Erol Yaraş 32 yıllık arkadaşım. Başarılarıyla her zaman gurur duydum.
Gidiş o gidiş ki...
Duymaya da devam edeceğim.
Bu kez “kendi televizyonunu” kuruyor Erol.
Adından da belli zaten:
“Ben TV”
Ya da internetteki adıyla:
“www.kanalben.com”
Erol Yaraş’ın iddiası büyük ve önemli:
“Ben TV, Türkiye’nin ilk internet tabanlı televizyonu olacak. Kutuplardan Afrika’ya HD kalitesinde izlenecek. Tüm sınırlar ortadan kalkacak. Ben TV, İzmir’i dünyaya tanıtacak.”
Dilerim, umduğundan da başarılı olur.
* * *
Böyle heyecanlı ve biraz da sancılı dönemlerde insanlar daha hassas olur.
İşte öyle bir anda olsa gerek, Erol kardeşim de İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel’e kızıp, 32 yıldır üyesi olduğu bu kurumdan istifa etmiş.
Geçen gün istifa nedenini de yazdı:
“Temsil ettiği meslek gurubundaki oluşumlara duyarsız kalan, kendimi bir kenara bıraktım İzmir’de yeni kurduğum Türkiye’nin internet tabanlı, ilk çok amaçlı haber sitesi ve televizyonunda işe başlayan genç meslektaşlarına başarılar dilemeyen bir başkan ve onun temsil ettiği çatıda yerimin olmadığını düşündüm.
Cemiyet öldüğümüz gün kuru bir telefon mesajıyla bizleri diğer üyelerine hatırlatmak için varsa öyle bir cemiyet olmaz olsun.
16 gün önce yapılan seçimlerde yurtdışında olduğum için oy kullanamadım. Kullansaydım Atilla Sertel’e oy verecektim. Ama bu gün geldiğimiz noktada da kendi temsil ettiği meslekteki bir yapılanmaya böylesine vurdumduymaz yaklaşan birine de oy verdiğim için şimdi çok pişman olacaktım.”
* * *
Ben de bir yanlışı nedeniyle Atilla Sertel’e kızmıştım ve son seçimde ona oy vermedim.
Böylece ödeştik.
Ama bugün seçim olsa, oyum onun.
Zira gelen geçenin gazetecilere vurduğu, gerçek manada gazetecilik yapmanın imkânsızlaştığı, basın kartının “rozet” niyetine dağıtıldığı ve gazeteci olmak için gazeteciliğin gerektirdiği meziyetlerin çok ötesinde (!) özellikler arandığı bir dönemde...
Bir de biz kıymamalıyız birbirimize.
* * *
Aman Erol.
Gözünü seveyim.
Televizyonda “ben” tamam da, gazetecilikte “biz” demenin zamanı şimdi.
Tek karelik karışıklık!
Pazar mesaisi
Delikanlı kız arkadaşı ile birlikte olacak yer arar, orası burası derken; bir kamyonun altına girerler sonunda.
Bir süre sonra delikanlının omzuna bir el dokunur.
Delikanlı bakar ki, bir polis.
Hemen toparlanır.
Polis sorar:
“Ne yapıyorsunuz siz burada?”
Delikanlı soğukkanlı olmaya çalışarak:
“Kamyon tamir ediyordum.”
Polis “Bak oğlum” der:
“Üç hata yaptın.
Birincisi, kamyon tamir edilirken yüz üstü değil sırtüstü yatılır.
İkincisi, giysilerin altı değil, üst tarafı çıkartılır.
Ve üçüncüsü...
Kamyon gideli yarım saat oldu!”