BİR büyük tehlikenin saçma sapan bir tartışmaya dönüşme haline, bir isim koymalı önce.
Meselâ...
Şapşaloji.
Olur mu?
Olsa da “koydum” olmasa da “koydum” deyip, sorunun özüne dönelim hemen.
Bildiğim bir şey var.
İzmir’de, 150 personeli olan bir sağlık kurumunda H1N1 aşısı olanların sayısı, sadece 30 kadar.
Olmayanların çoğu ise “mavi gömlekli” çalışanlar.
Neden?
Dedikodu almış yürümüş aralarında:
“Biliyor musun, domuz gribi aşısı adamı kısır yapıyormuş!”
Eh, haklılar.
Hele Başbakan’ın, “Mutlaka üç çocuk yapın” dediği bir ortamda!
* * *
Ve zaten Başbakan’ın her söylediğini ciddiye alan yandı.
Misal, Sağlık Bakanı.
Başbakan’dan yediği fırçayı ciddiye alsaydı...
Çoktan istifayı basardı!
En dikkat çekici durum, Sayın Başbakan’ın ABD’deki aşıya kafayı takması.
Kolayı var canım.
Açsın Obama’ya bir telefon.
Hemen gönderiverir kendisine “sülale boyu” bir doz!
* * *
Bilim adamları diyor ki:
“Bu aşının da, her aşı kadar riski var. Yapılması gereken domuz gribine yakalanmanın riskleri ile aşının risklerini karşılaştırmaktır.”
Karşılaştırdık.
Dünyada ve Türkiye’de domuz gribinden ölenlerin sayısı hızla artıyor...
Aşı olanlar arasında ise “iki ayılan-bir bayılan” var.
Netice:
Risk grubuna girsem de girmesem de, aşıyı bulduğum an, yaptırırım.
NOKTA.
Gazi’nin kaderi
HABERİN dehşeti, ona eşlik eden fotoğrafın yanında anlamsız kalıyordu.
Yok.
O fotoğrafı burada yayınlayamam.
İçim acır.
Yüreğim kaldırmaz.
Ama haberi...
Herkes duymalı, herkes bilmeli.
Özellikle de “krizin teğet geçtiği” dünyalarında, aslında “dünyada bihaber” yaşayanlar, bunu mutlaka öğrenmeli.
Haber şu ki:
“Muğla’nın Milas İlçesi’nde, 80 yaşındaki Kore gazisi Muharrem Topçu yalnız kaldığı evde ölü bulundu. Gazinin ilk belirlemelere göre besin yetersizliği ve soğuktan ölmüş olabileceği belirtildi.”
Tek karelik özlem