Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

CUMHURBAŞKANI GÜL, Meryem Ana’yı ve Efes’i gezdikten sonra, şunları söyledi:
“İzmir’in hep beraber bir silkinmesi ve yüklü bir atağa kalkması gerekmektedir. İzmir’in kendini keşfetmesi lâzım. İzmir’e her geldiğimde bunun farkına varırım. Bazı insanlar deryanın içinde olup da deryanın farkına varmazlar ya, İzmir’de de bu psikolojiyi görüyorum.”
2002 yılında, arkadaşlarımla birlikte Önce İzmir Hareketi’ni kurduğumuzda, söze şöyle başlamıştık:
Diyoruz ki: Sahip olduğu gücün farkına varmalı.
Bu gücü, eline almalı.
Ve onu, hakkıyla kullanmalı.
Diyoruz ki: Gücünü kullanmıyor, kullanamıyor. Bu güç, gerçek anlamda elinde değil.
Daha da vahimi, böyle bir güce sahip olduğunun farkında değil.
Diyoruz ki:
Harekete geçme zamanıdır şimdi.Türkiye gündemine ağırlığını koyma... Önünde yeni yollar açma...
5000 yılın birikimi ile İzmir’i bir dünya markası yapma zamanı geldi.
Diyoruz ki: Her karışı ile...
Homeros’tan Meryem Ana’ya...
Efes’ten Kadifekale’ye...Foça’ya...
Paha biçilemez zenginliklerin sahibidir.
Diyoruz ki:
Yıllar boyu süren anlamsız tartışmalar artık sona ermeli.misyonu da belli, vizyonu da belli.limanı ve fuarı ile bir ticaret kenti...
Tarihi ve doğal değerleri ile bir turizm merkezidir.
Tüm gücümüzle bu iki hedefe varmaya çalışmak, izlenmesi gereken tek yoldur.”
* * *
Yani... Biz bugün gibi, o gün de her şeyin farkındaydık.
Genç, yetenekli, başarılı insanları aynı amaç etrafında topladık.
Hem neler yapılması gerektiğini anlattık. Hem anlattıklarımızı yapmaya çalıştık.
Keşke Sayın Cumhurbaşkanı da, hemen hemen aynı tarihte Başbakan olmasıyla başlayan süreçte, İzmir’deki bu farkındalığın farkında olsaydı!
Keşke ekonomik gücümüz ve özgürlüğümüz olsaydı veya İzmir’in geleceğini önemseyen ve giriştiğimiz hareketi övgüleriyle destekleyen varlık sahipleri bu hareketi yaşatacak bir de fon yaratsaydı.
Hiç kuşkum yok.
Sekiz yılda çok ciddi yol alırdık.
Ve bugün...
Bir şeyler yapmak için hâlâ geç değil.

Haberin Devamı

Umut fakirin ekmeği
BAŞBAKAN’A sormuşlar:
“Anayasa değişikliğinin referanduma gitme ihtimalini ve sonucunu değerlendirir misiniz?”
Yanıtı ilginç: Olmak istiyorum. Muhalefet milletvekilleri, gizli oylamada bu pakete oy vererek referanduma gerek bırakmadan anayasa değişikliğini sağlarlarsa, referandumla vakit kaybetmemiş oluruz.”
Bu muhabbet uçakta, yeryüzünden 6-7 bin metre yüksekte gerçekleştiğinden; Başbakanın sözlerini de umutlu bir beklentinin çok daha üstünde, açıkça ve düpedüz “hayal” olarak algılamak mümkün.
Zira beklenti, bunun tam tersi.
Türkiye’nin “tek parti (daha doğrusu tek adam) diktatörlüğüne” sürüklenmesini istemeyen bazı AKP’li milletvekillerinin, gizli oylamada değişikliğe karşı oy vermesi...
O zaman ne olur?
Anayasa değişikliği, TBMM’de 330 oyun altında kalır ve Başbakan’ın en azından “referandumla vakit kaybedilmemesi” umudu da gerçekleşmiş olur!

Haberin Devamı

Tek karelik heyecan

Biz farkındaydık, ya siz