10 Kasım günü Atatürk’ü anmak üzere gerçekleştirilen yürüyüş ve mitingi katılarak izlemeye çalıştım. Mahşeri bir kalabalık yoktu Kordon’da ama yine de kalabalıktı. Bir de kitlenin ikiye bölündüğünü oraya gidince fark ettim.
Cumhuriyet Meydanı’nda Konak Belediyesi’nin etkinliği vardı. İki bin dört yüz kişi meydandaki dizilişiyle Atatürk portresini oluşturmuşlardı. Bu görüntü dev ekranlardan izleniyordu.
Ardından Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasının sonunda Atatürk’e hitaben “iyi ki varsın” deyince izleyenlerden biri “siz de propaganda malzemesine sahip oluyorsunuz” dedi.
Bütün belediyeler için söylenemez ama gerçekten de CHP’li belediyelerin çoğu için Atatürk ve Cumhuriyet temel propaganda malzemesi anlamına gelmektedir. Başbakan Erdoğan’ın ve hükümetin de bu belediyeler için destek kitlelerinin oluşmasına küçümsenmeyecek katkı yaptığı söylenebilir.
Bu yıl yine ve ard arda hem Başbakan’ın hem de hükümetin bazı karar ve uygulamaları, Cumhuriyet’in tehdit altında olduğuna ilişkin kaygı taşıyan kesimleri daha da duyarlı hale getirdi. Bu kitleler CHP’nin en önemli destek potansiyeli olmayı sürdürüyor.
Birçok belediye yönetimi için Atatürk ve Cumhuriyet en önemli propaganda malzemesi olduğu halde, söz konusu belediye yönetimlerinin çoğunun Atatürk’ün “muasır medeniyet” ve Cumhuriyet’in modern yorumuyla sorunlu olduğunu birçoğumuz biliyoruz.
Neyse bu ayrı bir tartışma konusu.
Birbirine yüz metre mesafedeki iki alanın birinde Büyükşehir diğerinde ise Konak Belediyesi’nin etkinliğinin olması da bir hayli ilginç görüntüye neden oldu. Örneğin bir meydanda saygı duruşu ve İstiklal Marşı söylenirken diğerindeki müzik sesi daha baskın çıkıyordu. Neden ortak program yapılmadı diye düşünmeden edemiyor insan.
Bir meydanda sesi yükselip diğer meydandaki saygı duruşu ve İstiklal Marşını ve kısa bir süre de Aziz Kocaoğlu’nun konuşmasını bastıran şarkı Faruk Demir’e aitti. “Sarı saçlım mavi gözlüm/bir daha gel gel Samsun’dan...” Şarkının bir yerindeki sözler de bir hayli anlamlı geldi bana. “Uyan da bak bizim hallara/sarı saçlım mavi gözlüm, dost.”