Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Çeşme’de belediye hoparlörlerinden, Emniyet Müdürlüğü’nün anonsları duyuluyor bazen.
Gerçekten duyuluyor mu?
Zira...
Çeşme kalabalık.
Çeşme gürültülü.
O nedenle Çeşme Emniyet Müdürü Mahmut Muçlu’ya “aslında tüm emniyet birimlerine tercüman olduğu” için de, özellikle kulak vermek gerekiyor.
Şöyle diyor:
“Dolandırıcılar insanları tuzağa düşürmeye çalışırken bilgisayar programlarından telsiz konuşmalarını vatandaşlara dinleterek onları etkilemeye çalışıyor.
Bu insanlar kendilerini savcı veya güvenlik görevlisi olarak tanıtıp ‘İsminiz terör örgütü listesinde geçiyor. Savcılık olarak araştırılıyorsunuz. Bunun kötü bir sonla bitmemesi için bu hesaba para yatıracaksınız’ veya ‘Adınız ciddi bir davada geçiyor. Bu soruşturmayı çözmemiz için size vereceğimiz hesaba para aktaracaksınız’ diyorlar.”
Ve uyarılarını gayet zarif biçimde sonlandırıyor Muçlu:
“İnsanlarımız lütfen çok dikkatli olsunlar...”

Son cümlenin daha iyi anlaşılması için, açılımını yapmak lâzım belki de.
Yani ve açıkça...
Dangalaklığın âlemi yok!

Aksi halde ne olur, biliyor musunuz?
Bakın da görün:
“Kendilerini savcı ve polis olarak tanıtıp İzmirli bir iş adamını PKK tehdidiyle 290 bin TL dolandıran 3 kişi Adana’da yakalandı.”
Dün de yazdım ya...
Mesele sahtekârlık olunca:
Sistem aynı sistem!

Nitekim bu vatandaşın başına da, Mahmut Muçlu’nun söylediği gelmiş aynen.
Kendilerini savcı ve polis olarak tanıtan kişiler, İzmir’de yaşayan iş adamı Ahmet Ç.‘yi (sıkıysa Behzat Ç.’yi arasınlar!!!) telefonla arayarak, bankadaki hesabının terör örgütü PKK tarafından ele geçirildiğini ve suçlu duruma düşmemek için verilen hesaba para yatırması gerektiğini söylemişler. İş adamı bir gün içinde farklı saatlerde 290 bin TL para yatırmış. Dolandırıcılar, iş adamından yeteri kadar para aldıkları inancı ile iş adamını aradıkları telefon hattını iptal ettirmişler... Falan. Filân.
Ahmet Ç. kusura bakmasın ama...
Enayiliğine de doymasın!

Haberin Devamı

Tek karelik keyif!

CHP’nin İzmir’i!

CHP’de dengeler öyle hassas ki, Kemal Kılıçdaroğlu Parti Meclisi’nden kendine seçtiği yardımcıları açıklarken bile, insanı hayrete düşüren yöntemler kullanıyor.
Önem sırasına göre isimleri açıklasa, bırakın son sıradakini, adı ikinci sırada olan “Ben önemsiz miyim” diye, bayrak açabilir.
İlk isme göre açıklasa, soyadı “A” ile başlayanlar isyan edebilir.
O da ne yapsın?
Yeni MYK listesini ”görev tanımlı alfabetik sıraya” göre açıklamış.
Aralarında gayet yakından tanıdığımız kişiler de var, “mahcemalini“ hiç görmediklerimiz de!
Fakat bu nasıl bir denge ise...
Yeni yönetimde Alaattin Yüksel yok.
Oğuz Oyan yok.
Aytun Çıray yok.
İzmirli PM üyelerinin hiçbiri yok.
Bir de bakmışsınız bir gün...
CHP, İzmir’de yok!