KIZIYORUM kendime. Hem de çok.
Nasıl olur da, bugüne kadar Neşet Ertaş’ı yeterince tanımam? Doyasıya izlemiş, dinlemiş olmam?
Kızıyorum kendime. Hem de çok.
Bre gafil...
“Sevda olmasaydı da / Gönüle dolmasaydı / Dünya neye yarardı / Güzeli olmasaydı
Nar danesi danesi / Seviyom merdanesi / Güzellerin içinde / Sevdiğim bir danesi” diyen adamın peşine, neden vaktiyle düşmezsin?
Ah benim salak kafam...
“Tatlı dile güler yüze / Doyulur mu doyulur mu / Aşkınan bakışan göze / Doyulur mu doyulur mu
Doyulur mu doyulur mu / Canana kıyılır mı / Cananına kıyanlar /
Hakkın kulu sayılır mı” türküsünü her dinlediğinde, yüreğin pır pır eder de; onu yazanı yüreğinin içine sokmak için ne beklersin?
* * *
Sadece o eşsiz emsalsiz sözleri yazmak, besteleri yapmak değilmiş mesele.
Aynı zamanda mesele, yazdığını ve yaptığını en az aynı muhteşemlikte çalmakmış, söylemekmiş.
72 yaşında ama sesi kadife kadar yumuşak hâlâ.
Yumuşak ama istediğinde, istediği oktava çıkacak kadar da güçlü.
Hayret.
Şarkıyı söylerken bir anda ıslığa dönüşüyor yüreğinden gelen ses.
Islık bile bu kadar güzel mi çalınır, ha mübarek?
Ya bağlaması?
Bazen sevişiyor, bazen dövüşüyor, neredeyse boyu kadar sazla.
Ona “bağlamanın virtüözü” demek, yeter mi?
Bilmem.
* * *
Televizyon kanallarında, sektirmeden izlediğim tek program var:
Kuzeyin Oğlu.
Neşet Ertaş işte bu programın son konuğuydu.
Keyfe bakın.
Bir yanda Volkan Konak, bir yanda Neşet Ertaş.
Şaka değil.
Dört saatten fazla sürdü program.
Ertesi gün reyting tablosuna baktım.
“Hanımın Çiftliği” özeti ve yeni bölümü ile listenin ilk iki sırasındaydı.
Üçüncü sırada “Kuzeyin Oğlu” vardı.
Ahmet Ersin’den tam isabet
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “soru önergesi” vermede ya birincidir ya ikinci.
Baktım.
Sadece yazılı soru önerge sayısı 234 olmuş 2007’den bugüne.
Ama 235’ici sorusu...
Tam isabet.
Ahmet Ersin, Başbakan’a sormuş:
“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasının üzerinden 4.5 ay, bununla bağlantılı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kozmik bölümlerinde yapılan aramaların üzerinden 3.5 ay geçmiş olmasına karşın, her iki olayın sonuçlarıyla ilgili neden bir açıklama yapılmamıştır?”
Kutlarım Ahmet Ersin’i.
Ve yerinde olsam, aynı soruyu her gördüğüm yerde bizzat Bülent Arınç’a da sorarım.
Zira kendisi, bu iddianın gerçekliğinden pek emin görünüyordu o zaman.
Sağ olsunlar.
Günlerce, haftalarca bizi aynı hikâye ile yatırıp, kaldırdılar.
Eh artık.
Ortada suikastçı var mı, yok mu bilelim.
Varsa, devlet cezasını versin.
Yoksa eğer... O zaman da halk, kendini “aptal” yerine koyanların cezasını versin!
Tek karelik alâmet