Bazen bataklığa düşmüşçesine debeleniyorum satırların üzerinde.
Sıkıntı basıyor içime.
Diyorum ki kendime:
Ne yazarsan yaz nafile.
Öyle ya.
Kör bildiğini okuyor!
Ezber belli.
Bozulmuyor.
Yaptığın önerinin de faydası yok, verdiğin bilginin de.
* * *
Diğer yanda, sanki Manisa’daki Sultan Camii’nden mesir saçar gibi makamlar, mevkiler dağıtılıyor.
İyi zıplayan veya şemsiyeyi ters açıp, marifetle kullanan malı kapıyor.
Daha dün okudum.
Yedi yılda 2100 kişi alınmış TBMM’ye.
Ve 147’si KPSS ile işe başlamış sadece!
Geri kalan için kullanılan ölçü, geleneksel elbette:
Sen, ben, bizim oğlan!
* * *
Oysa durum vahim.
Vaziyet ciddi.
Belirlenen hedeflere ulaşmak için başa geçirilen kişinin “palavradan” şöhret sahibi olması yetmez.
Bilgi lâzım.
Beceri lâzım.
Dirayet lâzım.
Cesaret lâzım.
Eskilerin dediği gibi:
Liyakat lâzım.
* * *
Şakası yok, durum vahim.
Vaziyet ciddi.
Hekiminden hâkimine, topçusundan popçusuna, yazarından çizerine, askerinden siyasetçisine; herkes, yaptığı işin hakkını vermeli.
Aksi halde...
Kimin başına ne geleceğini, kim bilebilir?
Allah muhafaza, ya bir bomba düşer başına...
Veya kazılan çukura düşersin baş aşağıya!
* * *
Benzetmek gibi olmasın ama beterin de beteri var.
Hindistan’da Arun Sandhukha adlı kişi zatürre teşhisiyle hastaneye yatırılmış meselâ.
Yakınları ziyaretine geldiğinde, gözlerine inanamamış.
Arun Sandhukha kanlar içindeymiş yatağında.
Ne oldu, nasıl oldu derken; mesele anlaşılmış.
Bir fare adamın penisini yemiş ve Arun Sandhukha son nefesini kan kaybından vermiş!
Tek karelik süt anne!
Haberiniz olsun
“İntihal” yani “aşırma” suç olduğu kadar ayıp bir şey. Ama yazarken “kaynak” belirtirsen, o zaman yapılan iş “bilgiyi paylaşmak” anlamına gelir ki, bu da iyi bir şey.
O zaman hadi iyi bir şey yapalım ve yazılarında daima “okunmaya değer” bilgiler veren Güngör Uras’ın “Elektriğe, gaza ve benzine yüzde 25 zam gelecek, çok şeyin fiyatı artacak” başlıklı yazısından bir bölüm aktaralım:
“Cari açığın küçülmesi, ithalatın azalması, ihracatın artması için dolar fiyatında düzeltme gerekiyordu ama dolar fiyatı kısa sürede ekonominin hazmedemeyeceği kadar arttı. Dolar fiyatındaki artış Merkez Bankası’nın üzerine titrediği enflasyon hedeflerini rezil etti.
Büyük olasılıkla Merkez Bankası dolar fiyatındaki aşırı artışı dizginlemek için (1) İstemeye istemeye yapmaması gereken işi yapacak, faizleri artıracak. (Faiz lobisinin gözü aydın!) (2) Merkez Bankası kendi bebesini boğacak. İstemeye istemeye enflasyonu azdıracak.”
Özay Şendir
2025’te olacaklara dair…
29 Aralık 2024
Abbas Güçlü
“İTÜ aradığı Yıldızı buldu”
29 Aralık 2024
Zeynep Aktaş
Faizde düşüş trendi yatırımda rotayı değiştiriyor
29 Aralık 2024
Ali Eyüboğlu
Dijital kanalların seyirciyle bağı yok
29 Aralık 2024
Güldener Sonumut
Avrupa’da söylemle eylemin 50 tonu ve 2025
29 Aralık 2024