Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’de cumhurbaşkanı aday adaylığı başvuruları bugün başlıyor...Aslında buna tarihi değişmezse 3 yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’lilerce “kazanacak aday” olarak nitelendirilen, görülen Ekrem İmamoğlu’na karşı parti içi yarışta “kaybedecek aday” çıkıp çıkmayacağını netleştirme süreci demek daha doğru...Zira “kazanacak aday” olarak nitelendirilen diğer güçlü isim Mansur Yavaş zaten parti içi oylamada yok. O,” daha erken, işimize bakalım’ diyor.. Ama bunun adaylıktan vazgeçtiği anlamına gelmediğini de ekleyerek. Bu durumda da iki olasılık söz konusu. Ya “adı üstünde seçim demek birden fazla isim arasında yarış veya tercih yapmak” diyerek çoklu mücadele havasında bir “sandık oyunu” kurgulanacak ya da “asıl amaç İmamoğlu’na partili üyelerden en yüksek desteği ortaya koymak” denilerek daha sonraki olası gelişmelere karşı da ön alma stratejisi olacak. Hem CHP’lilerin başından beri dillendirdiği, hakkındaki hukuki süreçler nedeniyle sıkıntıdaki İmamoğlu’na “kalkan olma” hesabı hem de CHP’nin gerçek cumhurbaşkanı adayı olmasını engelleyebilecek olası hamlelere karşı baskı kurmak anlamında...

Haberin Devamı

★★★

Zira her de kadar 23 Mart’ta yapılacak oylamayla CHP’nin cumhurbaşkanı adayı belirlenecek, ilan edilecek denilse ya da algısı ağırlıkta olsa da, gerçekte bunun nasıl olacağı yasalarda açık ve net. Bir kere önseçim için bile öncelikle YSK’nın cumhurbaşkanlığı seçim tarihi ve takvimini ilan etmesi gerekiyor... Ki o zamanda önseçimin nasıl yapılacağı, şartları da belli..Bu durumda da kurulacak sandık önseçim değil parti içi eğilim oylaması. Sandıktan İmamoğlu’nun adının çıkması da sadece o kadar. Yine yasa gereği CHP parlamento grubunun cumhurbaşkanı adayını saptaması şart ya da 100 bin imza ile bu yol açılıyor. Dolayısıyla dün konuştuğum CHP’nin önde gelen isimlerine göre; önseçim veya eğilim yoklaması adına ne derseniz deyin parti kapsamındaki bu oylama doğrudan parlamento grubunu da baskı altına alma amaçlayan bir hamle aynı zamanda...Malum zamanı henüz tartışmalı olan genel seçimde sadece cumhurbaşkanı adayları değil, parlamento koltukları da oylanacak... O koltuklara CHP’nin adaylarını, isimlerini de parti içindeki güç dengesinde baskın olan belirleyecek...Daha önceki örneklerde olduğu gibi...Böyle bakıldığında da CHP içindeki rüzgarın hangi yönden estiği belli. Üyelerin büyük çoğunluğunun desteğini aldıktan sonra şiddetinin daha artacağı da...

Haberin Devamı

Tabii bu oylamanın, her ne kadar yokum dese de CHP’lilerin diğer “kazanacak aday” diye nitelendirdiği Mansur Yavaş’ı ilgilendiren boyutu da var. O konuda CHP içinden yükselen sesler de şöyle:

“Evet Mansur Bey adaylıktan vazgeçmediğini, şimdilik işine odaklanacağını, zamanı geldiğinde de nasıl bir yol izleyeceğini söyledi ama sandıktan çıkacak sonuçla ciddi baskı altında kalacaktır. CHP üyelerinin kararına rağmen aday olunur mu diye...Nitekim yaşanan süreçte önseçime katılmayacağını ancak üyelerimizin kararına saygı duyacağını ifade ederek birlik ve beraberliğimize sahip çıktı ya da fedakârlık yapıyor diye Mansur Bey’e teşekkür edenler dahi var...”

Haberin Devamı

★★★

Dolayısıyla Yavaş, aday olur olmaz, ya da olursa da nasıl olur,bir yol izler gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz, ancak CHP açısından bu sürecin de çok kolay geçmeyeceği açık. Hem genel seçmen hem de bizzat CHP’li üyelerden gelecek olası tepkiler nedeniyle. Daha şimdiden hareketlenmeler başladı bile...Ekrem İmamoğlu’nun bir an önce kendi isminin açıklanma baskısının galebe geldiği, Mansur Yavaş’ın “daha erken, herkes işine baksın” düşüncesinin göz ardı edildiğinden kaynaklı ikilem nedeniyle “adrese teslim” bir yöntem bulunduğu üzerine....Böyle bakıldığında da yöntem üzerine partide ve sokakta bir senkron sorunu olduğu açık...Hatta avantaj dengeleri anlamında Genel Başkan Özel’den İmamoğlu’na dönük ihsas-ı rey durumuna inananlarda ağırlıkta gibi...Yani “sesi çıkan in, işimize bakalım diyen out” durumu sanki...