Referandum sonucunu herkes kafasına göre yorumluyor. Kemal Kılıçdaroğlu misal, “Türkiye’nin geleceğine yön verecek sınıf CHP’ye yöneliyor. Gelecek AKP’nin altından kayıyor” demekte.
Gelecek...
Mesele, o gün ne zaman gelecek?
Ben olsam oturduğum yere bakardım önce.
Çünkü altındaki koltuğu çekiştirmeye başladılar bile!
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ise hesabı çoktan yapmış:
“Bugün seçim olsa Ak Parti yüzde 45 oy alır...”
Sayın Bakan fazlasıyla kanaatkâr!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın hesabı referandumdan evvel belliydi ki, “Evet oylarının yüzde 99’u AKP’nin” idi ona göre.
Yüzde 58’in yüzde 99’u kaç yapar?
Yüzde 57,42.
Bu durumda Nihat Ergün’ün başlattığı açık artırmanın, oraya kadar yolu var!
* * *
Referandum ertesinde bazı gazetelerin attığı manşetler de, yüzlerce sayfa yorumdan daha keskindi.
“Sabah: Türkiye darbe ayıbını temizledi
Zaman: Demokrasinin zaferi
Bugün: Milletin darbesi
Star ve Taraf: Halk yönetime el koydu”
Vay anam vay.
Akla bak, mantığa bak.
Ne yani?
Milletin yüzde 58’i “halk” ise geri kalanı “eşek” mi?
* * *
Hep içeriden ahkâm kesenler olacak değil ya...
İngiliz Guardian Gazetesi de teşhisi koymuş kendince:
“Türkiye’de kansız devrim.”
İlk bakışta haklılar.
Kafası yarılan, dudağı patlayan üç beş kişi dışında kan man yok ortada.
Fakat 12 Eylül’deki darbenin bir iç kanamaya yol açmadığı veya açmayacağı ne malum?
* * *
Mehmet Ali Birand ise soruyor öte yanda:
“Erdoğan, bundan sonra uçar mı?”
Bir özdeyişte gizli bu sorunun yanıtı:
“Şeyh uçmaz, mürit uçurur.”
Yani üstadım...
Sizin gibi “Evet” oyu verenlerin sayesinde:
Ha uçtu, ha uçacak!
Bir “hayır” daha!
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın gerçek bir çevre dostu kimliği ile yaptığı açıklama çok hoşuma gitti:
“Üretimde yüzde 5’lik maliyet farkı bulunan torbalar, kısa süre içinde yok olup gidiyor. Amacımız, yarınlarımıza, çocuklarımıza daha temiz bir dünya bırakmak. Her yıl 100 binin üzerinde hayvanın ölümüne neden olan, insanlığa, havaya, denizlere ve toprağa üç bin yıl boyunca zarar veren poşetlere hep birlikte ‘Hayır’ diyelim.”
Çağrına gönülden katılmaya ve bir kez daha “Hayır” demeye ben dünden hazırım Hakan Başkan.
Ama ya halkımız, naylon poşet kullanmaya “Evet” derse, ne olacak?
Açıklamada bu sorunun da yanıtı var: “1 Ekim’den itibaren Konak İlçesi sınırları içinde naylon poşetler kullanılmayacak. Karara uymayanlara, zabıta tarafından, çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle Kabahatler Kanunu çerçevesinde 70 TL ceza yazılacak.”
İşte bu nokta çok kritik.
Çünkü cezayı yazsan, vatandaşın canı yanacak; yazmasan, alınan kararın canına okunacak. Ne çare ki, zor kararlar cesur olmayı gerektirir ve eminim Hakan Tartan bunun farkında.
Tek karelik saç sakal!
Özay Şendir
ABD’de yaşama hayali
12 Ocak 2025
Abbas Güçlü
Eğitimi neden düzeltemiyoruz?
12 Ocak 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcı güvenli limanlara sığındı
12 Ocak 2025
Ali Eyüboğlu
Burak Kut: ‘‘Hayatım mucizeler, iniş ve çıkışlarla dolu’’
12 Ocak 2025
Güldener Sonumut
Trump Avrupa’yı stratejik otonomiye mi itecek?
12 Ocak 2025