İnadı inat!

KOCA kamyon gelmiş, tam gaz evin duvarına patlatmış.
Ortalık toz duman.
Cam, çerçeve yerde.
Taşıyıcı kolonlardan biri ağır hasar almış.
Çatı hafiften kaykılmış.
İçerdeki beş kişilik aileden, evin beyi sizlere ömür, büyükanne komada, evin hanımı şanslı (sadece kolu kırık), çocuklardan küçüğü yoğun bakımda, ağabeyinin iki bacağı alçıda...
Şimdi ben, onların karşısına geçeceğim ve gözlerinin içine baka baka şöyle diyeceğim:
“Şartlara bakıyorum, olanlara rağmen, hamdolsun nedir durum? Kamyon teğet geçti. Gene söylüyorum, teğet geçti...”
Diyemem.
Söyleyemem.
Başıma tabanca da dayasalar...
Kör kuyuya da atsalar...
Her şey bir yana, Allah’tan korkar; böyle bir laf edemem.
* * *
Türkiye’nin hali malum.
Kaç kişi halinden, tam anlamıyla memnun?
Ben saydım.
Sadece 29 bin kişi! (Bkz. 10 Ekim tarihli, ‘Mudi ile mevduat’ başlıklı yazı)
Ve hal böyleyken...
Sayın Başbakan partisinin grup toplantısında kürsüye çıkıyor, (büyük ihtimal, büyük bölümü o 29 bin kişi arasında yer alan) karşısındaki zevata hitaben ve “inadım inat” dercesine diyor ki:
“Ekonomik şartlara bakıyoruz, dünya krizine rağmen, hamdolsun neredeyiz? Evet, gene söylüyorum teğet geçti. Gene söylüyorum teğet geçti. ”
Madem öyle...
Halkın (yoksulluk) derdini ve (kendini krize kurban edenlerden tez zamanda kurtulma) umudunu simgeleyen, Aşık Daimi’nin türküsü “kapak olsun” bu sözlere:
“Ne ağlarsın benim zülfü siyahım,
Bu da gelir bu da geçer ağlama.
Göklere erişti figanım ahım,
Bu da gelir bu da geçer ağlama.”

Anlayan beri gelsin
BELEDİYE bir karar alıyor, Bayındırlık İl Müdürlüğü “şu eksik bu yanlış” minvalinde bir rapor hazırlayıp, Vali Bey’in önüne koyuyor.
O da “el mahkûm” basıyor imzayı.
Yallah mahkemeye!
Şaka değil, dava sayısı 159’a ulaşmış.
Ve şurası kesin.
İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında yıllardır süregelen “davalaşma” şehre zarar veriyor.
Ya çare?
Burhan Özfatura demişti ki:
“Vali Kıraç ve Başkan Aziz Kocaoğlu, bürokratlarını karşısına alsın, birlikte toplantı yapsın. Bu iş ancak o zaman çözülür. ”
Deniz Sipahi, işte “o işi” Vali Kıraç’a sormuş.
Hürriyet Ege’deki yazısında da, Kıraç’ın yanıtını aktarmış:
“Plan yapıcıları yakında bir araya getirip, buluşturacağım. İzmir’in Valisi kentin önünü tıkamaz, açar. Komiteler toplansın, uzlaşsın, geleceği öyle planlasın.”
İyi güzel de, bugüne kadar neden beklendi; anlayamadım!

Tek karelik kriz