Adavete, gabavete, şekavete hayır!

YER gök “Evet” ile bezeli. Gazetelerin arka sayfaları günlerdir aynı manşetle, “Evet” reklâmı ile çıkıyor.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur harcanan paranın kaynağını ve miktarını soranlara, “Hazine yardımı canım” diyor. Alt tarafı “20-25 milyon lira” harcamışlar.
Açıklama bu.
İnanıp, inanmamak size kalmış!
Kesin olan şu:
“Evet” reklâmı insanları bıktırdı.
Misal, Sabire Teyzem... “Yetti be... Eve et sokmayacağım bundan böyle” diye dışa vurdu isyanını!
Hoş.
Ev ile et sözcükleri, gerçek anlamları ile zaten epeydir yan yana gelmiyor!
Yine de “evet” bıkkınlığı nedeniyle, sonu et ile biten sözcükler sinir bozmaya yetiyor.
İşin kötüsü dilimizde, sonu et ile biten sözcük, sürüsüne bereket!
Aciliyet ile bir başlıyor... Yüzlercesinden sonra zürriyet ile sona eriyor.
Baktım olacak gibi değil, makası daralttım.
Et’in önüne “v” harfini ekleyip, “vet” ile sonlanan sözcükleri ayırdım.
* * *
Adavet “düşmanlık” demek ki, referandumda “hayır” diyeceklere “düşmanlık hissi” ile yaklaşanlar fazlasıyla mevcut.
Gabavet “kalın kafalılık, bönlük” anlamına geliyor meselâ. Yani çek çekebildiğin yana!
Kasvet “sıkıntı” ile kasavet “üzüntü, tasa, kaygı” ise maalesef kaderimiz olmuş.
Kuvvet, sadece “güç, takat” anlamı taşıdığında iyi ama...
Ya “şiddet, zor, cebir” demek olduğunda, kim koşacak yardımımıza?
Yıldızı iyice parlayan ve her zaman önemini koruyan sözcüklerden biri de, hiç kuşkusuz...
Rüşvet.
Ve satvet, sindirici güç.
Gerçekten sindirmesi güç!
* * *
Başbakan Erdoğan İstanbul’daki villası için, “Normal evden farkı yok, sadece villa. 7 milyon dolar diyorlar. 3.5 milyon doları versinler, ev sahibi havada karada satar” demiş ya... İşte o zaman akla gelen bir sözcük var:
Servet!
(Ve bir de dip not: Başbakanı’nın evciği, sudan ucuzmuş!)
Şehvet hakkında kalem oynatırken kimse sanmasın ki, belden aşağı vuracağım. Asla.
Bu arkadaşların şehvet duygusu, iktidarın karşı koyamadıkları güç ile kudretine karşı yalnızca!
Ha... Şekavet sözcüğünü eklemeden, son noktayı koymayalım.
Çünkü laf milleti teyakkuza geçirecek kadar önemli.
Unutmayın ki...
Şekavet, “haydutluk” demek.
Ve şekavetin her türüne, mutlaka “dur demek” gerek!

Tek karelik Bayram

Sezen Aksu, kalsın yerinde
HABERİ okuyunca üzüldüm.
Çankaya Mahallesi Sezen Aksu Sokağı’nda oturan vatandaşlardan avukat Uluğ İlve Yücesoy demiş ki:
“Ülkemizin içinde bulunduğu ‘varlık-yokluk’ savaşında bu hanım sanatçı olarak ciddi bir ‘umarsızlık ve duyarsızlık’ içinde büyük bir ‘aymazlık’ göstererek siyasi iktidarın yandaşı olduğunu ilan etmiştir. Bizler demokrat İzmirliler olarak sokağımızın adının değiştirilmesini istiyoruz. Sezen Aksu’nun ‘demokrasi’ diyerek referandumda ‘Evet’ oyu kullanacağını açıklamasını protesto ediyoruz.”
Protesto “sözde” kalmıyor üstelik.
Bir imza kampanyası düzenliyorlarmış. Sonuçta imzalar İzmir Büyükşehir ve Konak Belediyesi’ne verilecek ve sokağın adının değişmesi istenecekmiş.
Dedim ya, üzüldüm.
Ama bir yanlış yeter.
İkincisinin âlemi yok.