MEKTUP yazmak yeniden moda oldu.
Çok sevindim.
Epeydir yapacak ek iş arıyordum ki, şu “mektup modası” bana ilham verdi.
Artık sanal bir ofis açabilir, derdini ifade etmekte zorlananlara yardım edebilirim.
Malum.
Bal tutan parmağını yalar.
Ben de kendi reklâmımı yapayım ve ilânlarımı ofisin camekânına asayım o zaman.
Bir kere, - a...
Yani “aşk mektubu” başta:
- b, - c, - d, - e mektup yazılır.
Kişiye özel, şiir yazılır.
Hikâye yazılır.
Roman yazılır.
* * *
Televizyonlar için...
Yepyeni yarışma, eğlence ve tartışma programı formatı yaratılır ve tabii yazılır.
Dizi film senaryosu yazılır.
Film senaryosu yazılır.
Reklâm ajansları için...
Metin yazılır.
Sloganın âlâsı bulunur ve yazılır.
* * *
Bilumum toplantılar için...
Açılış, kapanış konuşması yazılır.
Politikacılar için...
Nutuk yazılır.
Siyasi partiler için...
Tüzük, program yazılır.
* * *
Sadece başkası için...
“Köşe” yazılmaz!
* * *
Siparişlerinizi bekliyorum.
Gel -git’ler...
DERLER Kİ:
Emir, demiri keser.
Misâl, Deniz Baykal emir verdi mi; CHP Konak İlçe Başkanlığı’na paraşütle gelen, paraşütsüz gider!
Hayalimdeki siyasal parti örgütlenmesi modelinde, normal olanı bu aslında.
İlçe başkanı, il başkanı seçimle gelmez, gelmemeli.
Onlar, genel başkanı temsil eder; ilçelerinde, illerinde.
Genel başkan “gel” dediğinde gelirler, “git” dediğinde giderler.
Diğer yanda, siyasal partinin “mutlak sahibi” üyeleridir.
Şimdiki gibi çoğu “naylon” olmayan, sapına kadar “gerçek” üyeleri.
Ve üyeler...
“Gel” dediğinde, genel başkanlar gelirler.
“Git” dediğinde de, giderler.
Var mısınız sayın genel başkanlar...
Üyelerinize güvenmeye, kararlarına saygı duymaya cesaretiniz var mı?
Tek karelik hizmet