Kim bu MHP’li?

MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, öfkeli:
“Kendi milletvekillerini iknada başarılı olamayanlar, şimdi başka mecralarda şansını boş yere deneme arayışındadırlar.”
Devlet Bahçeli, yumruğunu sallayarak, kürsüye vurarak konuşuyor:
“MHP’nin hiçbir mensubu, milletimizin helal süt emmiş hiçbir ferdi, Habur’da terörist karşılarken ve kucaklarken gördüğü, başımıza çuval geçirilirken suskunluğuna şahit olduğu, katile ‘sayın’, şehide ‘kelle’ diyen bir zihniyetin yanında kesinlikle yer almayacaktır.”
Sen misin böyle diyen?
İster “nazire”, ister “nispet” deyin... Şu başlık malum gazetelerde yer alıverir hemen:
“MHP’liden referandumda evet oyu”
Hayret.
Kim bu MHP’li?
Meğer 1999 yılında MHP’den Trabzon Milletvekili seçilen Orhan Bıçakçıoğlu imiş bu kişi.
* * *
İzmirliler hatırlayacaktır.
Orhan Bıçakçıoğlu’nun kardeşi Burhan Bıçakçıoğlu da aynı dönemde, DSP’den İzmir Milletvekili seçilmişti.
Hatırlıyorum da...
“Rahşan Affı” tartışmaları sırasında, Bahçelievler katliamı hükümlüsü Haluk Kırcı ile Balgat katliamı hükümlüsü İsa Armağan’ın eylemleri için, “Sonuna kadar sahipleniyorum” demişti, Bıçakçıoğulları’ndan Orhan.
Bunun üzerine Burhan Bıçakçıoğlu “kardeşinden utandığını” açıklamıştı...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise “suç ve suçluyu övme” fiilinden Orhan Bıçakçıoğlu hakkında dava açmıştı.
* * *
Davanın sonucu hakkında bilgim yok.
Bildiğim, Orhan Bıçakçıoğlu’yla AKP arasında “sempatik ilişkiler” olduğu... Bir de www.etikhaber.com sitesinde yer alan şu haber:
“1. Karadeniz Oyunları programının bitiminde Başbakan Erdoğan, Ankara’ya dönerken Trabzon havaalanının VİP salonunda, son zamanlarda AKP’nin yayın organlarında sürekli MHP aleyhinde demeçler veren, MHP Trabzon eski milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu ile yaklaşık 1 saat baş başa görüşme yaptı.”
Kıssadan çıkarılacak iki hisse var şimdi.
Birincisi herkese...
Sakın ola, gazetelerde çıkan her haberi ciddiye almayın ve mümkünse altını, üstünü eşeleyin.
İkincisi, partilerin genel başkanlarına...
Adaylarınızı mutlaka demokratik usullerle belirleyin ki, yanlış seçimlerin faturası, yarın öbür gün size kesilmesin!


Kriz yönetmek zor iş
TURKCELL Genel Müdürü Süreyya Ciliv, telekulak olayı hakkında çok iddialı konuşmuş.
Ciliv’e göre:
“Turkcell’de dinleme yapılamaz. Turkcell’de dinleme yapılması hukuki ve teknik olarak mümkün değildir. Müşterilerimizin bu konuda içlerinin rahat olmasını istiyoruz.”
Kusura bakmasın.
İçim hiç rahat değil.
Neden?
Birincisi, dinlemenin “hukuki” olduğunu kimse söylemiyor zaten.
Ve ikincisi, teknik olarak dinleme yapılamayacağına inanmak ise mümkün değil.
Ciliv’in zor ve sıkıntılı bir süreç yaşadığını kabul ediyorum. Ama bu krizi yönetirken, örneğin deseydi ki:
“Sonuçta ortaya çıkacak yanlışlar, bir daha tekrarlanmamak üzere giderilecektir. Benzer bir duruma asla izin verilmeyecektir. Müşterilerimizin bu konuda içlerinin rahat olmasını istiyoruz.”
İşte o zaman, içim daha rahat olurdu.


Tek karelik horoz dövüşü