Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AMERİKAN Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (USGS) internet sitesine her gün bakıyorum.
Alaska’nın güneyinden Guatamala’ya, Peru’nın göbeğinden Solomon Adaları’na nerede bir kıpırtı varsa; ABD ve çevresinde 2.5’tan, dünyanın her yerinde ise 4.5’tan yüksek şiddetteki depremler anında yansıyor oraya.
22 Ocak günü, Yunanistan epey sallandı mesela.
Biri 5.2, üçü 4.5’tan büyük dört deprem oldu.
İzmir’e yakın noktalardaki depremler ise “bereket” USGS’nin listesine girecek veya potansiyelimizi açığa çıkaracak kadar güçlü değildi!
Potansiyelimiz ne mi?
Prof. Ahmet Ercan’ın dilinde tüy bitti.
Yine de bitip tükenmeyen bir sabırla söylemeye devam ediyor:
“Foça, Karaburun ve Midilli üçgeninde yerkabuğu her yıl güneybatıya doğru 2.5 santimetre kadar kayıyor... Midilli’nin güneyinde 7 ya da 7.2 şiddetinde bir deprem olaca... 60 kilometrekarelik bir alan bu depremden etkilenecek. İzmir bu depremi 6 ya da 6.2 şiddetinde hissedecek...”
H H H
Günlerdir Haiti’de olanları izliyoruz. O görüntülerden yüzde biri dahi İzmir’de yaşansa... En az iki bin kişinin yaşamını yitirdiği bir felaket çıkar ortaya.
Onun için işin savsaklanacak tarafı yok.
Aksine...
Depremden önce, deprem sırasında ve deprem sonrasında karşımıza çıkacak sorunlara hazırlıklı olmak amacıyla alınması gereken yüzlerce tedbir var.
Sadece birinin akıbetini, ikidir soruyorum.
Bir afet halinde hemen devreye girecek, İzmir’de kaç tane “seyyar komuta ve iletişim merkezi” var?
Son olarak 10 gün önce demiştim ki:
“İncir çekirdeğini doldurmayan konularda, kızgın yağa düşmüşçesine feveran edenlerin; böyle bir konuda suskun kalması beni çok korkutuyor!”
Bir ihtimal, yazdığımı anlamadılar.
İzmir’i yönetenleri harekete geçirmek için, seçtiğim sözcükleri biraz daha keskinleştirmem mi gerekiyor? Cümlelerim zıpkın olup bir yerlerine batarsa, ses verirler mi acaba?
Veya anladılar...
Ne deseniz boşuna.
Çünkü yıllar geçmiş...
Boşu boşuna!


Onlar, unutulmaz
ÇOCUKLUĞUMUZUN, gençliğimizin, hayatı siyah-beyaz yaşadığımız dönemin efsanelerinden biri daha tarih oldu.
Efsanenin adı Bonanza’ydı.
Oturaklı baba Ben Cartwright (Lorne Grene) dünya tatlısı tombiş Hoss (Dan Blocker) ailenin en genç ve fırlama üyesi Little Joe (Michael London)...
Onları zaman içinde kaybetmiştik.
Ve Bonanza’nin ikinci baba figürü, Ben Cartwright’ın büyük oğlu Adam (Pernell Roberts) da 81 yaşında hayata veda etti.
Böylece Bonanza’yı ete kemiğe büründüren insanlardan hiçbiri bu dünyada değil artık.
Ne var ki...
Sinema öylesine büyülü bir sanat ki, yaratıcılarını sonsuza dek yaşatıyor.
İşte kanıtı...
Bonanza , Amerikan TV kanalı NBC’de 12 Eylül 1959’dan 16 Ocak 1973’e kadar yayınlanmıştı.
Tarih, 27 Ocak 2010 ve biz Bonanza’yı yazmaya, konuşmaya ve izlemeye devam ediyoruz.


Tek karelik efsane

Neden susuyorsunuz