ARKADAŞIN teki, kendi minaresine uydurduğu kılıfı, başkalarının kafasına geçirmek için uğraşıp, duruyor.
Yok efendim, Batı’da bazı gazeteler ve gazeteciler yandaşmış... Bunun nesi yanlışmış... Herkes yandaş olmalıymış...
Mışmış da mışmış, mışmış da mışmış!
Ama dedim.
Daha önce de söyledim.
“Zamane gazetecileri” izzet ile ikbale ulaşmak için ille de “yandaş” olmak zorunda.
Alışmamışlar dara, darlığa.
Alışmamışlar yoka, yokluğa.
İşsiz kalmamışlar.
Sıkıntıya katlanmamışlar.
Mücadele etmeyi, abesle iştigal saymışlar!
Oh.
Ne âlâ.
“Yandaş” oldun mu iktidara, bir unvan gider, iki makam gelir.
Haklılar.
Adam yerine konmak için mutlaka bir mevki lâzım altlarına.
Yoksa...
Kim tanır onları, sokağa çıktıklarında kim bakar suratlarına?
* * *
Yeri gelmişken ilave edeyim.
Gazeteciliği güven zafiyetine uğratan yığınla başka şey de yapıldı şu geçen 20 yıl içinde.
Bazı beylerin egosantrik alışkanlıkları, dantel gibi işlendi gazete manşetlerine.
Kâh insana dair haberlerin yerini, apış arası hikâyeleri aldı.
Kâh osuruktan teyyarelere, süpersonik jet muamelesi yapıldı!
Eh.
Bunca yanlış varsa bir yerde...
Yağcılık ile yalakalık el üzerinde tutulur yandaşlığın ise baş üstünde yeri olur!
* * *
Nihayetinde tavrım net, tarzım belli.
Her ne kadar “gazetecilik” mesleğini bir süreliğine askıya almış olsam da...
Benim kitabımda gazeteci ancak “karşı” olur.
Hırsızlığa, yağmaya, soyguna karşı olur.
Baskıya, zorbalığa karşı olur.
Yalana, yanlışa, yandaşlığa karşı olur.
Aksi halde...
Gazeteci olsan ne olur, olmasan ne olur!
Müşahidim olur musun?
AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci’nin cep telefonu BİP’ledi.
Bir mesaj gelmişti.
Taha Aksoy’un da, Tuğrul Yemişçi’nin de...
Öteki AKP milletvekillerinin de.
Mesaj kısa ve netti:
“X numaralı sandıkta müşahit olmak ister misiniz? Evet diyorsanız (E), Hayır diyorsanız (H) yazıp gönderin.”
En gırgırı, aynı zamanda AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Nükhet Hotar bizzat arandı.
Arayan da, Konak İlçe Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Nurdan Akman’dı.
Hotar’ı partiye davet ediyordu, sandık müşahidi olması için!
Milletvekilleri kızgın.
Hotar çok kızgın.
Nitekim öfkesini şu sözlerle ifade ediyor Nükhet Hanım:
“Milletvekillerinin hepsi buna çok bozuldu. Bunlar sadece İzmir teşkilatında yaşanıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Olumsuz örnek teşkil etmemesi için parti disiplini içinde gereken yapılmalı.”
Tamam.
Çuvaldız İzmir teşkilatına batırıldı.
Ya iğne?
Kendilerini, kendi teşkilatına bile doğru dürüst tanıtamayanlar, bir iğneciklik uyarıyı dahi hak etmiyorlar mı?
Tek karelik yaşasın askerlik!