Özçe Demir Çelik’in patronu Ali Özbaş, İzmir’i farklı bir açılım noktasına getirme mücadelesi verenlerden
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) toplantısında kürsüye çıkıp “Kayseri ve Gaziantep’i görünce İzmir’den utanıyorum” deyince kıyamet koptu. Büyükşehir Belediye Başkanı “İzmir elinizin tersiyle itilecek bir kent değil” derken, Sanayi Odası Başkanı “Manisalılar, Aydınlılar, Denizlililer hatta 500 bin Erzurumlu var. İşinize gelmiyorsa terk edip gidin, 1 milyon 800 bin gerçek İzmirli bize yeter de artar” dedi. Özçe Demir Çelik’in patronu Ali Özbaş Salihli doğumlu ama gerçek bir İzmir sevdalısı. ”İzmir’in iyi yönetilmeye ihtiyacı var” yani “Kral Çıplak” diyenlerden.
Özçe Demir Çelik’in kuruluş hikayesi üç kuşak öncesine dayanıyor. Ali Özbaş’ın dedesi Ahmet Özbaş’ın 1918 yılında Manisa’nın Salihli ilçesindeki demir atölyesine attığı adım, geçen yüzyıldan bugüne kadar sürecek olan hikayenin de ilk adımı olmuş. Özbaş’lar insanın da, demirin de yanarak olgunlaştığını bilenlerden.
Firmanın Pınarbaşı ve Çiğli’de tesisleri var. Özçe’nin tescilli markası Steellines 2004 yılında kurulmuş. Firma; makine, otomotiv, havacılık, beyaz eşya ve demir-çelik sanayi ve daha pek çok alanda çeliği kullanan tüm sanayicilere çözüm ortaklığı sunuyor. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde 10 bin metrekare kapalı alanıyla büyümesine devam eden şirketin ürünleri arasında saçlar, profiller, borular, inşaat demiri var.
Ali Özbaş’ın öğrencilere dağıttığı kitaplardan biri Jay Rifenbary’ın
“Mazeret Yok”u. Rifenbary’e göre “Yaşamınızın değişmesini istiyorsanız yaşamınızda değişiklikler yapmalısınız. Fakat yaşamınızın kendiliğinden değişmesini beklerseniz yaşam da sizi bekler. Kimse ayağınıza kadar gelip size coşkulu bir yaşam fırsatı sunmaz.” “Ne öğrencisi” diye soruyorsanız. Özçe Demir Çelik’in bir de okulu var: Çıraklık Eğitimi Merkezi. 30 genç var okulda. Kimi okuma yazma bilmeyen insanlar milyon dolarlık makineleri öğreniyorlar.
Odalara çok iş düşüyor
Ali Özbaş, KOBİ’lere hükümetin görülmedik ölçüde destek verdiğini belirtiyor. Ona göre sanayi ve ticaret odalarına da bu konuda çok iş düşüyor. Oda seçimlerinde oy kullanacaklara bilgisayarlar hediye ediliyor, cep telefonları veriliyor, otel masrafları karşılanıyor. Küçük sanayicinin parasının böyle harcanmaması gerektiğini, odaların mantığının yanlış olduğunu, öncelikle KOBİ’lere destek olunması gerekliliğinden söz ediyor ve ekliyor:
“Herkesin güçlerini birleştirdiği bir yer olmalı. Bizim yapamadığımız durumlarda öncülük yapmalı, uygun kadrolar kurulmalı” diyor.
Ali tam bir işkolik. Sabah 5-6’da işinin başında. Akşam 10’dan önce de çıkmıyor. Beyin cerrahı olmak istiyormuş liseyi bitirince. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni de kazanmış ama aile göndermemiş Diyarbakır’a. İyi de olmuş, çünkü iyi bildiği ve sevdiği işi yapıyor. 27 yıllık evli. Gurur duyduğu iki evladı var. Oğlu Çetin makine mühendisi ve yakında kuracakları üretim şirketinin başına geçecek. Elektronik mühendisi olan kızı babasının yurtdışı iş seyahatlarinde ona eşlik ediyor. Geleceğin CEO’su gözüyle bakabiliriz Gülnur’a. Eşi çok güzel yemekler yapıyor. Ali ne kadar erken çıkarsa çıksın eşi mutlaka kahvaltısını hazırlar. Şekersiz çay da yanında. Diabeti olduğu için tatlıya dikkat ediyor. Çoğu erkeğin aksine futbol yok yaşamında.. Yeni Salihlispor’un kulüp başkanlığını yaptığı dönem o çarpık düzeni görünce futboldan iyice soğumuş.
Zor diye bir şey yoktur imkansız zaman alır
* İZKA’daki konuşmanıza en büyük tepkiyi Büyükşehir Belediye Başkanı verdi..
Aziz Başkan ”İktidar yanlısı belediyeler 3 lira topladı, 3 lira aldı. Biz 13 lira topladık, 3 lira aldık” dedi. Makamlar ağlama yerleri değildir. Bu makamlar tuttuğunu koparma makamlarıdır. Bu makamlar hakkını söke söke alma, çok çalışma, çok çalışacak kadrolar kurma, projeler üretme, üretilen projeleri gece gündüz iş yaparak hızlı hayata geçirme makamlarıdır. İzmir’in Belediye Başkanı olarak ilgili bakanlığın kapısına çadır kurarsın, istediğini alana kadar kalkmazsın. Basının gücünü kullanabilir. Sevilen bir başkan olarak bizleri, İzmirlileri arkasına alabilir, mitingler yapabilir. Ana muhalefet partisinin başkanını devreye sokabilir. Mazeret üretmek bana doğru gelmiyor. Sadece Belediye olarak da değil, İzmirli olarak bir şey yapmama neredeyse karakterimiz oldu. Bunu kırmalıyız.
* İZKA desteğini almak o kadar kolay olmamalı..
Yatırım, sanayi malları satan bir firmayız.. Şimdiye kadar birçok firmaya malzeme verdik, teşviklerin falan nasıl alındığını çok iyi biliyoruz. İzmir Kalkınma Ajansı ile tanışmamız yol kenarına bırakılan duyurular ile oldu. Başvuru konusunda çok düşündük. Nedeni hiçbir siyasi bağlantımız yoktu. Son 4 günde karar verdik ve mali müşavirimizden aldığımız destek ile müracaatımızı yaptık. Başbakan “bir değişim var” demişti... “Başvuralım, görelim” dedik. Kimseye komisyon vermeden, kimsenin elini eteğini öpmeden, ayakları yere basan bir proje vererek desteği aldık. Petkim’in İtalya’dan aldıkları özel bir işi vardı. İZKA desteğiyle aldığımız makineyle “Biz yapabiliriz” dedik ve gecelere kadar çalıştık. Aldıklarının onda bir, yirmide bir fiyata verdik malı Petkim’e. İZKA’daki gençler bu başarıyı bir motivasyon olarak kullanıyorlar şimdi.
Çalışırsan başarırsın
* Zor diye bilirdim bu tip işleri..
“Zor diye bir şey yoktur, imkansız zaman alır” özdeyişine inanan biriyim. Çalışırsan başarırsın. Hayat standardınızın yükselmesi için ivmeyi yakalamak, değişimi hızlandırmak lazım. Potansiyelinizi kullanmak ve hedefe ulaşmak için çabalamak gerekir. Yeni yeni projeler üretiyoruz. Emek verdiğiniz şeyi seviyorsanız, size ve başkalarına kazandıracaklarını gönülden arzuluyorsanız, vazgeçmek sözlüğünüzden silinir. Önemli bir şey de hayal dünyanızın olması gerekir. Shakespeare şöyle demişti: ”Bizler düşlerle yükselen varlıklarız.” Yine Walt Disney “Peşine düşme yürekliliğini gösterdiğimiz tüm düşlerimiz gerçeğe dönüşebilir” der. Kararlılık düşlerinizi gerçekleştirmenin anahtarıdır; bunu unutmayalım.
* Seçim zamanı ortaya atılan 35 proje konusunda neler diyeceksin?
Hepsi de ayağı yere basan, İzmiri uçuracak projeler. Bazıları başladı bile. İki bakan İzmir‘den aday oldu. Ortaya koydukları muhteşem projelerle İzmir‘in yıldız şehir olduğunu hepimize fark ettirdiler, hepimizi heyecanlandırdılar. İzmir’li olarak bizden birilerinin değil, ithal denilen iki politikacının heyecanlandırmış olmasından utanıyorum.
KİMDİR?
Ali Özbaş, 1962 Salihli doğumlu. Beş Eylül İlkokulu sonrası 50.yıl ortaokulunda okudu. Liseyi İzmir Fatih Koleji’nde bitirdi. 1975’te babasının yanında ticaret hayatına atıldı. Özçe Demir Çelik’in sahibi ve Genel Müdürü olan Özbaş, evli ve iki çocuk sahibi.