Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SADECE beş gün sonra yeni bir partinin “prematüre” mi, yoksa “nur topu” gibi mi doğacağı anlaşılacak.
Gerçi parti büyümeye başladığında ne olacak?
Çolak mı olacak, topal mı kalacak?
Veya “nur” u gidip, “top” u mu kalacak?
Orası ayrı mesele.
Gelelim bugüne...
Ümit Yaldız’ın yazdıklarından yaptığım hesaba göre, Yeni Demokrasi Hareketi’nin öncüsü veya sözcüsü (Meselâ Hüseyin Aslan, Mustafa Sarıgül’den söz ederken ‘Sayın Genel Başkan’ sıfatını kullanıyor ama YDH şu an ne parti, ne dernek. Onun için ne diyeceğimi bilemedim!) Mustafa Sarıgül son bir ay içinde üç kere İzmir’e gelmiş.
İlginçtir, bu gelişlerin özellikle ilk ikisi çok gizli olmuş.
Yine ilginçtir, bu gelişlerin hepsi bir “gece vakti” gerçekleşmiş ve aynı gecenin ilerleyen saatlerinde geri dönülmüş.
Son gelişinde ise YDH’nin 17 Ocak Pazar günü İzmir’de yapacağı mitingin yerini “yerinde görüp” onaylamış.
* * *

Bornova’daki miting, YDH için çok önemli.
Birincisi, partileşme öncesi yapılacak son büyük gösteri olduğu için önemli.
İkincisi, bu gösteri en büyük darbeyi vuracağı partinin en güçlü olduğu şehir olan İzmir’de yapılacağı için önemli.
Hedef ise belli.
En az 50 bin kişi.
* * *
Peki, bu mümkün mü?
Vakti zamanında mitinglerin düzenlenmesinde görev almış ve geçen yıllar boyunca yüzlerce miting izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki:
İşin içinde biraz olsun iddia ve heyecan varsa (ki YDH’de var) ve de iddialı bir organizasyonu gerçekleştirecek parasal güç varsa (ki YDH’de fazlasıyla var) 17 Ocak günü Bornova meydanı tıka basa dolacak, doldurulacaktır.
Yine de şu soru akla takılacaktır:
Neden Gündoğdu Meydanı değil de, Bornova? İzmir’de miting, Gündoğdu’da yapılır, Bornova’da değil...
Gerçekten de mitingin Gündoğdu yerine Bornova’da yapılması, ciddi bir ürkekliğin göstergesi.
Fakat kabul etmek gerekir ki, aynı zamanda, akılcılığın da gereği.
Gündoğdu gibi büyük alanlarda kalabalıklar ufalır... Bornova gibi çapı çevresi sınırlı alanlarda ise kalabalık, görüntüye “daha da kalabalık” yansır.
Ve o görüntüye, YDH’nin şu aşamada çok ihtiyacı var.


Baykal’la iddiaya varım
ADİL GÜR’ÜN yönettiği araştırma şirketi halka sormuş:
-Hangi krizden daha çok etkilendiniz?
“2001 krizinden etkilendim” diyenlerin oranı yüzde 26,4 olmuş. “Bugünkü krizden” diyenler ise yüzde 64’e ulaşmış.
Bir de...
Yüzde 9,6’lik kitle var ki, “ikisinden de etkilenmediğini” açıklamış.
Acaba kim onlar?
Akla gelen dört ihtimal var:
1- İşler zıvanadan çıktığından, dalga geçiyorlar.
2- Çok zenginler, hangi kriz gelirse gelsin onlara “teğet” geçiyor!
3- Fazlasıyla uyanıklar, her krizden para kazandıklarından, yeni krizlerin çıkmasını hasretle bekliyorlar.
4- Veya çok fakirler, dünya batsa umurlarında değil.
Araştırmada önemli bir ayrıntı var.
AKP’ye oy verenlerin sadece yarısı “bugün krizden etkilendiğini” beyan etmiş.
Dolayısıyla öteki yarısı “iktidar yandaşı” olmanın nimetlerinden yararlanmış ve halinden memnun.
Bunun aritmetik karşılığı, en az yüzde 25 oy demek. Yüzde 9,6’nın da yarısını ekleyin... Eder yüzde 30.
Yani...
Deniz Baykal’ın AKP’nin seçimde alacağı oya yönelik iddiasına (o yüzde 20’ler demişti) karşılık, ben de yüzde 30’lar diyorum.
İddiaya varsa, hazırım.
Tek koşulum var:
Deniz Bey’in seçime kadar CHP Genel Başkanı olarak kalması!


Tek karelik kış

Beş gün sonra YDH...