BAŞBAKAN “Haydi açılalım” dedi.
Açıldık.
Nereye?
Anlaşılıyor ki, meçhule!
İnsan plajda bile bastığı yere dikkat eder, denize açılmadan önce.
Aksi halde...
Parmağına diken batabilir.
Su birden derinleşebilir.
Ayakların yerden kesilebilir.
Bacağına kramp girebilir.
Hele yüzme bilmiyorsan...
Eyvah!
Tepine tepine çırpınsan da...
Boşuna!
Ve şimdi...
Sanki böyle bir hal yaşanmakta!
* * *
Sen Emine Ayna ile yola çıkarsan, ona “can simidi” muamelesi yaparsan, gelen ilk dalgada olacağı budur.
Neymiş?
Emine Ayna...
Ne derler?
Çal çal oyna!
Hanımefendi de bir yandan çocuklara taş attırıyor, diğer yandan çıkıyor televizyona, göbek atıp oynuyor:
“Bittiiii... Açılım bittiiiii...”
Oysa.
Dert belli, niyet belli:
Apo dışarı, PKK içeri!
Bizdeki de salaklık işte.
Muhatap aldıklarına güvenmesek de, Sayın Başbakan’ı ciddiye alıp, “Mutlaka bir bildiği vardır” umuduyla kısa metrajlı bir hayal gördük boş yere!
Gevrek, boyoz ve de kumru
İzmir’i anlatacak “ Bir gevrek bir boyoz iki de kumru” filminin yönetmeni Osman Dikiciler, şöyle diyor:
“Kuşkusuz İZKA’nın vermiş olduğu destek çok anlamlı. Bizler de bu desteğin ve güvenin, hem mutluluğunu, hem de onurunu yaşıyoruz.
Bu hayırlı ve onurlu desteği ‘izlenmeye değer yapıt’ koşuluna bağlamanızı da doğal bir görev kabul ediyoruz. Gerçi, Ziya Paşa’nın artık atasözüne dönüşmüş dizesiyle ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın rütbeyi aklı eserinde’ dizesinde de belirttiği gibi, şimdilik sözlerimiz sadece laftan ibaret olsa da, bunun en azından çabasının sözünü vermek isteriz.
Umarım çabalarımızın ve emeklerimizin karşılığını, sizlerin de şahitliğinde İzmir’de ki galamızda alırız ve bize bir sorumluluk olarak da yüklenen bu anlamlı desteğin karşılığını en iyi bir şekilde geri öder ve tüm kentimizle helalleşiriz... Lütfen bundan sonra da desteğinizi bizlerden esirgemeyiniz.”
Dikiciler’in cümleleri...
Sanki “güzel bir film yapacağının” da müjdecisi.
Emin olsun.
Desteğimiz daima yanında olacaktır.
Tek karelik ölümsüz