme aralıkları şöyledir:
Siyaset gündeminden fırsat buldukça tam gün yasasıyla ilgili olarak doktorların endişelerini ve Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın yanıtlarına yer vermeye çalışıyorum.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde görevli doktorlar için süre daralıyor. 31 Temmuz’a kadar kararlarını vermek zorundalar. Üniversite hocaları için ise daha süre var.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan doktorların yüzde 87’si muayenehanelerini kapattılar. Kalan yüzde 13’ü ise bu ayın sonuna kadar karar verecekler.
Mahkeme kararı
Diğer yandan, yasa Anayasa Mahkemesi’nde. CHP yasanın iptali için dava açmıştı. Yüksek Mahkeme 31 Temmuz’a kadar kararını verirse, hukuki durum da netleşecek.
Siyasi partilerin referanduma, genel seçime hazırlanır gibi hazırlanacakları anlaşıldı. Referandum 12 Eylül’de, genel seçim ise Haziran-Temmuz 2010 arasında yapılacak. Seçimle referandum arasında bir yıldan az bir süre olacak. Bu nedenle de 12 Eylül referandumunun bir genel seçim provası olacağı belli. Seçim provası hem iktidar hem muhalefet partileri açısından önemli bir ölçü olacak.
Tamamını oylama
Anayasa değişikliği referanduma paket olarak sunuluyor. Maddeler gruplaştırılarak veya ayrı ayrı oylanmayacak. İktidarın amacı da buydu. Paketi böldürmeden oylamak.
Tümden oylama iktidar partisi için bir avantaj olarak görülüyor. Nedeniyse pakette her kesimin “evet” diyeceği maddelerin olması. O kadar ki, bu maddelere CHP dahil muhalefet partilerinin bir itirazı olmamıştı. Hatta CHP, Meclis’teki görüşmeler sırasında, iki maddenin çıkarılması (Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nın yapısı) halinde, diğer maddelere evet oyu vereceğini ve referanduma bile gerek kalmayacağını açıklamıştı.
Eğer Anayasa Mahkemesi, bu iki maddeyi tümüyle iptal etmiş olsaydı, CHP referandumda yine evet oyu verecekti. Bu durumda da referandum bir seçim provası niteliği taşımayacaktı.
Ancak Anayasa Mahkemesi