BAŞBAKAN Erdoğan ile aynı fikirdeyim:
“İddialarla, dedikodularla, söylentilerle ülkenin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur.”
Ama bu öyle bir cümle ki...
Ne ucu, ne bucağı belli.
“İddia” dediğinin nedir ki?
Eskiden moda olan bir söz vardı hani:
“Ağzı olan konuşuyor.”
Şimdi ağzı ile konuşan pek kalmadı.
“Zurnanın zırt dediği yer” misali, insanın arka tarafındaki “pırt” denilen yerden çıkıyor iddiaların çoğu!
* * *
Dedikoduyu yapan, söylentiyi çıkaran kim?
Ahmet, Mehmet...
Hasan, Hüseyin...
Kim?
Hangisi?
Hepsi mi?
Hiçbiri mi?
* * *
Televizyonları izliyorum, gazeteleri okuyorum.
“Uzman” olarak yıllardır ahkâm kesenlerin neredeyse tamamı “dut yemiş bülbüle” dönmüş vaziyette.
Casusluğun kitabını yazan Mehmet Eymür dahi “İnsan neye inanacağına şaşırıyor” diyecek kadar çaresiz.
Bir konuda hemfikiriz:
“Ne olduğunu” bilen yok.
Fakat...
“Ne olacağı” hakkında, herkesin birbirine benzeyen bir fikri ve tahmini var.
* * *
Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış.
Ve böyle “dumanlı bir hava” tarihin hiçbir döneminde yaşanmadı.
Bunu sadece ben söylemiyorum.
Ustalarım, üstatlarım, yaşamışlığı ve görmüşlüğü “fazlasıyla fazla” olan insanlar söylüyor.
Duman böylesine yoğunsa...
Ardındaki ateşin bacayı sarmakta olduğunu kestirmek, hiç zor olmasa gerek!
Birinci grup yerle yeksan
İZMİR’DE CHP’nin “içini dışını” iyi bilen iki gazeteciden biri olan Süleyman Gençel (diğeri de Ümit Yaldız’dır) son durumu anlatırken, örgütteki saflaşmayı “adını koyarak” aktarıyor:
“Birinci grup Önder Sav, Aziz Kocaoğlu ve Rıfat Nalbantoğlu’nun kurduğu ittifak, ikinci grup ise bu ittifakın dışında kalanlar ve Deniz Baykal’a yakın olanlar...”
Birinci grubu oluşturanların oturdukları makamlar, birbirinden önemli.
Önder Sav: CHP Genel Sekreteri.
Aziz Kocaoğlu: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı.
Rıfat Nalbantoğlu: CHP İzmir İl Başkanı.
Ama karşılarında, “yıkılmaz” bir kale duruyor.
CHP’nin Genel Başkanı.
Çevresinde de cengâver savaşçıları!
Karşıyaka’da “birinci grup” yerle yeksan olunca, bunun İl Kongresi’ne yansımaları üzerine hesap yapılmaya başlandı hemen.
Ama asıl hesap şu olmalı...
Ve işin sonu şuraya kadar varmalı:
CHP, Baykal’dan kurtulamıyorsa...
Baykal, Önder Sav’dan kurtulmalı!
Tek karelik şemsiye