Erkan Sevinç

Erkan Sevinç

drerkansevinc@gmail.com

Tüm Yazıları

Emperyalizm çarkları dönmeye başlamış ve Anadolu paylaştırılıyordu. Herkes bu talanda ne kapabiliriz kavgasındaydı. İstanbul’daki yönetim olup bitenlere kayıtsız, ülkenin parçalanışını seyrediyordu. Yeni savaştan çıkmış Anadolu açtı, yorgundu, imkansızlıklar içinde kıvranıyordu. İşte tam bu anda Ankara’dan o büyük haber geldi. Mustafa Kemal tekrar Başkomutan olarak ordunun başına geçmiş, yokluklar içinde kıvranan halkından fedakarlık istiyordu, çünkü halkına güveniyordu, onların zor şartlarda neler yapabileceğinden emindi. Kurtuluş Savaşı başlamıştı artık geri dönüş yoktu. Halk Başkomutan’ına inandı, güvendi ve onun emrinde bir destan yaratıp ülkesini bağımsız hale getirdi.
Yeni prömiyerler
30. yılını kutlayan İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) işte bu destansı çılgınlığın prömiyerini yaptı geçenlerde. Zaten İZDOB bir prömiyer canavarı. Bellini’nin “Uyurgezer Kız” ve Çetin Işıközlü/Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler”inden sonra sırada Tevfik Akbaşlı’nın. “Muhteşem Süleyman“ının dünya prömiyeri var. Hürrem Sultan’ı Aytül Büyüksaraç oynayacak bu yapımda.
Daha sonra “Sylvia” balesinin Türkiye prömiyeri ve sezon sonlarına doğru “Mançolu Şövalye” müzikali repertuarda. Ayrıca köylere, okullara operayı, baleyi, enstrümanları tanıtıcı etkinlikler düzenliyorlar.
Büyüksaraç uzun süredir İZDOB’un başında. Kurum birçok sorunla karşılaştı ve o hep sorunları kişiliğinden gelen uzlaşmacı yapısıyla çözmeyi bildi. Aytül Büyüksaraç, “Elmasoğlu Lojistik”in sahipleri Elmas ve Necdet Elmasoğlu’nun 3 çocuğundan sanatı seçen tek üyesi. İçinde sanatçılık uhde kalan annesi elinden tutup götürmüş konservatuara. 7 yıllık konservatuarı 5 yılda tamamlamış. Soprano olarak çok genç yaşta başrolle sahne hayatına başlamış ve pekçok önemli eseri seslendirmiş. Özel bir ses rengi var. Lise yıllarında “Sen evde şarkı söyle, şirketimizde görev al” diyen rahmetli babasının onunla gurur duyarak temsillerden ağlayarak çıkmasını unutamıyor. Rahmetli kayınvalidesi de en büyük destekçisiydi. Eşi de tam bir klasik müzik ve opera hastası. Amerika’da “Asya Felsefesi” tahsilini sürdüren oğulları Kaan sesi güzel olmasına rağmen farklı bir dal seçti kendine.
Aytül balık burcu ama iddiacılığı, hırsı, yönetici kabiliyeti gibi özelliklerini yükselen burcu aslandan alıyor. Çoğu kadın gibi alışverişe doymayanlardan. Sık sık saçını değiştiriyor. Yemek yapmayı ve de yemeyi seviyor. Sarmalar dolmalar, börekler çörekler. Hele oğlu İzmir’e geldiğinde ocak ve fırın yoruluyor çalışmaktan. Çikolataya hayır demeyenlerden. Hergün bir film izler. Yüzmek, dalmak ve balık tutmak onu dinlendiriyor. Evde de klasik müzik ve opera dinliyor Büyüksaraç çifti. Her ikisi de koyu Fenerbahçeli. İki kedileri var evde.

Haberin Devamı

KİMDİR?

Haberin Devamı

Aytül Büyüksaraç, 1963’de İzmir’de doğdu. İzmir Özel Türk Koleji’nin ardından İzmir Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü’nü bitirdi. İzmir Devlet Opera ve Balesi’ne solist sanatçı olarak atandı. 2001 yılında DEÜ Devlet Konservatuvarı’nda yüksek lisans yaptı. 2001-2003 arası İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sanat yaşamını sürdüren Büyüksaraç, 2003’te yeniden İzmir’e döndü. Çeşitli ülkelerde operalarda oynadı, konserler verdi. İZDOB’daki müdürlük görevinin yanı sıra Yaşar Üniversitesi’nde şan dersleri veriyor.

Haberin Devamı

Hayalim OPERANIN?yeni binasında şarkı söylemek

* Bir çok ödülünüze en son 16. Geleneksel Tülay Aktaş İzmir Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği’nden aldığınız ödül eklendi.
Bu ödülün bende değeri çok farklı. Ulusal ve uluslararası düzeyde bir çok ödül aldım ama bunun yeri ayrı. Tülay hanımı tanırdım. Çok aydın bir kadındı. Özel bir insandı. Kadınları bir araya getirmeye çalışıyordu. Bir örnek vereyim. Operanın önünde peyzaj çalışmasına ihtiyaç vardı. O dönem belediye çevre müdürü de kadındı ve grubumuzdaydı. Hemen gönderdi ekibi ve halledildi sorunumuz. Tülay Aktaş rahmetle andığımız bir insandır. Bugün özellikle kültür ve sanat alanında İzmir’de kadın yöneticiler hakimse o yıllardan gelen geleneği göz ardı edemeyiz
* Dile kolay. 30 yıllık İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin 11 yılında müdürlük koltuğundasınız.
İzmir’i ve kurumumu çok seviyorum. Bu dönem ikinci müdürlük dönemim. İlki 1995-2001 yılları arasındaydı. Genç yaşta müdürlükle tanıştım. Başta Nejat Tekebaş ve Sabahat Tekebaş olmak üzere hocalarımın desteğiyle başardım. Bana cesaret aşılayanlara teşekkür ediyorum. Yöneticiliğin zevkli olduğu kadar zorlukları da var. Özel hayatınızdan çok ödün veriyorsunuz. Gerçi ben hayatımı çok iyi programlamaya ve planlamaya alışığım.
* Hala çağdaş opera binamız yok.
Rahmetli Ahmet Piriştina Adnan Saygun’un sadece konser amaçlı olacağını söyledi ve “operayı başka yerde yapacağız” dedi. Çok genç yaşta kaybettik kendisini; kısmet Aziz Başkan’a oldu. İlk defa sinemadan, düğün salonundan, kütüphaneden bozma değil de gerçek bir opera binası için yarışma yapıldı. Güzel bir proje yarışmayı kazandı. Yüksek Mimar Mehmet Kütükçüoğlu ile Yüksek Mimar Ertuğ Uçar’ın belediye ile imzaladığı sözleşme kapsamında, Cumhuriyet tarihinin “opera sanatına özel” ilk binası İzmir’den yükselecek. Mavişehir girişindeki arazide 2013’te de temeli atılacak.
* İşler de biraz yavaş yürüyor.
Çok büyük bir hayaldi İzmir’de böyle bir opera binası görebilmek. Biz öğrencilik yıllarımızdan beri hep Sydney operası gibi bir yerde şarkı söyleyebilecek miyiz diye düşündük. Aziz Başkan’a gerçekten çok inanıyorum. O salona gireceğimizden eminim. En büyük hayalim ve isteğim İzmir’in çağdaş opera binasında sahnede olabilmek. 27 senedir bilfiil şarkı söylüyorum. Herhalde 7-8 yıl daha söylerim, belki 10 yıl...