Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

İZMİR’İN geleceğine yapacağım yolculuğun ilk durağı, Aliağa’dayım.
Belediye Başkanı Turgut Oğuz ile derdi tasayı, gamı kasaveti değil; yarınları konuşacağız, hayallerimizi paylaşacağız.
Tamam.
Aliağa’nın bugününü saptamak gerekiyor önce.
İzmir’in şanslı (belki biraz da şansız) ilçelerinin başında geliyor Aliağa.
Kaderi yıllar önce çizilmiş.
“Sen bir sanayi kenti olacaksın” denmiş!
Olmuş da.
Bugün Aliağa, petrokimya ve demir -çelik sanayilerinin lokomotifi konumunda.
Bir de (tüm çerine, çöpüne, pisliğine rağmen) gemi söküm işi var tabii.
Türkiye’nin (sanırım) en büyük organize sanayi bölgesine sahip olması da cabası.
Ve elbet limanları...
İşte tam burada durun.
Başkan Oğuz’un iddiası, aynı zamanda geleceğin Aliağa’sını resmediyor:
“Biz öncelikle bir liman kenti olacağız.”
* * *
Aliağa’da liman çok. Ama üçü var ki, konteyner limanı olmuş çoktan ve iki liman da yolda.
Ne demek bu?
Yılda 4 milyon konteynere varan bir yük taşımacılığı demek ki, bu bir.
İkincisi...
Günde 3 bin TIR’ın, Aliağa’ya girip çıkması demek ki, bu da İzmir’den yola çıkanların Çanakkale’ye sağ salim varabilmesi için; Karayolları’nın “çok fazla” mesai yapması anlamına geliyor!
Öncelikle anayoldan limanlara geçiş için demiryolunun ya altından, ya üstünden geçiş yapılması lâzım.
Acilen İzmir-Çanakkale sahil yolunun, hiç değilse Aliağa’ya kadar olan bölümünün bitirilmesi lâzım.
Garip olan ne biliyor musunuz?
İzmir Limanı deve ile kuş olmak arasında debelenirken, Aliağa tıpkı amblemindeki gibi, bir güvercin olup, uçuyor liman kenti hedefine doğru.
Çok değil.
Malta ile Pire’nin “aktarma limanı” olma misyonundan ciddi biçimde rol veya pay çalacak bir yıl sonra.
Aliağa’nın sokaklarında dünyanın dört bir yanından gelen gemiciler dolaşacak.
Hareket, bereketi çoğaltacak.
Ve onca gemi trafiğine, sanayileşmenin çevreye verdiği zarara karşın temiz kalmayı başarabilmiş altı kilometrelik sahilinde; mutlu insanların şen kahkahaları çınlayacak.

Haberin Devamı

Liman kenti nasıl olunur?
SADECE rıhtımlarla, vinçlerle, konteyner depolama alanlarıyla bir “liman kenti” olunmaz.
Aliağa bütünüyle, her caddesi ve sokağı ile her parkı ve işyeri ile bir liman kenti özelliklerini taşımalı ki; bir koyundan üç-beş post çıkarmayı başarabilsin.
Onun için Belediye Başkanı Turgut Oğuz’a...
Pire gibi, Hamburg gibi, Anvers gibi, Liverpool gibi liman kentlerine “acil bir gezi” yapmasını önerdim.
Adamlar ne yapmış, bir baksın.
Nelere önem ve öncelik vermişler, bir görsün.
Sonra da gelip, bütün bunları Aliağa’ya nasıl uyarlayabileceğine karar versin.
Çünkü fazla zamanı kalmadı.
Dediği gibi, bir yıl sonra ok yaydan fırlayacaksa...
Başkan Oğuz’un da aynı hızla hareket etmesi gerekiyor.
Ve sanırım o da...
İlk fırsatta bavulunu toplayıp, yola koyulacak.

Haberin Devamı

Tek karelik buluşma

Aliağa, İzmir’in yeni limanı...