Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Terör örgütüne üye olmaktan çok daha utanç verici bir suçlama ne olabilir?
İnsanın aklına bazı ihtimaller geliyor ama “çocuk ve hayvan pornosuna müptela” biri olarak damgalanmak, herhalde başta gelir.
Çünkü bunun adına özetle “sapıklık” denir!
Gerçekten feci bir durum.
Gelen geçen bakışlardaki aşağılayıcı ifadeyi bir hayal edin.
Hatta daha da ileri gidip, insanın suratına tükürenler bile çıkabilir:
“Seni gidi sapık seni!”
Hadi bakalım...
Anlat derdini anlatabilirsen.
“Kardeşim benim hiç işim olmaz böyle şeylerle. Ben normal, sağlıklı bir erkeğim” diye çırpın, yok yere.
Nafile!
O kara, o rezil damga alnına yapışmıştır bir kere.
* * *
Genelkurmay’ın en hassas birimi olan ve bir süre önce MİT’e devredilen Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nda uzun yıllar çalışan, elektronik ve bilişim konusunda TSK’nın sayılı subaylarından biri olan Binbaşı Tamer Karslıoğlu da böyle bir suçlamanın muhatabı oldu uzun süre.
Çünkü askeri casusluk ve fuhuş operasyonu kapsamında önce gözaltına alınmış, sonra serbest bırakılmış ama bu arada evinde yapılan aramada bulunan binlerce DVD ve CD arasında biri vardı ki...
İçinde “hayvan ve çocuk pornosu” görüntüleri kayıtlıydı.
En azından iddia buydu ve o nedenle hakkında başka bir dava açıldı.
* * *
Binbaşı Karslıoğlu “şiddet ve nefretle” reddetti bu suçlamayı.
Altı ay süren yargılama sonucunda, Ankara 10’uncu Asliye Ceza Mahkemesi “beraat” kararının gerekçesini şöyle yazdı:
“Sanığın huzurda gözlenen kişiliği ve yapısı, dosyaya ibraz edilen özgeçmiş bilgilerini de içeren CV’si, savunma ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde, binlerce CD ve DVD inceleme işlemi sırasında sanığın savunduğu gibi DVD’nin karışmış olabileceği gibi...”
Şimdi dikkat.
Gerekçe bölümünün devamındaki şu ifadeye dikkat:
“... kötü niyetli kişi ya da kurumlar tarafından sanığı aşağılayıcı bir suçla suçlamak isteyen kurumlar tarafından bu DVD’nin diğer el koyulmuş eşyalar arasına koyulmuş olabileceği...”
* * *
Daha önce de defalarca yazdım.
Eskiden birini okka altına götürmek için cebine, evine, çantasına, arabasına bir paket uyuşturucu koyarlardı.
Yallah içeri.
Eh.
Devir artık teknoloji devri.
Bilgisayara gönderilen bir virüs, araya sıkıştırılan bir CD fazlasıyla etkili.
Ondan sonra, çuvalın içindeki taşı bulmak için, işin yoksa ayıkla pirinci!

Haberin Devamı

Tek karelik hayal!

Haberin Devamı

Tuzağa dikkat

Tarihe geçenler

Olimpiyat tarihine geçen iki sporcu var. İkisi de yüzücü.
Biri, ABD’li.
Michael Phelps, katıldığı üç olimpiyat oyunlarında 19 madalya alarak “en fazla madalya kazanan sporcu” oldu.
Üstelik o madalyaların 15’i altın.
Diğeri bizden biri, Derya Büyükuncu.
İlk kez 1992 yılında Barselona’da yarıştı.
Sonra sırasıyla...
1996’da Atlanta’da.
2000’de Sidney’de.
2004’te Atina’da.
2008’de Pekin’de kulaç attı.
Nihayet 2012 Londra Olimpiyatları’nda, Büyükuncu yine havuzdaydı.
Ve o da altı olimpiyata katıldığı halde “hiç madalya kazanamayan sporcu” olarak ve elbette “maalesef” tarihe geçti.