AH BENİM canım kardeşim... Ah benim sevgili dostum... Sen de mi girecektin dümen suyuna?
Sen de mi katılacaktın, milleti “enayi yerine koyanlar” kervanına?
Ah Zafer Çağlayan.
Vah Zafer Çağlayan.
Demeyecektin bunu.
“Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, kredi notunu 2 puan artırmakla küresel krizin Türkiye’yi teğet geçtiğini tasdik etti” lafını etmeyecektin!
Gerçi anlıyorum seni.
Başbakan’ın gönlünü hoş tutmak istiyorsun.
Ona haklı çıkarmak uğruna, bunca yıldır delikanlı tavrınla biriktirdiğin “güven ile itibar” sermayesini bir çırpıda feda etmekten çekinmiyorsun.
Yapma Zafer...
Delikanlılığın da bir sınırı var!
Bilmez misin ki:
Kriz, tuz dağlarının üzerinde oturanları teğet geçti sadece.
Hem de öylesine bir anafor yarattı ki geçerken, kurumayan tek tuz zerresi bile bırakmadı ve böylece tuzu iyice kuruyanların servetine servet kattı.
Yani.
Sadece bankalar memnun... Yalnızca iktidarı çevreleyen ve adı “Mü” ile başlayan cemiyetlerin mensupları mutlu krizden!
* * *
Gerçekten farkında değilsen olan bitenin, gel buraya.
Sor bakalım İzmirli ihracatçılara...
Ege Bölgesi Sanayi Odası’na üye sanayicilerle kapan bir odaya.
Dinle onları.
Öğren krizin nereden ve nasıl geçtiğini!
Hele bir sokağa çıksan var ya...
Gültepe’de veya Alsancak’ta, Kadifekale’de veya Bostanlı’da dolaşırken, “bir dokunsan” insanlara...
Her birinden işiteceğin “bin ah” seni bin defa pişman ettirecektir ağzından çıkan lafa!
Olmuyor Zafer...
Fitch’in kredi “notu” tencereye konup “nohut” yerine pişmiyor!
Urla’da ‘tuhaf’ işler!
BİRİ devletin kaymakamı, diğeri halkın seçtiği belediye başkanı...
Kaymakam diyor ki:
“Başkan kendisini Monaco Prensi sanıyor. Zaten Urla’da da ikamet etmiyor. Kışın Güzelyalı’da, yazın Çeşme’de yaşıyor.”
Belediye Başkanı yanıtlıyor anında:
“Prens değilim ama Urla’yı Monaco’dan daha güzel bir yer haline getireceğim. Ayrıca benim her yerde evim var.”
Bu laf çarpmalar, bir türlü “asıl meseleye” gelememelerinden kaynaklanıyor aslında.
Çünkü bazen el altından, bazen bel altından; bazı “karışık işler” hakkında birbirlerini suçluyor bu iki kamu görevlisi.
Urla Kaymakamı Şahin Bayhan ile Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu’na önerim şu:
Boş lafı bırakın. Ne biliyorsanız, açıkça anlatın. İşte mahkeme... Gidin oraya ve hesaplaşın.
Tek karelik ev sahibi