CEMİL ÇİÇEK ile Abdülkadir Aksu’nun “nereden nereye” geldiğini araştırırken, 1991 yılındaki Genel Seçim sonuçları çıktı karşıma. Ve haliyle, o seçimde İzmir’den milletvekili olanlar...
Bir iddiam var.
İzmirli, bugün milletvekili olanları tanımıyor ya... Bir araştırma yapılsa, sanırım 1991’de milletvekili olanların çoğunu hatırlayacaktır insanlar.
Kimdi onlar?
Veli Aksoy (SHP), Yıldırım Avcı (DYP), Cengiz Bulut (ANAP), Işın Çelebi (ANAP), Nevzat Çobanoğlu (DYP), Halil Çulhaoğlu (SHP), Timur Demir (ANAP), Kaya Erdem (ANAP), Ersin Faralyalı (DYP), Erdal İnönü (SHP), İlhan Kaya (ANAP), Mehmet Köstepen (DYP), Atilla Mutman (SHP), Mehmet Özkan (DYP), Işılay Saygın (Anavatan Partisi), Rıfat Serdaroğlu (DYP), Erkut Şenbaş (DYP), Süha Tanık (Anavatan Partisi), Cemal Tercan (Anavatan Partisi)
Aradan geçmiş neredeyse 20 yıl.
Ama bu 19 milletvekilinden, siz deyin 10’u, ben diyeyim 15’i kolay kolay unutulmaz.
* * *
Üstelik bazıları aramızdan ayrıldı.
Ersin Faralyalı artık yok.
Erdal İnönü artık yok.
Mehmet Köstepen artık yok.
İddiamı tekrarlıyorum...
Çıkın sokağa, sorun.
Göreceksiniz.
Aslında onlar yaşıyor!
* * *
Hep “ithal milletvekili” tartışması yapılır. Bu tartışmanın yapılmayacağı bir milletvekili listesi varsa, az önce aktardığımdır.
İzmir’de yerleşik olmayan sadece iki isim var o listede.
Biri, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü.
Diğeri, ANAP hükümetlerinin Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem.
Ne var ki, ikisi de “ilk günden” beri yerlerini değiştirmemişler, her seçimde İzmir’den milletvekili seçilmişler.
Dahası...
Erdal İnönü ile Kaya Erdem’den sonra, ne bir parti genel başkanı, ne bir başbakan yardımcısı, ne bir TBMM Başkanı çıkmamış İzmir milletvekilleri arasından.
Ve en önemlisi...
Makamlar, mevkiler bir yana... İkisi de sevgiyle, saygıyla anılmışlar; bilgi, birikim, nezaket ve zarafetleriyle örnek olmuşlar daima.
Ben razıyım.
Erdal İnönü ve Kaya Erdem gibi olacaksa, varsın İzmir milletvekillerinin tümü “ithal” olsun!
İlahi paylaşım
İLKNUR DENİZLİ’ye teessüf ederim. Neden azla yetiniyor? Neden “Valilerin yüzde 25’i kadın olsun” diyor
İşin “teessüf” faslı elbet şaka.
Ama “azla yetinme” noktasında ısrarlıyım.
Türkiye nüfusunun yarısı kadınsa...
Her şeyin yarısı kadınların olmalı.
Valililer mi?
Yarısı kadın olmalı.
Gerçi 81 sayısı ikiye bölünmez ama 40 kadın valiye de itirazım olmaz.
Bakanlar mı?
Yarısı kadın olmalı.
Meclis mi?
275 kadın milletvekili seçilmeli.
Kim ki, bu görevlerde kadınların “daha az başarılı” olacağını iddia eder; onun aklına şaşarım.
Onun için hesabı şaşırmayın.
Yüzde 25’le falan oyalanmayın.
Her şeyin yarısını isteyin.
Vermeyene de...
Örneğin seçim günü geldiğinde aday listelerini “bir kadın -bir erkek” şeklinde düzenlemeyen hiçbir partiye oy vermeyin!
Tek karelik tırmanış