HEPSİ “orta yaş” olarak adlandırılan yaş kuşağında.
Birinci “ortak özellikleri” bu.
Yine hepsi “karınca kararınca” yaşayıp, gelmişler bugüne kadar.
Bu da, ikinci ortak özellikleri.
Onları biraz tanıyalım şimdi.
Ankara’da taksi şoförlüğü yapan kişi, çileli mesleğinin yorgunluğunu, tek evlâdının gülen yüzü ile gidermeye çalışıyor.
Diğeri bir işçi. İki çocuğu var. En büyük şansı, “Türkiye’nin en yaşanası kentlerinden” Isparta’da ikamet etmesi.
Bir diğerinin tasası büyük. Türkiye’nin en büyük ve zorlu kenti İstanbul’da boyacılık yaparak, eşine ve iki çocuğuna bakmaya çalışıyor.
Nihayet Amasya’ya gidiyoruz. Merzifon’da yaşıyor. Çiftçilik yaptığı için, en azından “temiz hava” ve büyük ihtimal “bol gıda” ile sağlıklı bir hayat sürüyor.
* * *
Gelelim, üçüncü ortak özelliklerine...
İsimlerini bilen, yok denecek kadar az.
Neden?
İşte bu sorunun cevabı, aynı zamanda dördüncü ortak özelliklerini de anlatıyor.
İsimlerini saklıyorlar çünkü “Milli Piyango’nun Yılbaşı Çekilişi’nde kazandıklarını” kimsenin duymasını istemiyorlar.
Onlar, artık birer milyoner.
Öyle bir-iki milyonluk milyoner de değil.
Tam 7 milyon 500 bin liranın sahibi oldu dördü de.
“Bekleyen derviş” hesabı...
Sonunda muratlarına erdiler.
* * *
Ve onların durumu, Türkiye’nin halini yansıtıyor aslında.
İnsanların ekonomik yoksunluktan kurtulması için, kendilerine ille de bir “piyango” çıkması gerekiyor.
Hem de en büyüğünden!
Yoksa vaziyet vahim.
Çok şükür.
Dört kişi kendini kurtardı.
Türkiye’nin nüfusu son olarak 71 milyon 517 bin 100 olarak açıklanmıştı galiba.
Düşün 4’ü...
Geriye kaldı, 71 milyon 517 bin 96.
Sıkın dişinizi biraz daha.
Sıranın size gelmesine az kaldı!
Ne mutlu eşek olana!
GELEN elektronik postadan harika bir hikâye çıktı.
1950’li yıllar, Amerikalı mühendisler Türkiye’de bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış.
O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Bayındırlık mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şerit metre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.
Bunu gören Amerikalı mühendis sormuş:
- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Nasıl yani?
- Eşek yüzde 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinden kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler.
Amerikalı gülmeye başlamış:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Cevabı tahmin edersiniz:
- Amerika’dan mühendis getirtiyoruz!
Ve eşek, mükemmel bir rehberdir malumunuz.
Doğru yoldan hiç şaşmaz!
Tek karelik merak