Jandarma Er Metin Çevik’in babası Recep Çevik, oğluyla yaptığı son telefon konuşmasını anlatıyor:
“Bayrama yetişip yetişemeyeceğini sordum. Bana gelmesinin zor olduğunu ve yolların mayınla dolu olduğunu söyledi. Baskın olacağını bana söyledi. Biliyormuş. Baskın olacağı konusunda bildiri vermişler. Baskın olacağını biliyorlardı.”
Şehit Metin “er” haliyle baskın olacağını biliyordu da, ya komutanları, yüzbaşıları, albayları, generalleri; onların haberi yok muydu olacaklardan?
Gitti gene aslanlar.
Göz göre göre gitti.
Tıpkı Bülent Yanpala’nın 1995 yılında Tunceli’de, Barış Demir’in 2008’de Erzincan’da, Arif Serçe’nin 1992’de Iğdır’da, Ali Yıldırım’ın 2003’te Şırnak’ta, Erkan Demir’in 1996’da Sivas’ta, İbrahim Er’in 1991’de Hakkari’de, Kamil Alkan’ın 2006’da Siirt’te, Macit Hastürk’ün 1990’da Diyarbakır’da gittiği gibi.
Az önce adını andığım şehitlerin hepsinin doğum yeri İzmir’di.
Aslında ne fark eder, ha İzmir, ha Mardin; ha Kayseri, ha İstanbul.
Hepsi bizim onların.
Hepsi canımız.
Hepsi ciğerimizden bir parça.
Ve hepsi askerliği “vatan borcu” saydıklarından, gencecik yaşta silah altına alındılar.
Şunu da herkes bilsin.
Yaşın, başın önemi yok.
Eğer ülkemize yönelik topyekzn bir saldırı olursa, biz de alırız silahı elimize.
56 yaşında olmamıza bakmadan, askerlikten yırtmanın yolunu aramadan (!!!) yine giyeriz üniformayı; yeri geldiğinde can da alırız, can da veririz.
Fakat bu iş başka.
Koşullar “düzen” dışında.
Orada olanlar fazlasıyla “profesyonel olmayı” gerektiriyor.
3-5 haftalık eğitimin ardından bir dağ başına gönderilen garipler ancak hedef olur orada.
Öyle oluyor zaten.
Geçenlerde Milli Savunma Bakanı açıkladı:
1984 yılından 8 Haziran 2012’ye kadar şehit olan 6 bin 169 askerden 4 bin 798’i er ve erbaş.
Ergenekon, Balyoz vs. davaları var ya...
Geçin onları.
Asıl dava “şehit olan er ve erbaşların” hakkını aramak için açılmalı.
Ve o davalarda “darbe hazırlığı yaptıkları” iddiasıyla tutuklanan generaller, amiraller de var ya...
Bırakın onları.
Emekli edeceğinize gönderin Hakkari’ye, Şemdinli’ye; dağ başındaki karakollarda nöbet tutsunlar.
Tek karelik tırmanış!
İnsanlık adına okuyun
Şimdiye kadar okuduğum en etkileyici mesajı, Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim yılı başında öğretmenlerine gönderirmiş.
Dermiş ki:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar,
İşini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler,
Lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.
Sizlerden isteğim şudur.
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024