TACİDAR SEYHAN günlerdir soruyor:
“2007 ve 2009 seçimlerinden sonra Seçsis sistemi üzerinde bir güvenlik araştırması yapılmış mıdır?”
“Yazılımın açık kaynak kodları siyasi partilerin incelemesine açılmış mıdır?”
“Seçim sonuçlarının girişinden sonra datalar üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını tespit edebilmek için bir zaman damgası kullanılıyor mu?”
“TÜBİTAK’ın geliştirmiş olduğu zaman dalgasını bu seçimlerde uygulamayı düşünüyor musunuz?”
“Seçsis’in siyasi partilere link atılarak şeffaf hale getirilmemesinin nedeni nedir?”
“Tüm vatandaşlarımızın kendi sandıklarını anında kontrol edebilmesini, sağlamak ve seçim sonuçlarının şeffaf bir şekilde izlenmesini sağlamak amacıyla 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandum seçimlerini ysk.gov.tr sitesinden yayınlamayı düşünüyor musunuz?”
Sorular ortada.
Ama cevap yok.
* * *
Referanduma sayılı saatler kaldı oysa. Endişe ise her geçen dakika büyüyor.
Büyüyor çünkü CHP’nin “bilişim uzmanı” Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın iddiası büyük!
“Kamuoyunda mevcut seçim sistemiyle ilgili yazılıma dışarıdan müdahale ile girilebileceği kanaati yaygındır.12 Eylül 2010 seçiminde sisteme müdahale edilerek yazılımın yüzde 52, yüzde 53 dolaylarında evet çıkmasına programlanacağı, oy kullanmayanların bir kısmının oy kullanmış gibi gösterilerek evet hanesine kaydırılacağı yönünde bir endişesi vardır. Pratikte bu mümkün olduğuna göre seçimlere gölge düşürmemek için mevcut yazılım üzerinde bir inceleme yaptırmayı ve kamuoyunda oluşan olumsuz kanaati kaldırmak için bir önlem almayı düşünüyor musunuz?”
* * *
Sorular birer zıpkın gibi Başbakan’a yöneliyor.
Başbakan ise ulaşılmaz bir yerde.
Kendi âleminde!
Kim ne sorarsa sorsun, o kendi istediğini söylüyor:
“Yaptırdığımız anketler, yüzde 45 veya 46 hayır, yüzde 55 veya 56 evet çıkacağını gösteriyor...”
Diğer yanda Adil Gür’ün ve SONAR’ın anketlerinde, evet ile hayır arasında “kıldan ince” bir fark var.
Yani.
Sisteme küçük bir müdahalenin dengeyi istenen tarafa doğru bozma tehlikesi var!
Bunun için de DSP Genel Sekreteri Erçelebi çırpınıyor:
“Sonuçların birleştirme sürecinde, il ve ilçe seçim kurulları ile YSK’da, seçimlere katılma hakkı olan partilerden birer temsilci bulunmalı.”
Başbakan susabilir.
Fakat Yüksek Seçim Kurulu’nun sessiz kalmaya hakkı yok.
İzmir tamam da...
KEMAL KILIÇDAROĞLU’nun İzmir mitingini farklı şekillerde yorumlayanlar olsa da, en çok hoşuma giden, Gündoğdu Meydanı’ndaki manzaranın şu marş eşliğinde aktarılması oldu:
“Of of Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak.
Aman Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçti Genç Osman.
Of of Genç Osman dediğin bir küçük aslan
Bağdat’ın içine girilmez yastan.
Aman her ana doğurmaz böyle bir aslan
Allah Allah deyip geçti Genç Osman.
Of of Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı.
Aman kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçti Genç Osman.”
Özetle...
İzmir’in kapısı açık.
Ya Bizans’ın?
Tek karelik HAYIR’cı!
Özay Şendir
ABD’de yaşama hayali
12 Ocak 2025
Abbas Güçlü
Eğitimi neden düzeltemiyoruz?
12 Ocak 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcı güvenli limanlara sığındı
12 Ocak 2025
Ali Eyüboğlu
Burak Kut: ‘‘Hayatım mucizeler, iniş ve çıkışlarla dolu’’
12 Ocak 2025
Güldener Sonumut
Trump Avrupa’yı stratejik otonomiye mi itecek?
12 Ocak 2025