Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

İki ergenin doğanın ortasında, insanlardan kaçarak birbirine sığınmasının dramatik öyküsünü anlatıyor “Koca Dünya”. Senarist/yönetmen Reha Erdem ergen ve yetişkin dünyasının çatışmalarını anlatan öyküleri “Beş Vakit” ve “Hayat Var”’da işlerken, çocuksu hayallerin yetişkinlerin gaddar dünyası içinde yıkılışını göstermişti. Bu kez aidiyet hissetmemiş iki yetimin vahşi doğanın ortasında verdikleri dayanışmayı, kimlik arayışını ve varoluş savaşını yalın bir dille anlatıyor.
Ali ve Zuhal birlikte büyüdükleri yetimhanede birbirlerini kardeş bellemişlerdir. Ergen yaşlarda yolları ayrılır. Zuhal bir aileye verilirken, Ali’de bir tamirhanede çalışmaya başlar. Ali kızkardeşim dediği Zuhal’i görmek istese de aile buna izin vermez. Otoriter babanın engellemeleri Ali’yi her seferinde durdurur. Sonunda Ali günün birinde eve dalar ve tüm aileyi bıçaklayarak Zuhal’i kaçırır. Ali’nin eski püskü motosikletine atlayarak kendilerini yollara vururlar. Geldikleri bir kasabanın kenarındaki orman sığınabilecekleri tek yer olur. Ali burada naylon örtülerle kapattığı bir kulübe kurar. Kasaba tamircisinde bulduğu iş onlara ekmek kapısı olur. Ali de artık günlerini Zuhal’le birlikte ormanda geçirmeye başlar. Açlık ve hastalık kapıyı çalmaya hazırdır.

Koca dünyada yer bulamamak

Kamera arkasında Florent Herry ve Utku İnsel ses kuşağında müthiş bir işçilik sunuyor. Doğa ve karakterler arasındaki gerilimi tüm atmosferiyle yansıtıyorlar. Giriş bölümü yerli sinemada az gördüğüm bir devinimle akıyor. Reha Erdem gerçekçi anlatımlardan uzak durmaya çalışır bu kez doğayı masalsı, zamansız bir mekana dönüştürüyor. Genç oyuncular Ecem Uzun ve Berke Karaer zor iki karakteri, zor şartlarda yaşlarının çok üstünde performanslarla canlandırıyorlar.
Altın Koza’da aralarında en iyi film olmak üzere 4 ödül, Venedik’te özel jüri ödülü almış film, Reha Erdem sinematografisinin ön sıralarına aday.

Haberin Devamı

İnsan- makine arası sınır

Koca dünyada yer bulamamak


1995 yılında yapılmış “Kabuktaki Hayalet” bilimkurgu animasyonları arasında kült konumundadır. Japon Manga serisinden uyarlanmış olan öykü, devam filmleri, TV dizileri ve video oyunlarıyla evrenini genişletir. Ana karakter geçirdiği kaza sonrası beyni robot bir bedene yerleştirilir ve devletin özel 9. biriminde Binbaşı Mira (Scarlett Johansson) olarak siber suçlara karşı savaşır. Görünmez olup duvarların içinden geçebilen, üstün ağ kodlayıcı yetenekleriyle üst sınıf hacker, son teknoloji sibernetik programlanmış beyniyle durdurulmaz bir ölüm makinesidir.
Siborg üretimini yapan Hanka kapitalist emellerini gerçekleştirebilme peşinde olan karanlık bir şirkettir.
Sistem dışı işler yapmaktadır. Binbaşının Kuze adındaki bu hackerı bulması uzun sürmez. Onunla yaptığı konuşma ise kişisel gerçeğini tümüyle değiştirir.
***
Orijinalinde var olan felsefenin yerinde yeller esiyor. Aksiyonun ön plana çıktığı metropol görselliğinin etkileyiciliğine sarılan bir Hollywood yapımı var karşımızda. “Kabuktaki Hayalet”. Beni en fazla kent tasarımı ve Binbaşı’da Scarlett Johansson’dan etkiledi. Çok uzun süredir beklenilen siberpunk klasiği ne yazık içeriksel beklentileri karşılamıyor.