Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GENEL Maden İşçileri Sendikası, mart ayında yani büyük facia yaşanmadan birkaç ay önce, “Zonguldak Kömür Havzası’nda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” adlı bir rapor hazırladı.
Raporda hem tespit, hem öneri var.
Örnekse...
* 10 bin ton tüvönan (işlenmemiş cevher) üretime isabet eden kaza sayısı 2008’de 8.2 iken, 2009’un 11 aylık dönemde 12.1’e çıktı.
* Kazaların üretim-çalışan sayısı ilişkisine bakıldığında; 2000-2002 arasında düşüş, 2005’ten sonra artış var.
* Havzada 2000 -2009 arasında 25 bin 655 iş kazası yaşandı, 63’ü ölümle sonuçlandı.
Bunlar tespit.
Ya öneriler?
“İki havalandırma grubu olmalı, yeraltı çalışmalarında en az iki ayrı yoldan yerüstü bağlantısı olmalı, ocak içindeki makineler alev sızdırmaz özellikte olmalı” gibi teknik konular yanında, şu da önemli meselâ:
“Teknik nezaretçi, ücret yönünden işletme sahibine bağlı. Ücretin işletmeden alınarak devletçe verilmesi denetimin bağımsız olmasını sağlar.”
Netice “işin uzmanı” olan herkes, işin içinde “ciddiyet” olması halinde, kazaların yüzde 95 oranında söylüyor, savunuyor.
* * *
Ortaya konan tespit ve öneriler, maden ocaklarından yaşanan kazaların “mesleğin kaderi” gibi tuhaf bir gerekçeyle izah edilemeyeceğini zaten kanıtlıyor.
Sayın Başbakan, tıpkı ekonomik krizdeki “teğet” iddiası gibi, bu felaketi de “kader” diye yaftalamada ısrarlı ama...
Enerji Bakanı Yıldız’ın “Artık sert tedbirler alınacağını... Özellikle kaçak ve kurallara uygun çalışmayan ocakların hedef alınacağını” söylemesine, ne demeli?
İş işten geçtikten sonra maden ocağında “taziye nöbeti” tutmak için emir vermek marifet değil.
Marifet, tespit ve önerilerden yararlanmak.
Marifet, sorunu ciddiye almak.
Çünkü yapacak ve yapılacak çok şey var.
Eğer bütün bunları zamanında yapmazsanız...
Yaşanan faciaların adı “kader” değil, ancak “keder” olur!


Ruh ikizim Dalay Lama
TİBET’İN sürgündeki ruhani lideri Dalay Lama, “Marksizm’in servetin eşit dağılımı konusuyla ilgilenen, tek doğru ve etik ekonomi sistemi olduğunu” savunmuş.
Kendisinin de “ruhen Marksist” olduğunu açıklamış.
Epeydir kendi ruhumla bir hesaplaşma içindeydim ben de.
Ve galiba...
“Ruhen Marksist” olma hali, benim için de geçerli.
Dolayısıyla da...
Dalay Lama ile “ruh ikizi” oluyoruz!
Derseniz ki:
Bu noktaya geldin?
Lama ile aynı coğrafyanın insanı olan Konfüçyüs’ün “Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa... O yerde güneş batıyor demektir” sözü var ya...
Belki de bu sözün, her zamankinden fazla geçerli hale gelmesindendir!


Tek karelik ekmek parası

Kader değil keder