Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

RİVAYET o ki, “dünyanın sonuna” sadece üç yıl kaldı.
21 Aralık 2012’de, belki bir anda her şey olup, bitecek.
Belki sonun başlangıcı, 21 Aralık 2012’den itibaren dalgalar halinde yaşanacak.
Sözü edilen tarih gibi, olacaklar hakkındaki rivayetler de muhtelif.
Denir ki:
* Ortaya çıkan manyetik çekim gücü, erimiş demir haldeki dış çekirdeği yer kabuğuna yakınlaştıracak ve tüm yanardağlar patlama nokt asına gelecek.
* Yer kabuğu altındaki lav ve yer katmanlarının hareketleri ile depremler görülmeye başlanacak ve şiddetleri ile sayıları, Marduk yaklaştıkça artacak.
Fizik yasaları ile anlatılan buna benzer daha çok senaryo var.
Fizik.
Kimya.
Matematik.
Hiçbirinin önemini yadsımıyorum.
Ama hepsine hükmeden başka bir şey var:
Akıl.
Bir an için düşünün.
Rivayet doğru.
Üç yıllık ömrü kaldı dünyanın.
Ne yapmalı insanlar?
Daha çok kavga ve savaş...
Daha çok hırsızlık ve yolsuzluk...
Daha çok yalan ve dolan...
Bunları yapmayı devam mı etmeli?
Yoksa...
Huzuru ve zenginliğin paylaşımını sağlamak için, aklın yolundan mı yürünmeli?
Mümkün olsa da, yeryüzünde yaşayan 7 milyar insanın katıldığı bir “açık oylama” yapılsa; eminim yüzde 100’e varan oranla “aklın yolu” seçilirdi.
Yine düşünün.
Kıyamet yok, Marduk palavra.
Ne değişir ki?
Aklın yolundan yürünmeyecekse zaten...
Batsın bu dünya!


Eski dostlar
GÖNÜL SOYOĞUL’un Ege’de Sonsöz sitesinde, İstanbul’da saltanat süren gazeteci dostlarımızla yaptığı söyleşi dizisi devam ediyor.
Her ne kadar, “hariçten gazel” okumanın “kıymet -i harbiyesi” tartışılabilir olsa da...
Her ne kadar, “bir eli yağda bir eli balda” olanların, ekmeğini kazanmak için “arı kovanına el sokmaktan” başka çaresi olmayanların derdini anlamasını beklemek “safdillik” olsa da...
Gazeteci dostlarımızın, bir zamanlar ekmeğini yiyip, suyunu içtikleri şehirle ilgili “duygu ve düşünceleri” önemli.
Özetle...
“İzmir batıyor” diyen de var.
“İzmir zaten batmaya müstahak” diyen de!
En acısı...
“İzmir’i defterden silmiş” kimi.
Yine de uzun cümlelerin satır aralarını “iyi okumak” gerekli.
Bazı ahmaklar, okusa da yine anlamayacak ama...
Doğru sözlerin çoğu, oralarda gizli.


Tek karelik ihtimal

Rivayet gerçek olsa...