Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları



Ruhu olan şeyler önemlidir. Olimpiyatlar da öyle. Ha bire duyarsınız zaten:
Olimpiyat ruhu.
Bir olimpiyattan diğerine dört yıl vardır arada. İnsanlar bekler. Hele sporcular... Dört yıl boyunca aynı rüyayı görürler.
Olimpiyatlara katılmak önemlidir.
Kalabalık bir kafile ile katılmak ise daha önemlidir.
Nitekim Türkiye olimpiyat tarihindeki en kalabalık kadro ile gidince Londra’ya, bu durum dilimizden düşmedi iki hafta boyunca.
Ama...
O açılış seremonisi yok mu?
ABD gibi, Rusya gibi, Çin gibi ülkelerin, bizden üç-beş misli kalabalık şekilde geçit yaptığını görünce; yine de içim cız etti.
Çünkü “Hadi biz ailece gidelim” demekle gidilmiyor oraya.
Öncesinde yapılan yarışmalarda, olimpiyatlara katılmayı hak eden başarılara ulaşmak gerekiyor.

Biz 114 sporcu ile Londra’ya gitmiştik.
ABD’yi, Rusya’yı, Çin’i koyun bir kenara.
Çok uzaklardan gelen Avustralya’ya ne demeli?
Tam 414 sporcudan oluşuyordu kafilesi.
Ve Türkiye’nin yanında esamesi bile okunmayacak ülkelerden, örnekse...
Sırbistan 118, Belçika 119, Belarus 173 sporcu ile gelmişti Londra’ya.
Katılmak ve yarışmak esas elbet.
Ya kazanmak?
Ah.
Ne büyük keyif o.
O ne gurur.
Öyle olmasa 1500 metre finalinde kızlarımız ipi göğüslerken, TRT spikeri kendini yerden yere atar mıydı?
Başbakan Erdoğan, Spor Bakanı’nı PTT görevlisi gibi elde telefon oradan oraya koşturur muydu?

Yani kazanmak hepsinden önemlisi.
Çünkü böyle anlarda bütün dünya bir tribünde toplanıyor sanki.
Bütün gözler oynanan müsabakaya kilitleniyor.
Herkes nefesini tutup izliyor.
Bazen bir tenis veya voleybol karşılaşması boyunca, bazen de sadece 10 saniyenin altında bir süre!
Tamam.
Olimpiyat ruhu, yarışma, heyecan.
Hepsine tamam.
Fakat aslında olan, milyarca insan karşısında yapılan ve yaşanan...
Bir güç gösterisi değil mi?

Haberin Devamı

Devamı yarın

Tek karelik çok kare!

Arayan bulur

Arife tarif gerekmez, derler.
Gerekirmiş.
TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz’a göre Ramazan ayında en çok “tarif” sözcüğü taranmış arama sitelerinde.
Aranan tarifler de doğal olarak “yemek” üzerine.
Oktay Usta hem Google’da, hem Yandex’te işi bağlamış.
Başrolde hep o var.
Yeri gelmişken şu notu aktarayım.
Bir süredir Google’la beraber Yandex’i de kullanıyorum.
Şu ana kadar “ille de Yandex” dememi gerektiren bir farklılık, kolaylık, yenilik yok gibi.
Şu da var tabii.
Google “40 yıllık bir alışkanlık” sanki.
Yine de sanal alemdeki ABD-Rusya kapışmasını merak ve heyecanla izlemek için, ikisini birlikte kullanmaya devam edeceğim.
Keşke aralarına bir Türk markası da girebilseydi. Örneğin Murat Vargı’nın kuruluşuna ciddi yatırım yaptığı Hakia başarıya ulaşabilseydi.