Yazayım mı, yazmayayım mı diye düşündüm, sonunda yazmaya karar verdim.
Koronavirüsün ülkemizde görüldüğü 10 Mart’tan bu yana defalarca kaleme aldım önlemler konusunu.
Ama sen söyle, sen işit.
Özellikle de gençlerimiz...
Kural nedir, mesafe nedir, maske nedir, hiçbirini umursamıyor, umursamazlığını da sürdürüyor.
***
Aradan tam beş ay geçti.
Yani 150 gün ve altı bin kişiye yakın vatandaşımız bu lanet mikrop yüzünden hayatını kaybetti.
Bir ünlü oyuncumuz, reklamların sevilen yüzü, sevgilisini darp eder.
Ünlü bir solistimiz, birlikte yaşadığı kadını döver.
Erkekliği bir şey zanneden, en ufak bir tartışmada dünyaları ben yarattım der.
Tartıştığı evlatlarının annesini vahşice katleder, geride kalanları yalnız bırakır.
HHH
Nedir bu kadınlarımızın bizlerden çektiği.
Tamam güçlüsün, vurduğunda devirirsin ama bu gücünü beyninde kullan, elinle değil.
Yazık değil mi, geride kalanlara; analara, babalara ve kardeşlere.
Geçenlerde İzmir ilçelerinin belediye başkanlarının bu dönem genç ağırlıklı olduğunu yazmıştım.
Bunlardan biri de 42 yaşındaki Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin.
Geçtiğimiz hafta salı günü Yetişkin’i, gazeteci dostum Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile birlikte ziyaret ettik.
Daha lise yıllarında siyasete atılan, 19 yaşında da ticarete ağırlık veren Yetişkin, “Bir gün doğduğum ilçeye belediye başkanı olacağım” demiş ve muradına ermiş.
***
Partisinde önce yöneticilik, ardından da ilçe başkanlığı yapan Yetişkin, son seçimde Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir adayı olarak gösterilmesinin ardından, ilçesinin başkan adayı olarak tanıtılmış.
***
İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Eskişehir’e atandı.
Ege’nin incisi kente yaptığı hizmetler unutulmayacak, hep hatırlanacak.
Şimdi bunları sırasıyla saymaya kalksam sayfayı işgal ederim, haberlere yer kalmaz. Zaten kalmadı ya neyse...
Ayyıldız’ın ne kadar mütevazı bir devlet adamı olduğunu tüm ülke öğrendi, CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in danışmanı Seyfettin Şen sayesinde.
Sertel, Ayyıldız’ı ziyarete gittiğinde gördüğü manzara karşısında şaşırdı.
Bu sırada da Şen, boş durmuyor, gördüğü ilginç diyaloğu çekiyordu.
***
İzmir’de konut yapımı denilince akla gelen ilk isim Ege-Koop.
30 yılı aşkın süredir binlerce kişiyi ev sahibi yapan, kiradan kurtaran kuruma, İstanbul’un büyük inşaat şirketlerinin birlikte çalışma önerisinde bulunduğunu öğrendim.
***
Tabii ki, bu haber beni mutlu etti.
Yarım yüzyılı aşkın süredir yaşadığım kentin önde gelen kurumuna İstanbulluların ilgi göstermesi güzel bir şey.
Kooperatif Başkanı Hüseyin Aslan’ı aradım.
Duyduklarımın doğru olup olmadığını sordum.
***
SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs riskinin devam ettiğini, sosyal mesafenin 1.5 metrede tutulması, maske ve eldivenin de kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini, twitter hesabından defalarca paylaştı.
Tabii bu paylaşımını her akşam vaka sayısıyla ilgili yaptığı açıklamalarda da tekrarlamayı ihmal etmiyor.
Ama takan kim?
3 gün 4 gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı.
Kısıtlamanın sona erdiği 24.00’ü bir geçe cadde ve sokaklar araba ve insanlarla dolup taştı.
Adım atmak neredeyse imkânsızdı.
Ne sosyal mesafe, ne maske, ne de eldiven hiçbiri yoktu.
“Amacın ne Allah aşkına” diye sorduğum bazı kişiler ise, “Sıkıldık, ne yapalım yani?” diye saçma sapan yanıt verdi.
AVM’ler ne zaman açılacak derken, sonunda gün netleşti.
Ve, bugün açıldı ama hepsi değil.
Bu durumdan işverenler haliyle çok mutlu.
Ekonomik olarak batmış durumdalar.
Ancak, ya çalışanlar?
Bir de onlara sormak lazım.
Acaba işe gitmek istiyorlar mı?
Çünkü, müşteriyle yakın temasta bulunacak olan onlar.
Gazeteler, televizyonlar sürekli gündemde tutuyor, “kan bitti” haberini.
Türk Kızılayı Ege Bölgesi Kan Alma Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök de adeta yırtınıyor.
“Kan bağışlayın. Bugün bana lazım olmaz diye düşünmeyin, yarın size de gerekli olur” diye.
Gök ile telefonda görüştüm.
***
Salgının ardından kan gereksiniminin daha da arttığını, nasıl mücadele ettiğini sordum ve şu yanıtı aldım:
“Koronavirus salgını ile beraber sadece kan değil, aferez trombosit ihtiyacı ve covidli hastalarda kullanılan immun plazma gereksinimi de arttı. Yoğun çalışma programı ve meydanlarda düzenlediğimiz kampanyalar ile bu sıkıntılı dönemi atlatmaya çalışıyoruz.”
Kan stoklarının normal hale dönmesi için ne yapılmasını sorduğum da Gök, “Stoklarının artması için öncelikle halkımızın duyarlı olması ve özellikle dışarı çıkılmamasının tavsiye edildiği bu günlerde sadece kan bağışı için dışarı çıkılmasını istedi. Artık kanın acil değil, sürekli ihtiyaç olduğu anlaşılmalı ve düzenli kan bağışlayar