Siyasi partilerin referanduma, genel seçime hazırlanır gibi hazırlanacakları anlaşıldı. Referandum 12 Eylül’de, genel seçim ise Haziran-Temmuz 2010 arasında yapılacak. Seçimle referandum arasında bir yıldan az bir süre olacak. Bu nedenle de 12 Eylül referandumunun bir genel seçim provası olacağı belli. Seçim provası hem iktidar hem muhalefet partileri açısından önemli bir ölçü olacak.
Tamamını oylama
Anayasa değişikliği referanduma paket olarak sunuluyor. Maddeler gruplaştırılarak veya ayrı ayrı oylanmayacak. İktidarın amacı da buydu. Paketi böldürmeden oylamak.
Tümden oylama iktidar partisi için bir avantaj olarak görülüyor. Nedeniyse pakette her kesimin “evet” diyeceği maddelerin olması. O kadar ki, bu maddelere CHP dahil muhalefet partilerinin bir itirazı olmamıştı. Hatta CHP, Meclis’teki görüşmeler sırasında, iki maddenin çıkarılması (Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nın yapısı) halinde, diğer maddelere evet oyu vereceğini ve referanduma bile gerek kalmayacağını açıklamıştı.
Eğer Anayasa Mahkemesi, bu iki maddeyi tümüyle iptal etmiş olsaydı, CHP referandumda yine evet oyu verecekti. Bu durumda da referandum bir seçim provası niteliği taşımayacaktı.
Ancak Anayasa Mahkemesi bu maddelerde seçim yöntemine ilişkin bazı ifadeleri iptal etti.
Ortaya çıkan metin, CHP ve MHP’nin “hayır” vereceği bir düzenleme oldu.
Paketin tamamının oylanacak olması referanduma iktidarın daha avantajlı girmesini sağlıyor.
Başlangıçtaki amaç
Anayasa değişikliği paketinin TBMM’ye sunulduğu hâl hatırlanacak olursa şunlar söylenebilir:
AKP açısından paketin en önemli amaçlarından biri parti kapatmanın zorlaştırılması; bir diğeri ise Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısının değiştirilmesiydi. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran madde TBMM’ye takıldı. 330 oyu bulamadığı için bu madde TBMM’de düştü.
Diğer iki madde geçti. Bu maddeler içinde yer alan Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ya üye adayı olarak Cumhurbaşkanı’na sunulacak isimlerin belirlenmesinde izlenecek seçim yöntemi iptal edildi. İptal edilen hükümler, adayların seçilmesini siyasi nüfuza daha açık hale getiriyordu.
Ancak sonuç itibariyle Anayasa Mahkemesi’nin kararı, iktidar partisinin Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını değiştirme amacına yönelik düzenlemeyi ortadan kaldırmadı.
Kampanyanın dili
Referandum kampanyalarında, “evet”çiler de “hayır”cılar da hukuki iddialardan çok siyasi iddialara dayalı bir dil kullanacaklardır.
Hangi değişikliğin hangi yararı ve zararı olacağını tartışmaktan çok iktidar-muhalefet kapışması yaşanacaktır. Referandumun konusu olan düzenlemeler ikinci planda kalacak, genel siyasi konular öne çıkacaktır.
Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla birlikte tam anlamıyla seçim sürecine girmiştir. Liderler meydanlara inecek, ekranlara çıkacaklar; kampanyalarını başlatacaklar.
Bu süreç iki kez yaşanacak...
Önce referandum için sonra genel seçim için.
Türkiye önümüzdeki yaklaşık bir yılı seçim atmosferinde geçirecek.
Önce prova yapılacak sonra seçim.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024