Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ZAMAN Gazetesi’nin piri, üstadı Ekrem Dumanlı “İnsaflı olmak, vicdanlı olmak gerekiyor. Gözyaşından korkulmaz. Gözyaşını kaybeden insanlığını kaybetmiştir. Gözyaşından kaçtığınızda ne iktidar olup ülkeyi yönetmenin bir manası kalır; ne muhalefet olup icraat denetimi yapmanın. Darbeler vasıtasıyla ömrü heder edilen kayıp nesillere ağlamayacaksan niye siyaset yapıyorsun ki! Siyasetçi olsan da bu böyledir, gazeteci olsan da. Gözyaşından korkan, kendinden korkuyor demektir” demekte ki...
Bu sözlere hiçbir itirazım olamaz.
Ne var ki, Ekrem Dumanlı’nın şu aşamadaki derdi; Recep Tayyip Erdoğan’ın ağlaması.
İşte orada, biraz durmalısın Ekrem Dumanlı.
Değil mi ya?
Neredeyse sekiz yıllık başbakan, Recep Tayyip Erdoğan.
Sorarım:
12 Eylül’de ziyan olan hayatlara, başka ne zaman ağladı?
Sen de sor kendine Ekrem Dumanlı:
Tümüyle kendi hesap ve kitabına uygun bir anayasa değişikliğini millete onaylatma ihtiyacı duymasaydı Sayın Başbakan, 12 Eylül’de idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu için yine ağlar mıydı?
* * *
Yoksa haklısın:
“Gözyaşından korkulmaz.”
Üstelik “ağlamak güzeldir” be Ekrem Dumanlı.
Siyasetçi de ağlar yeri geldiğinde, gazeteci de.
Hatta erkekler...
Kimi aksini savunsa da, ben aynı kanıda değilim.
Erkekler de ağlar.
Ağlamalı da.
Ve dahası:
“Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma.”
Hatta Sezen Aksu’yu dinle ve ağla doyasıya:
“Ağlamak şu geçici dünyada
Her şeye rağmen var olmak demek
Ağlamak yaşanan binlerce duygu coşkunun güzel bir şeydir
Ağlamak senin kara dünyada
Hâlâ sevdiğin ve hissettiğin
Tüm güzelliğin ve çirkinliğinle
Var olduğundur var olduğundur”
Velhasıl...
Ağlamak güzeldir.
Elbette...
İçtense, samimiyse.


Çeşme trajedisi!
AYNI trajedi defalarca tekrarlandı. Deniz Sipahi’nin dün Hürriyet Ege’de yazdığı çaresizlik hali kim bilir kaçıncı kez yaşandı.
Ama yok...
Çeşme’de başına bir iş gelen, İzmir’e yetiştirilene kadar ölüme direnmek, Azrail ile pençeleşmek zorunda.
Çünkü Çeşme’de ciddi sağlık sorunlarına, kazalarda yaşamsal yaralar alanlara müdahale edecek donanımda bir kurum yok.
Çeşme’de çok şey var oysa.
Şenlik var, şamata var, eğlence var, denizde kum kadar beachlerde insan var!
Olmuyor işte.
Sadece festival düzenlemek, Çeşme gibi bir yeri yönetmeye yetmiyor!
Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu hiç kusura bakmasın.
Çeşme Kaymakamı, AKP İlçe Başkanı darılmasın.
Bu yokluğa karşı, ortalığı çoktan ayağa kaldırmalıydılar.
İzmir İl Sağlık Müdürü ve İzmir Valisi ise yanan her canın, yitirilen her hayatın acısını; görevde bulundukları her saniye yüreklerinde hissetmeliler.
Yok.
Hissetmiyorlarsa...
Sözün bittiği yer, işte tam orasıdır!


Tek karelik Küçük Recep

Ağlamak güzeldir