Konser, festival, türünün en iyi dev projeksiyon gösterisi... Bu hafta sonunu Beyoğlu’nda geçirmek için çok nedeniniz var
Benim gibi “Oh, sonbahar geldi” diyenler! Size, bezgin yazın ardından uyanan şehrin tadını konserlerle, festivallerle çıkarmanızı öneriyorum. Varan 1: Demonation Festivali. Sadece festival değil, bir tür sosyal sorumluluk projesi gibi çalışıyor bu festival. Zira yerli, yetenekli, hiçbir plak şirketine bağlı olmayan gruplara, müziklerini kitlelere ulaştırma şansı tanıyor. Bu yüzden festivalin sponsorluğunu üstlendiği için irish viski markası Jameson da ayrı bir ‘aferin’i hak ediyor. 6-7 Ekim’de Salon İKSV’de düzenlenecek Demonation Festivali’nin fikrini geliştirense, türünün tek örneği konserleri, organizasyonları hayata geçirmeyi başaran Bant Mag. ekibi... Yeri gelmişken Salon’da bu akşam yer alacak ünlü bir grubun daha haberini vereyim: Saint Etienne... İngiliz indie-dans grubu Saint Etienne, 20 yıllık kariyerleriyle İngiltere’nin en itibarlı ve istikrarlı müzik grupları arasında gösteriliyor. Birçok film ve TV dizisinin müziklerinde de imzası olan grubun ‘A Good Thing’ adlı şarkıları Pedro Almodovar’ın ‘Volver’ adlı filminde de kullanılmış.
Dansa
Tüm moda dergilerinde kafamıza kakılan bu kavramı 5 hamlede kotarmanın yolları...
Birinci ve en önemli hamle, saçları şehrin en havalı kuaförüne yaptırsanız bile kendiniz yapmış gibi gösterebilmektir (Ben öyle yapıyorum, Bebek’teki Yıldırım’dır adresim...) Saçların yağlı değilse de süper temiz, uçuş uçuş görünmemesi tercih sebebidir(!) Son defilelerden anladığımız o ki mat saç dahi bu minvalde moda olabilmektedir. Dünyaca ünlü saç tasarımcıları (böyle de bir kavram çıktı) mat görünsün diye saçlara pudra dahi sürmektedir.
İkincisi makyajsız, temiz ve sağlıklı görünen bir cilt yaratmaktır. Tabii bu da duayla değil, her gün bir yeniliğin çıktığı kozmetik sektörüne güvenmekle sağlanır. İşte size en son tüyo: BB Cream adı verilen, üç işi aynı anda yapıp cildi nemlendiren, pürüzsüzleştiren, ışıltılı bir görünüm veren kremlerden acil edinmeniz lazım. Market tipi kozmetik markalarınınki dahi çok başarılı, ki bu pek sık olmaz! Mosmor gözaltı torbalarına karşı da kendini belli etmeyen bir kapatıcı kullanmadan evden çıkmaz Fransız kadın: Müthiş Laura Mercier-Secret Camouflage gibi...
Gardırop klasiği
Eller, ayaklar hep bakımlı olacak. Oje olayına Fransızlar da sıcak ama öyle
Cumartesi günü kahvaltıyı hafif tutun! Maçka Parkı’nda yapılacak Türk-İtalyan Yemekleri Festivali’nde risottoyla keşkek, mantıyla ravioli, ricottayla lor tatlısı, tadına bakmanız için sizi bekliyor olacak
Bu yıl ilk defa düzenlenen keyifli bir festivale geldi sıra... ‘Şişli Belediyesi&iyi yemek’ tarafından organize edilen ‘Türk ve İtalyan Mutfakları Omuz Omuza’ adlı festivalde, bu iki mutfağa dair lezzetler ziyaretçilere sunulacak. Bir de şov mutfağı kurulacak. Burada Arda Türkmen, Batuhan Piatti, Filiz Akın gibi isimlerin yanında, Türk ve İtalyan şefler de ‘döktürecekler’.
Cumartesi günü 12.00-19.00 arasında, İtalyan Konsolosluğu’nun desteğiyle Nişantaşı’ndaki Maçka Parkı’nda yapılacak festivalde, Türkiye’nin yeme-içmenin duayeni Ahmet Çapa da anılacak. Festivalin mekân düzenlemesi A46 tarafından gerçekleştiriliyor. Her iki mutfaktan tatların sunulacağı festivalin etkinlik merkezinde kurulacak barda içecekler, şerbetler sunulacak, ilginç yemek şovları gerçekleştirilecek. Çocuklar için de hoşlukların düşünüldüğü festival, belli ki bu cumartesi Nişantaşı’nı hayli hareketli kılacak.
Beyaz Fırın’da daimi değişim
Anadolu Yakası’na turist misali, nadir geçen
Ünlü model Agyness Deyn’in New York’taki loft dairesi, bence ‘egzantrik’ kelimesinin sözlük karşılığına denk gelir
Bu aralar ünlü model Agyness Deyn’in Brooklyn’deki evinin fotoğrafları dolaşıyor internette. Konu, loft dairesini 2.5 milyon dolara satışa çıkarmış olması. Emlak simsarları işin bu tarafını düşünedursun, beni bu kadar eklektik bir yeri a) nasıl yarattığı b) kafası karışmadan bu evde nasıl yaşayabildiği ilgilendiriyor. Kimisi evi modanın dayattığı klişelerin ötesinde bulup övüyor, kimisiyse göz yorucu, gerçek bir karmaşa olarak nitelendiriyor. Döşemeleri işli, varaklı sandalyeler, her köşeden pörtleyen hayvan desenleri, hangisinin dikkati daha çok çektiğine karar veremediğiniz heykellerin varlığı, kuşkusuz Deyn’in evini sahiden özgür bir kafayla dekore ettiğinin de göstergesi.
Banyodaki sonsuz ayna kullanımı, yatak odasındaki Barbara Cartlandvari dokunuş, Deyn’in seçimleri yaparken hafiften ‘uçmuş’ olduğunu da düşündürmüyor değil. Deyn’in parçaları bir araya getirmede ‘master!!’ olduğunu da kabul etmem lazım. 14’üncü Louis sandalyelerin yanına 70’lerin kocaman kağıt fenerlerini koymak kimin aklına gelir ki? “Son kararın ne?” derseniz, “Benim için tahammülfersa
Türkiye’nin tek aşçılık okulu MSA’nın ekim programı, mutfağın yöresinden geçmeyenlerin bile kafasını karıştırabilir
Bu kış evinde daha çok misafir ağırlama moduna giren, ve fakat kısıtlı mutfak bilgisi yüzünden mahçup olanlar! Türkiye’nin ilk ve tek aşçılık okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), ekim ayına hayli hazırlıklı giriyor. Benim ilgimi en çok ‘Mutfakta 8 Hafta’ çekti. Gerçek bir şef ustalığına ulaşma imkanı sağlayan bir programmış. Böyle bir iddianın karşılığında elbette zamanınız da isteniyor. 2 Ekim-27 Kasım arasında her salı 10.00-14.00 ve 19.00-23.00 arasında soslar, çorbalar, etler tavuklar, parti yemekleri, tapas’lar, üzerine Uzakdoğu yemekleri ve daha neler neler öğrenilecekmiş... Programın bedeli,
bin 650 TL.
“Ne o kadar iddialıyım ne de o kadar vaktim var” diyenler için bilimum atölye ve eğitim programları da mevcut. Ayrıca kurumsal hayatın işten çok egolarla uğraştıran, insanı dibe çeken yapısından sıkılanlar, pasta fırını açmanın hayalini de kurar oldu. MSA’nın ‘8 Haftada Pastacılık’ kursu, hayatını değiştirmek isteyenlerin ilgisini çekebilir. Her pazar 16.00-22.00 saatlerinde, 7 Ekim-2 Aralık arasında yapılacak programda ekmek, tart, kiş, pasta,
Bu aralar moda çekimlerinde, davetlerde gördüğüm kusursuz kalıplardaki zarif kıyafetlerin hep Dilek Hanif’in elinden çıkma olduğunu öğreniyorum
Sessiz ve derinden gidip dünya moda sahnesinde kendine bir yer edinmeyi hedefleyen tasarımcı Dilek Hanif’i uzaktan, beğeniyle izliyorum. Kendi tarzını da çok şehirli, pratik ama hep elegan bir çizgide tutmayı başaran bir kadın, Hanif. Tasarımlarına da aynı ‘klas’ı ve kadınların giyinirken neler istediğini bilen biri olarak ‘gerçekçiliği’ aktarmayı başarıyor. Sonbahar-kış koleksiyonundaki kürk yelekli, ipek gömlekli, binici pantolonuna; üstelik modelin de çoğu markamızın-tasarımcımızın yaptığının aksine sakin stilize edilmiş olmasına da bayıldım. Herkes Jackie O.’nun stiline bayılırken ben kardeşi Lee Radziwill’in tarafını tuttum. Dilek Hanif’in yeni koleksiyonunda işte o New York’un 70’lerdeki şahane atmosferinin izlerini buluyorum... İnşallah bir gün atölyesine gidebilmeyi de başarırım!
MIDNIGHT EXPRESS’IN YENi SEZON MARiFETLERi
İstanbul’da az zamanda kendi müşterisini bu denli yaratabilmiş ilk konsept butiktir Midnight Express... Koleksiyonlarında abiye seçenekler -özel bir sunumla- bulunsa da, güncel, çağdaş ve kendine özgü
Şehrimiz dünya metropollerini aratmayan türlü etkinlikle bize güzel zamanlar vaat ediyor. Şimdi de sırada, tenisin sekiz büyük kadın sporcusunun mücadelesini izleyeceğimiz WTA Champions var
İstanbul, yeniden dünyanın en gözde sekiz kadın raketini ağırlayacak. Türkiye Tenis Federasyonu’nun ev sahipliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen TEB BNP Paribas WTA Championships, 23-28 Ekim arasında Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Kimler yok ki... Tek kadınlarda dünyanın en iyi sekiz tenisçisi mi dersiniz, çiftlerde dünyanın en iyi dört takımının kıyasıya mücadelesi mi? Fark ettiniz mi bilmem, spor etkinlikleriyle arasında bir adım boyu mesafe tutanlar dahi, tenisin parıltılı dünyasına kayıtsız kalamıyor. Turnuvaya katılacak isimlere bakın hele: Güzeller güzeli (söylemeden edemedim) Maria Şarapova, bence insan değil tank olan Serena Williams, Victoria Azerenka ve Petra Kvitova... Geçen yıl şampiyonayı tam 70 bin kişi izlemişti. Biletix’de satışa sunulan birinci kategori biletleri şimdiden tükenmiş. Bir bilet alarak bütün maçları izlemek de mümkünmüş. Salı, çarşamba ve perşembe günleri 20-50 TL arasında alınacak bir biletle tenisseverler tam üç maç izleyebiliyormuş. Dünyanın
Okulların açılıdığı hafta, memleket saflarında da hayata dönüşün habercisi. Okuyacak kitaplar, gidilecek festivaller, alınacak şıklıklar ve partiler
Bursa’da bir güzel festival
15-21 Eylül tarihleri arasında bu yıl ikincisi düzenlenecek uluslararası fotoğraf festivali Bursa Fotofest, 65 sergi, 48 seminer, 3 yarışma, 15 panel ve ücretsiz portfolyo değerlendirmeleriyle Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük fotoğraf festivali olma özelliğini taşıyor.
‘İnsanlığın İzleri’ başlığını taşıyan Bursa Fotofest 2012; dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların, savaşlara, ekonomik problemlere ve doğal kaynakların tükenme tehlikesine rağmen, yaşamın her alanında verdiği mücadeleyi anlatan fotoğraflara ev sahipliği yapıyor.
Ara Güler’den Mary Ellen Mark’a, Coşkun Aral’dan Bruce Gilden’a yerli ve yabancı fotoğrafçıların toplam 65 sergisinin yer alacağı festival kapsamında; Türkiye’nin en yüksek para ödüllü amatör fotoğraf yarışması da düzenleniyor. Ara Güler, Robert Stevens, Mary Ellen Mark, Bruce Gilden, Maggie Steber gibi dünyaca ünlü fotoğraf sanatçıları ve fotoğraf editörlerinin yapacağı ücretsiz portfolyo değerlendirmeleri, Maket Kitap/Book Dummy yarışması,