Önde bir kamyon, yokuş yukarı çatlaya patlaya gidiyor.
Siz de arkasına takılmış, çatlaya patlaya onu takip ediyorsunuz.
Yokuş bitecek gibi değil.
Görüş mesafeniz ise sıfıra yakın.
İbre 20 kilometrenin biraz üzerinde.
Kaplumbağa hızından az hallice!
Sonunda sabrınız tükeniyor:
“Yeter. Bu çile çekilmez...”
Direksiyonu hızla sola kırıyor ve gaza basıyorsunuz.
Hep söylendiği gibi “o an” bir saniye yalnızca.
Hayatınız film izlercesine akıp, geçiyor gözünüzün önünden hızla.
Çünkü devasa bir TIR var karşınızda.
Sonra...
Eyvah!
Korkulu rüyam olmuştur buna benzer sahneler daima.
Onun içinde nerede bir yol çalışması görsem, çocuklar gibi sevinirim.
Sevinirim zira kiminin “duble yol” dediği ama aslı “bölünmüş yol” olan uygulamaya geçilen her yerde, kim bilir ne canlar kurtuluyordur da, kimsenin haberi yoktur.
Nitekim Bafa Gölü’nün çevresinde de hummalı bir çalışma vardı.
Gerçi bazı bölümler çoktan bitmiş, trafiğe açık.
Bazı bölümlerde ise göl tarafı dolduruluyor, yamaçlar tıraşlanıyor hâlâ.
Ve hatta...
Şu anons duyuluyor çevredeki yerleşim alanlarında:
“Söke-Milas yolunun 0-19’uncu kilometreleri arasında (Bafa Gölü-Karacabel Tüneli Mevkii) patlatmalı yol yapım çalışmaları nedeniyle Çarşamba ve Cumartesi günleri 14:00-16:00 saatleri arasında yol trafiğe kapatılmaktadır.”
Şu aralar fazla dolaştığımdan, Karayolları (veya yol yapımını ihale ettikleri şirket) ekipleri ile sıkça karşılaşıyorum.
Akköy-Pamukkale, Alaşehir-Denizli, Bergama-Soma, Kırkağaç-Akhisar, Manisa-Menemen, İzmir-Turgutlu, Turgutlu-Salihli, Aydın-Çine, Ödemiş-Kiraz-Sarıgöl, Horsunlu-Denizli, Kemalpaşa-Torbalı, Bayındır-Torbalı, Gördes-Köprübaşı, Kula-Eşme, Ayvalık-Bergama, Edremit-Ayvalık, Muğla-Gökova Kavşağı, Balıkesir-Akhisar, Salihli-Alaşehir...
Karayolları çalışıyor.
Türkiye’yi 18 bölgeye ayırmış Karayolları Genel Müdürlüğü.
2. Bölge Müdürlüğü, İzmir’de.
Sorumlu olduğu iller Afyonkarahisar, Aydın, Balıkesir, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla ve Uşak; yani, Ege.
78.676 kilometre kareymiş bizim buraları.
Yol ağının yüzde 99’u asfalt kaplamaymış ve kilometrekareye 70 metre yol ve 95 kişi düşmekteymiş.
Ege illerinin durumuna tek tek baktım.
İzmir ili sınırlarında (otoyollar dahil) bölünmüş yolun uzunluğu 609 km.
Afyon’da 460, Aydın’da 334, Balıkesir’de 459, Denizli’de 302, Manisa’da 368, Muğla’da 358, Uşak’ta 143 kilometre bölünmüş yol var.
Yeter mi?
Yetmez.
Öyleyse...
Durmak yok, bölünmüş yola devam!
Yine de siz, siz olun dikkati elden bırakmayın.
Çünkü bölünmüş yol dahi, kazaların önlenmesine yetmiyor tek başına.
Örnekse...
Bu yıl Haziran ayında, tam da sözümü ettiğim güzergâhta; Bodrum’dan Söke’ye doğru gitmekte olan (hadi şimdi durduk yerde sürücünün adını ve aracın plakasını vermeyeyim) bir otomobil, karşı şeride geçip, devrilmişti.
Sürücü hanım kazayı hafif atlamıştı ama yanındaki kişi ağır yaralanmıştı.
Sözün kısası...
Bölünmüş yolda giderken, yolun öte tarafına atlarsanız eğer; Karayolları ne yapsın?
Karayolları’nın yapacağı başka şeyler var elbet.
Bölünmüş yol yapımı esnasında veya bakım onarım sırasında, hani tek şeride düşer ya trafik akışı...
İşte oralarda belki de “gereğinden fazla” önlem almak, denetim yapmak şart.
Aksi halde ne olur biliyor musunuz?
Gün gelir, şu haberin bir benzerini okur veya daha kötüsü, yaşarsınız...
“Diyarbakır-Batman karayolunda midibüsle TIR’ın çarpışması sonucu meydana gelen kazada, ilk belirlemelere göre 25 kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Diyarbakır’dan Siirt’e giden 56 AS 155 plakalı midibüs ile tuğla yüklü 63 YU 771 plakalı TIR, Salat beldesi yakınlarında yol çalışması yapılması nedeniyle şeridin daraltıldığı kısımda çarpıştı. Hatalı sollama sonucu TIR, midibüsü biçti.”
Oysa orası da...
Türkiye’deki bölünmüş yollardan biriydi.