Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

RENGİ bozulsa da bazen, aksa da koksa da, bu Körfez bizim.
Üzerinde uçuşan martısı da bizim.
Suyunda gezinen vapuru da bizim.
Madem bizim...
Adını da biz koymalıyız.
Denizle, denizcilikle ilgili vakıf, dernek ve odaların oluşturduğu İZDEN Platformu “Haydi İzmirli” diye sesleniyor zaten:
“Vapurunun adını kendin seç”
Hem mevcut hem de yeni yapılacak tekneler için geçerli bu çağrı.
www.izmirlivapurununadiniseciyor.com adresine girenler, çok uzun bir listeyle karşılaşıyor ve seçtikleri beş isme oy verebiliyorlar.
Ayrıca listede bulunmayan isimleri önermek de mümkün.
* * *
Öncelikle bir yanlış dikkatimi çekti.
Karşıyaka ile Göztepe arasındaki rekabet bu alana da taşınmış, iki yakaya birer kale kurulmuş sanki!
Ne olur artık vazgeçelim bu tatsızlıktan.
Üstelik yer isimleri yerine, insanları tercih ettiğimi de hemen söylemek isterim.
Listede olanlar, olmayanlar... Adı anılmaya lâyık yüzlerce, binlerce İzmirli var mutlaka.
Eşimden aldığım vekâleti kullanıp, müsaadenizle 10 tercih yapıyor, altı isme oy verirken, dört de yeni isim öneriyorum.
Seçtiklerim şunlar:
Hasan Tahsin (Emperyalizme karşı direnişin simgesi olduğu için), Kubilay (Yobazlığa karşı direnişin simgesi olduğu için), Cevat Şakir ve Atilla İlhan (İzmir’de yaşadıkları, şiirlerinde, öykülerinde, romanlarında İzmir’de yaşattıkları için), Metin Oktay (Büyük bir sporcu olmasının yanı sıra, gerçek bir centilmen olduğu için), Ahmet Piriştina (Kendisine doyamadan hayata veda ettiği ve Körfez’deki deniz ulaşımını İzmirliye kazandırdığı için)
* * *
Ve önerilerim...
Birincisi, elbette Zübeyde Hanım (Büyük Atatürk’ün bize emaneti olduğu için)
Aramızdan ayrılanlar kadar, yaşayanlar da unutulmamalı. Onları sağlığında anmalı, onurlandırmalı.
Misal, Necip Mirkelâmoğlu (Gel benim gonca gülüm/Kalmadı tahammülüm/Sensiz hayat İzmirlim/Zor gibi geldi bana/ dediği ve o muhteşem şarkıyı bestelediği için), Sezen Aksu (Sadece İzmir değil, Türkiye onunla gurur duyduğu için), Lucien Arkas (Türk denizciliğinin en önemli isimlerinden biri olduğu için)...


Ah o gemide ben de olsaydım...
MADEM denizlere yelken açtık bugün, öyleyse “Oasis of the Seas” yani “Denizler Vahası” ile söze devam edelim.
Tek kelime ile “müthiş” bir gemi.
360 metre uzunluğunda, 65 metre yüksekliğine, 47 metre genişliğinde, 220 bin ton ağırlığında, 2 bin mürettebatı olan, 6 bin 360 yolcu taşıyabilen, 12 yüzme havuzunu içinde barındıran, altı dev jeneratörü ile kendi elektriğini üreten; gerçekten yüzen bir şehir.
Geminin içinde tropik bitkiler ve altı metre boyunda ağaçlar da yer alıyor ki, sadece bu özelliği ile “Denizler Vahası” adını, tartışmasız hak ediyor.
Söylenebilecek tek şey, artık bir şarkı belki:
“Ah o gemide ben de olsaydım, açık denizlere yol alsaydım...”


Tek karelik işte o gemi

Vapurumun adını seçtim