Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YOLCU uçaklarını “güdümlü füze” niyetine kullanmak isteyen teröristler yüzünden, havaalanları birer çilehaneye döndü.
Saatler öncesinden gelip, çoğu kez saatler boyu beklemek yetmezmiş gibi, en fenası şu:
“Bozuk paraları kutuya koyun...”
Olmadı... DIT.
“Çakmak, sigara, kalem...”
Olmadı... DIT.
“Kol düğmesi, saat, yüzük...”
Olmadı... DIT.
“Kemeri de çıkarın lütfen...”
Peki.
Olmadı... DIT.
“Belki ayakkabı bağcığının ucundaki metaller ötüyordur. Onları da çıkarın.”Olmadı... DIT.
Pardon.
Pantolonun fermuarı yüzünden olabilir mi?
“Belki, çıkarın.”
Peki.
Olmadı... DIT.
Ne kaldı geride.
Don, atlet.
Çıkarayım mı?
DIT.
* * *
Baktılar olmuyor, arama cihazlarına epey ince bir ayar yaptılar.
Röntgen ötesi, tomografi gibi bir şey!
Şimdilik Amerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles ve New York’daki havaalanlarında kullanılıyor.
İnsanların vücudu elektromanyetik dalgalarla tarandığında, “göğüslere takılan silikon” ve daha nice önemli ayrıntı, gayet net ve çıplak fark edilebiliyor!
Tartışma başladı hemen.
“Yapılan insan haklarına aykırı” diye.
Meseleye bir de iyi tarafından bakalım.
Öneriyorum:
Bu aletleri iyice geliştirin.
Tarama birkaç dakika yerine, üç beş dakika sürsün icabında.
Ama sonuçta böbreğe de bakın, dalağa da...
Prostata da bakın, rahim kanalına da...
Şöyle “tam sağlık taramasından” geçirin ki bizi, çekilen çileye değsin!


Ümit dolu yıllar
BİR zamanlar “Kör Kâhin” namıyla maruf bir kadın vardı. Adı, Vanga’ydı.
1996 yılında öldü ama kehanetleri, “Amerikalı ikiz kardeşlere demir kuşlar saldıracak” demesi dahil peşi sıra gerçekleşti.
Geride “son kehaneti” kaldı şimdi.
Vanga’ya ithafen denir ki:
“2010’da dünyayı çok büyük bir savaş bekliyor.”
Yeni yılın ilk gününde moral bozmak istemem ama yine de uyarması benden.
Neme lâzım.
Tedbirli olmak lâzım!
Çünkü bu kehanetin devamını getirenler, “Savaşın dört yıl süreceği, kimyasal ve nükleer silahların kullanılacağı” gibi, çok fena şeyler söylüyorlar.
Aslına bakarsanız, iş o hale varırsa yapacak bir şey yok. Varmazsa, hiçbir şeyi takmayın kafaya ve Behçet Necatigil’e kulak verin yalnızca:
“Ya ümitsizsiniz...
Ya da ümit sizsiniz.
Ya çaresizsiniz.
Ya da çare sizsiniz.
İki cümle de ben ekleyeyim, bu özlü söze:
Ümit varsa eğer,
Çare de vardır...



Tek karelik 2010

DIT’lamaya kesin çözüm