23’üncü imza nerede?

YUNANİSTAN’LA dost olalım. Oturup, kalkalım. Beraber göbek atalım. Ortaklık kuralım. Çift kale maç yapalım. Gezelim, tozalım.
İtiraz yok, hepsine tamam.
Ama ne yaparsak yapalım...
Alnımız ak olsun, başımız dik olsun.
Buna itirazı olan var mı?
Başbakan Erdoğan‘a, İzmir Ticaret Odası Başkanı Demirtaş‘a ve Yunanistan’la ilişkileri “şişiren” ve bu konuda da “şişinen” herkese yine soruyorum:
Atina sokaklarında Türk bayrağı yakılırken, “Atina’da destan” nasıl yazılıyormuş?
Biri çıksın da anlatsın.
Ve yine anlatsın, “İşte tarihi 22 imza” başlığı ile duyurulan anlaşmalardan hangisi “tarihi” sözcüğünün “kapsama alanı” içine giriyor?
Eğer olayı böylesine abartacaksak, o zaman “23’üncü imza nerede?” diye sorarım ben de.
Evet, 23’üncü imza...
“Tespih böceklerinin çiftleşmesini araştırmak” için de, neden bir çalışma komisyonu kurulmadı iki ülke arasında?
* * *
Sayın Başbakan da ciddi bir gelişme istidadı gözleniyor bu arada.
Malum.
Yola “one minute” diye çıkmıştı...
Atina’da çıtayı “two days” noktasına çıkardı, bu kez parmağını “two days, two days” diye salladı.
Gidiş belli.
Bundan sonra sırada, “three weeks” var garanti.
Ardından da...
Four months ile five years!
Peki...
Şu “two days” neyin nesi?
Türk vatandaşları, vize almadan Yunan adalarına gittiğinde 24 saat yerine, 48 saat kalabilsinmiş.
Vay anam vay.
Derde bak derde.
Hanımlar, beyler...
Bunun bana, bize, İzmir’e, Türkiye’ye faydası ne?
Sakız’a, Rodos’a, Midilli’ye gittiğimizde “cebimize para mı koyacak” Yunanlı dostlar?
Yoo.
Tam tersine 24 saatliğine Sakız’a gidenler, sadece balıkçı Alex’in mekânını şenlendirirken; Başbakan’ın two days’i sayesinde pansiyoncu Yorgo’nun da yüzünü güldürecekler.
İyi de...
Bundan bana ne, bize ne?
Bunun İzmir’e, Türkiye’ye faydası ne?


Savaşın sonu!

TEMEL, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Ve otururlar, memleketin ekonomik sorunlarının nasıl çözüleceğini tartışmaya başlarlar.
İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun.
Sonunda Temel düşünceli bir edayla konuşur:
- Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz!
Kıssadan çıkan hisseye gelince:
Deniz Baykal’ın istifası...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı...
Önder Sav’ın manevrası...
Durum ilginç.
Ve galiba bu isimlerden hiç değilse birinin “hesap etmediği” bir sonuç çıkacak ortaya!


Tek karelik utanç