Ersin Süzer

Localar tıpkı otel odaları gibi kendi aralarında sınıflandırılıyor. Verilen hizmete ve konuma göre standart, lüks ve VIP olarak tercih ediliyor

İstanbul’un ünlü gece kulüplerini, televizyonlardan ve basından takip ediyorsunuz. Son günlerde eğlenceleri dışında çok farklı şekilde gündeme gelen bu kulüplerin içinde neler olduğu merak ediliyor. Sadece ünlülerin gittikleri yerler olarak biliniyor. Şan ve şöhret sahibi değilseniz sanki içeriye giremeyecekmişsiniz gibi bir anlayış var. Hemen söyleyeyim, ünlü kulüplerin İstanbul’daki kapasitesi kaba bir hesapla 12 bin kişi civarında. Türkiye’de toplasınız adı sanı duyulmuş kişi sayısı iki bini geçmez. Kaldı mı size 10 bin ünsüz şahıs? Evet İstanbul’daki popüler mekanlarda ünlü simaları görmeniz mümkün. Geri kalanını eğlenmeyi seven insan topluluğu oluşturuyor.
Gece kulüplerinde en çok rağbet gören yerler localar oluyor. Kulüpte locanız yoksa eğlencenin tadı çıkmıyor. Bu yüzden tüm gece kulüplerinde locaların sayısı her geçen gün artıyor. Hatta localar kendi aralarında sınıflandırılıyor. Tıpkı otel odaları gibi... Verilen hizmete ve locanın konuma göre standart, lüks ve VIP localar mevcut.
Diyelim siz de lüks eğlenceye dahil olmak

Bianca Beach’te, güneşte terletmeyen yataktan serinleten spreylere, buz şiltelerinden Balili masözden özel terapiye kadar lüks namına her şey var. Merak edenlere duyurulur

Bardakçı Koyu’nda hizmet veren Bianca Beach, şaşırtıcı detaylarıyla dikkat çekiyor. Malum yaz, aracınız güneşten kavrulmasın diye hemen özel bir kılıfla kapatılıyor. Giriş ücreti 50 TL. Bunun 30 TL’si ile içeride harcama yapabiliyorsunuz. İçeride hiç para ve kredi kartı kullanmıyorsunuz. Çünkü girişte “tom” dedikleri saat gibi bir şeyi kolunuza takıyorlar ve sudan etkilenmeyen bu alete paranızı yüklüyorsunuz. Sürekli olarak soğuk havlu servisi var. Şezlonglar çoktan tarih oldu. Bianca’da şezlong yerine İtalya’dan getirilen yataklar var. Bu yataklar terlemeyi önlüyor. Duyduğuma göre tanesi bin euro’ymuş. Güneşten bunalanlara soğutulmuş ferahlatıcı spreyler de dağıtılıyor. Balili masözler ayağınıza kadar gelip siz güneşlenirken masaj terapisi uyguluyorlar. 20 kişilik özel tekneyle Bodrum Marina ve çevre otellerden ücretsiz servis yapıyorlar. Bir de buz yatağı servisleri var. Çok mu bunaldınız, incecik bir buz yatağı geliyor. Yatağınızın üstüne koyuluyor, üzerine havlunuzu atıp serinliyorsunuz. Bu

Bir süredir eğlencenin gündeminde Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu var. Sayın Bakan açık havada eğlencenin sınırını 23.59 olarak belirledi. Karar cumartesi gecesi tüm işletmelere tebliğ edildi. Gece gezginleri son bir haftadır yemek müziği düzeyinde kulüp müziği dinleyerek eğleniyor. Aslında mesele, tam bir polemik haline döndü. Rahatsız olanlar, olmayanlar, doğru bulanlar, bulmayanlar, siyasi diyenler, turizmi baltalıyor diye eleştirenler, asıl amacı içki yasağında arayanlar, gezi teknelerini bahane edenler şeklinde uzayıp giden bir liste var. Bu açık havada eğlenme işini İstanbul’da ilk başlatan isimlerden biri Metin Fadıllıoğlu’dur. Kendisini arayıp görüşlerini sordum.

Sorun 70’lerden beri var
Fadıllıoğlu, İstanbul’da ilk yazlık kulübün 1971’de Sait Halim Paşa Yalısı’nın bahçesinde açıldığını söyledi. Kulübü Ahmet Çapa, Metin Fadıllıoğlu ve Atçı Kazım birlikte açmış. Sistem bugünkü gibiymiş. Restoran ve barı olan kulüpte, yemeğin yanı sıra geç saatlerde kulübe insanlar gelip dans ediyorlarmış. O yıllarda ses sorunu yine gündemdeymiş. Yalılarda yaşayanlar şikayet ediyormuş. O yılların teknolojisiyle sesi içeride tutmanın imkansız olduğunu düşünürsek, sesin ne kadar

Ünlü işletmeci, daha doğrusu emekli işletmeci Celal Çapa, eşinin 50’nci yaş gününü, çok yakın dostlarıyla birlikte Saint Tropez’de kutladı. Şu sıralar herkes Çapa’nın eşi Şebnem Çapa için hazırladığı bu doğum gününü konuşuyor. Yaklaşık 65 kişinin davet edildiği kutlama, şiddetli yağmura rağmen iki gün sürdü. Çapa’ya bu doğum günü 50 bin Euro’ya mal olmuş. Geçen hafta verilen davete katılanlar arasında, Jefi-Yasemin Kamhi, Sennur Dinçkök, Ersoy Çetin, Cem Uzan, Güliz Onursal, Banu Birkan, Çiğdem Kayalı, Ahmet Çapa, Suat Ateşdağlı, Mustafa Dilek Toner, Mustafa Taviloğlu gibi cemiyetin ünlü simaları vardı. Emre Ergani davete yeni sevgilisi avukat Aylin Hanım’la katıldı.
Mustafa Taviloğlu, Saint Tropez sahiline Türk bayraklı yatıyla geldi. Celal Çapa muhteşem bir konukseverlik sergiledi. Konuklar Deslices ve Byblos otellerinde konakladı. Saint Tropez’deki inanılmaz yağmur, davete gelenlerin hiçbirinin moralini bozmadı. Celal Çapa sürpriz yaparak Bistro Barı bir geceliğine kapattı. Yemekten sonra setin başına DJ Suat Ateşdağlı geçti. Eğlence sabaha kadar devam etti. Doğum günü Plage Du Jumaux’da yapıldı. Burası Nikki Beach’in hemen önünde. Şebnem Hanım 50’nci yaşını sabahın ilk

Serdar Ortaç ve Suat Ateşdağlı’nın arasına kara kedi girdi. Her yıl Serdar Ortaç’ın şarkılarını çalan Ateşdağlı, bu yaz başka isimleri düşünüyor

Geçen haftalarda ‘Serdar Ortaç sevenler Reina’ya, Kenan’cılar Sortie’ye’ demiştim. Haksız da değilmişim. Dikkatimi çekti, Sortie’de hiç Serdar Ortaç’ın şarkısı çalınmıyor. Sortie’nin müzik koordinatörü Suat Ateşdağlı’ya bu durumu sordum. “Çok uzun yıllar Serdar Ortaç şarkıları çaldım. Bu yaz da başka isimleri çalmaya karar verdim” dedi. Uzun yıllardır iyi dost olan Serdar Ortaç ve Suat Ateşdağlı’nın arasına anlaşılan kara kedi girmiş. Umarım araları düzelir, Sortie’deki yasak da kalkar.


Pembe şarapta büyük rekabet
Herkes pembe şarabın peşinde. Ama dikkat! kimse ‘Roze’ demiyor. Varsa yoksa ‘Blush’ deniyor. Bu Blush’ı piyasaya ilk kim getirmişti diye düşünürken, bir davette karşıma Burak Türeci çıktı. Türeci Türkiye’ye lüks içkileri getiren ve bir anda trend olmalarını sağlayan isim. İlk Blush’ı da o getirmiş. ‘Cielo Blush’ sayesinde pembe şaraplar popüler olmuş. Türeci, “Sonra zaten birçok şarap firması Blush üretmeye başladı” diyor. Burak Türeci Cielo Blush’ın aslında Roze yani pembe değil bir beyaz şarap olduğunu söylüyor. “O

Bodrum merkezin en lüks beach’i olacak Bianca, 25 Haziran’da açılıyor. Emre Ergani “Misyonumu tamamladım” dediği Tükbükü’nden, Bardakçı Koyu’na taşındı. Ünlü işletmeci, 16 yaşından küçüklerin alınmadığı Virgin Otel’in bölgeye canlılık getireceğini söylüyor

Bundan tam 10 yıl öncesiydi. Kimsecikler Türkbükü’nün adını henüz bilmiyordu. Türkbükü kendi halinde bir koy ve sadece bilenlerin uğrak yeriyken bir anda ülkenin en tanınan ve en çok merak edilen yerlerinden biri haline geldi. Doğal güzelliği, butik otelleri, doğal marinası, iskeleleri ve lokantalarıyla patlamaya hazır bir yerdi. Bir altın madeni gibi duruyordu. Sadece bu madeni harekete geçirecek bir kıvılcıma ihtiyaç vardı. Türkbükü için aranan kan, 2000 yazında bulundu.

Eğlence oteli konseptini getirdi
Emre Ergani Havana Beach’i açınca, sihirli bir değnek değmişçesine Türkbükü, gündeme oturdu. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen halen Türkbükü Türkiye’nin en çok bilenen tatil beldelerinden biri olmaya devam ediyor.
Türkbükü’nün tanınmasında önemli rol oynayan Emre Ergani, “Tükbükü’ndeki misyonumu doldurdum” diyerek tası tarağı topladı ve Türkbükü’nden, Bodrum Merkez’deki Bardakçı Koyu’na taşındı ve karşımıza

Otto’nun yetkilileri, insanların yemek zevklerini çileye dönüştürmeyin. Mönüden istediklerimizin birçoğu yoktu. Ne varsa yiyelim demek zorunda kaldık

Geçen günlerde bir etkinlik için yolumuz Alibeyköy’deki Santral İstanbul’a düştü. Otto’ya oturalım dedik. Sonradan oturduğumuza bin pişman olduk. Otto’da zar zor bir mönü edinebildik. Sipariş vermek için mönüyü adeta garsonun elinden çekiştirip aldık. Mönüden istediklerimizin birçoğu yoktu. Ne varsa onu yiyelim demek zorunda kaldık. Çok basit bir sandviç için epey bekledikten sonra nihayet yemekler geldi. Yemek sonrası çay kahve içelim dedik; en az 20 dakika sonra gelir dendi. Basit bir kahve servisi 20 dakikada nasıl yapılır? Bilen biri açıklasın. Neyse hesap istendi. Malum kredi kartı verildi. Garson kredi kartını görünce neredeyse ‘çekin gidin’ edasıyla kafa salladı. Madem öyle hesap vermeden gidelim deyince apar topar hesap alındı. Otto’nun yetkilileri, lütfen dikkat diyorum. İnsanların yemek zevklerini çileye dönüştürmeyin.


Tarkan evine özel ses sistemi kurduruyor
Tarkan evine yurtdışından özel ses sistemi getirtti. İtalyan’dan gelen bu özel ses sistemi, canlı müzik performansına en yakın ses sistemi olduğu için

Bu yaz Türkbükü’ne gidenler Maki’de kalacak, beach’inde gündüz güneşlenecek, akşamüstü partileyecek, gece de soluğu Ship A Hoy’da alacak

Türkbükü’nde sezon, Ship A Hoy açılmadan başlamaz. Ship A Hoy, geçtiğimiz hafta sonu bir davetle yaza merhaba dedi ve Türkbükü’nde sezon başladı. Cemal Yarar ve Zafer Tarlan ikilisi bu yazdan itibaren hem eğlendirecek hem tatilcilerin konaklamalarına yardımcı olacak. Cemal Yarar buranın fahri belediye başkanı gibi çalışıyor. Kimin ne derdi varsa ona koşuyor. Anlaşılan bu yaz Türkbükü’ne gidenler Maki’de kalacak, beach’inde gündüz güneşlenecek, akşamüstü partileyecek, gece de soluğu Ship A Hoy’da alacak. Bu ikiliye dikkat etmek lazım. İleride tüm koyun işletmesini alırlarsa hiç şaşırmam.

Ortaç gitmeyince imdada Doğulu koştu
Popçular aleminden bir dedikodu vereyim size: Duyduğuma göre geçtiğmiz hafta, Amerika’da Türk gününde sahneye çıkması planlanan Serdar Ortaç son anda vazgeçmiş. Organizasyonu yapanlar bir acil durum planı yapıp Kenan Doğulu’ya ulaşmayı başarmış. Doğulu da apar topar, yarım orkestrasıyla birlikte Amerika’ya uçmuş ve Türk gecesine yetişmiş. Ne diyelim Allah’tan yeteri kadar starımız var.

Etiler Şamdan Torba’da,