Ege Doğaç Erdoğan

Ege Doğaç Erdoğan

ege.erdogan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Geçici güvenlik için temel özgürlükten feragat edenler, ne özgürlüğü ne de güvenliği hak ederler". Benjamin Franklin ABD’nin kuruluş sancıları çektiği esnada bu cümleyi kullanmıştır. Özgürlük beraberinde sorumluluk getirir, bu sebeple bilinçli toplumlarda ancak özgürlükten bahsedebiliriz. Franklin’in bu sözünü şöyle de uyarlayabiliriz: güvenlik için özgürlüğü feda edenler zamanla her ikisini de kaybeder.

El Salvador 1800’lerin ilk çeyreğinde bir İspanyol sömürgesi olmaktan çıkarak önce diğer Orta Amerika ülkeleri ile federasyonların içinde yer alır. Büyük Orta Amerika Cumhuriyeti 1898’de dağıldıktan sonra kendi egemenliğini kazanır. 20. Yüzyıl El Salvador için cuntacılarla Marksist devrimcilerin kanlı mücadeleleriyle geçer. 1979’da sol tandanslı cunta darbeyle idareyi ele geçirir, geniş çaplı kamulaştırma programları izler. Fakat cunta sağcıların tepkisini çektiği gibi devrimci üniversite öğrencileri başta olmak üzere solcuları da tatmin edemez. ABD’nin kışkırttığı sağcı bir cunta kurulur ve 1979-1992 arası ülkede kanlı bir iç savaş yaşanır. 2019’da henüz 37 yaşındayken El Salvador’un şu anki Devlet Başkanı Nayib Bukele başkanlığa seçilir.

Haberin Devamı

Özgürlüğün Bedeli

Olağanüstü Hal ve mega hapishane:

Sağ ve soldaki ana akım partilerin dışından bir aday olarak seçilen Bukele, ülkeyi baştan aşağı değiştirmeye kararlıdır. En büyük vaadi, dünyanın cinayet merkezi olarak anılan El Salvador’daki cinayet oranını azaltmaktır. Gerçekten de başkanlığındaki her yıl cinayetler düşüşe geçmiş ve göreve geldiğinde 100.000 kişide 38 olan bu oran, 2023’de 2.4’e kadar gerilemiştir. Ama bunun bir bedeli de olmuştu elbet. O bedel özgürlüktü. Olağanüstü hal ilan edilmiş, anayasal haklar askıya alınmış, temel hak ve hürriyetler gözardı edilmiş, ülke bir polis devletine dönüşmüştü. Çetelere karşı açılan savaşta on binlerce kişi gözaltına alınmış, kurunun yanında pek çok yaş da yanmıştı. Başkan Bukele gururla 40 bin kişilik kapasitesiyle Amerika kıtalarının en büyük hapishanesini inşa ettiklerini duyurmuştu geçtiğimiz sene. Ama ortalama bir El Salvadorlu nihayet sokakta daha rahat gezebildiği için mutluydu. Bukele’nin Anayasa Mahkemesi’ne atadığı yargıçlar Anayasaya aykırı olmasına rağmen Bukele’nin ikinci kez başkan adayı olmasına izin verdiler. Şubat 2024’de Bukele yüzde 85 oyla yeniden seçildi.

Haberin Devamı

Belki geçici olarak ülkede şiddet durduruldu ancak hapishanelerde devletin zulmüne maruz kalan on binlerce kişi, aileleri ve yakınları pimi çekilmiş bomba gibi ileride şiddet üretmek için bekliyorlar. Kanayan yaraya pansuman yapmak yerine vücutta yara açılmamasını sağlamaktır şiddeti yok edecek tek yöntem. Sağ sol çatışmalarında binlerce evladını kaybeden, akan kan artık dursun diyerek özgürlüğünden vazgeçen bir başka ülke de bizdik. Nihayetinde şu an artık en ufak bir trafik tartışmasında bile yok yere canlar kaybediyoruz. Güvenlik hapishanelerle değil, okullarla, eğitimle sağlanır. Özgürlük ateşiyle yanan bir toplum yaratıldığında ancak şiddetin ateşi söner.

Nerede o eski münazaralar…

Fiziksel şiddetin yanısıra artık dünyada sözlü şiddet de yaygınlaştı. Trump ile Harris’in münazarasından sonra sosyal medyada eski münazaralardan alıntıların olduğu bir videoya denk geldim. Birbirlerine bel altı vurmayan, bağırmayan, gayet medeni ve nazik konuşmaların yaşandığı bu münazaralardan nasıl bugüne geldik diye sorguluyor insan. İlk defa 1960’da John F. Kennedy ile Richard Nixon arasında televizyonda gerçekleştirilen

Haberin Devamı

münazarada iki aday da birbirlerine iltifat ederlerken, Trump ısrarla Kamala Harris’in ismini onu kızdırmak için yanlış telafuz etmeye devam ediyor.