Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olur ya... Terbiyesizin biri çıkar, aktardığım satırları çarpıttığımı yazar.
Daha ileri giden bir başka ahlâksız “Yalan yazıyor” falan der.
Korkarım!
Onun için işi garantiye aldım.
Sayın Başbakan’ın, 4 Mayıs Salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın tam metnini, özellikle partisinin internet sitesinden okudum.
Çünkü iddia önemliydi.
Çünkü iddiaya göre, Aziz Nesin’in 5 Şubat 1948’de yazdığı bir yazıyı “CHP’ye kara çalmak için” keyifle okuyan Sayın Başbakan, o yazıyı bile sansürlemişti!
Bakalım şimdi.
Aziz Nesin’in yazısını aktarırken, Başbakan diyor ki:
“Ey Türk faşisti, birinci vazifen, Türk matbaalarını yıkmaktır. Makineleri ısırmak, demirleri dişleyip duvarlara asmaktır. Mevcudiyetinin yegâne temeli, gazeteleri çamurlara serip üzerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir. Bu temel, Partinin hazinesidir.”
* * *
Arkadan gelen bir cümle var oysa:
“Bir gün nümayiş yapmak için emir alırsan, bütün polisleri yanı başında bulacaksın.”
Ama Başbakan bu cümleyi yok sayıyor!
Tıpkı...
“Meydanlarda kitaplarını yaktığın namuslu insanlar, bütün dünyada eşi emsali görülmemiş şekilde işkenceye tabi tutulabilirler. Bütün malları mülkleri zapt edilmiş, matbaaları yakılmış, gazeteleri kapatılmış, evleri tarumar edilmiş, çoluk çocuğu dağıtılmış, haneleri işgal, kendileri perişan edilmiş olabilir” dedikten sonra...
“Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere Amerika’dan borç dahi alınabilir. Hatta bu borç alınan paralar ziyafetlerde yenilebilir” cümlesini de yok etmesi gibi!
* * *
Ve insan haliyle merak ediyor:
1948 yılında Aziz Nesin’in CHP iktidarını yererken kurduğu cümleler, acaba günümüz iktidarı için de geçerli mi ki, aradan 62 yıl geçtikten sonra sansüre uğruyor?
Hoş.
Sansürden kurtulan, yani Başbakan’ın naklettiği bazı cümleler de var ki... Misal:
“Mevcudiyetinin yegâne temeli, gazeteleri çamurlara serip üzerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir.”
Aziz Nesin yaşasa, altına imzasını çakar, yanına da bugünkü tarihi atardı:
Yıl, 2010.


Kırık kalem
TDH İzmir Ege Bölge Sorumlusu Hüseyin Aslan, önemli bir bilgi veriyor:
“Son yapılan toplantımızda Sayın Genel Başkanımız partinin kuruluşunun 12 -13 Haziran tarihlerinde gerçekleşeceğini bildirdi.”
Derseniz ki... Bugüne kadar kırk defa tarih verilmişti!
Yok.
Bu sefer başka.
Durum gerçekten ciddi.
Aksi halde...
Mustafa Sarıgül kalemini kırar mıydı?
Hüseyin Aslan söylüyor işte.
“Hatta kalemini kırdı, geri dönüş yok mesajını verdi” diyor.
Gençler bilmez belki. Ama kalem kırmanın ne demek olduğunu, bundan 15 -20 yıl önce hâkim karşısına çıkanlar iyi bilirdi.
Hâkim kalemini kırdı mı, sanık altına ederdi.
Çünkü kırılan kalem...
“İdam cezası” demekti.
Kalem kırmanın, yine unutulmaya yüz tutan ve Sedat Simavi’nin “Kalemini kır ama asla satma” sözüyle tarihe geçen bir anlamı daha var tabii.
Yani ve maalesef...
Kırılması gereken daha çok kalem var!



Tek karelik ilişki

62 yıl geçmiş de ne olmuş