MEMLEKETİM iki tarafı keskin bıçak gibi.
İster aşağıdan yukarı, ister yukarıdan aşağı...
İster sağdan sola, ister soldan sağa salla.
Ne çıkarsa karşısına, ne konulursa önüne; tam göbekten ikiye ayırıyor anında!
Demokratik açılımdan, AB üyeliğine; ahalinin yarısı bir tarafta, yarısı diğer tarafta.
Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde yapılmış bir anket dikkatimi çekti.
Sormuşlar:
“Ege’de it dalaşı olsun mu, olmasın mı?”
Hayret.
Bu soruya bile, katılanların yarısı “Evet” derken, yarısı “Hayır” demiş!
* * *
Roman vatandaşları “temsilen” bir grup AKP İzmir İl Başkanlığı’na misafir oldu geçenlerde.
Ege Roman Dernekleri Federasyon Başkanı Özcan Çayırlı, “Artık CHP’den ayrılıp AK Parti’ye geçmek istiyoruz” dedi ve İl Başkanı Ömür Kabak’ı, 6 Mayıs’ta, Kültürpark’ta düzenleyecekleri eğlenceye davet etti.
Vay...
Sen misin böyle diyen?
Bu kez sahneye İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır çıktı ve o da CHP İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun’a gitti.
Hatta biraz ağır konuşmuş öteki Romanlar hakkında.
Aralarını daha fazla bozmamak ve ortalığı büsbütün kızıştırmamak için o sözleri aktarmıyorum ama bir davet de onlar yapmış.
“Binlerce kişinin katılımıyla yapacağımız toplantıda kim neymiş görelim” diyerek, Ekrem Bulgun’u mahallelerine çağırmış.
* * *
O unutulmaz “Gırgıriye” serisini hatırlarsınız.
Filmlerde birbiriyle geçinemeyen iki aile vardı hani.
Bir tarafta:
Güllü (Gülşen Bubikoğlu), annesi Sabahat (Perran Kutman) ve dayısı Bekir (Şemsi İnkaya)...
Öteki tarafta:
Bayram (Müjdat Gezen), babası Emin (Münir Özkul), kızkardeşi Sevim (Mehtap Ar) ve halası Rabiş (Asuman Arsan)...
Şenlik, şamata gırla giderdi.
Bazen sevişirlerdi, bazen dövüşürlerdi.
Roman eğlencesi pek güzel olurdu ama...
Roman kavgası da fazlasıyla yaman!
Onun için aman dikkat.
Açılım falan derken...
Sakın ola aranızı açmayın!
Tek karelik Cuig
Yürek dayanmaz
İTALYA’NIN Rimini kentinde, 46 yaşında bir kadın tekvando hocasının lunaparktaki “sling shot” adlı alette fazla heyecana dayanamayarak, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini okuyunca, üzüldüm ama şaşırmadım.
2001 yılında İEF’nin “Onur Konuğu” Çin Halk Cumhuriyeti’ydi. Muhteşem bir akrobasi grubu ile gelmişlerdi. Fuar süresinde her gece halka açık gösteriler yaptılar, hayranlık topladılar.
Hele minik Cuig, grubun yıldızıydı. O kadar ki, ulusal TV kanallarının ana haber bültenlerine bile çıktı.
Fuarın sonuna doğru, konuklarımızı Lunapark’a götürdüm. Ne de olsa çoğu çocuk yaştaydı.
Hep beraber oyuncaklara binmeye başladı.
Meretlerin adı oyuncak!
“Tek karelik Cuig”de de gördüğünüz gibi, Çinli velet elimi bırakmadı. Her makineye binmek istedi.
İnanın, birkaç kez ölüm anını yaşadım o çılgın aletlerin tepesinde.
Aşağı inince Lunapark’ın işletmecisi Esat Coşkun’a sordum:
“Sen bunlara bindin mi?”
Ne dese beğenirsiniz?
“Ben manyak mıyım?”