Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilen koronavirüsü umarım fazla yayılmadan durdurmayı başarabiliriz. Hepimize bir sürü görev düşüyor. Bana bir şey olmaz düşüncesinden kurtulup elimizden geleni ihmal etmeden yapmalıyız. Panik olmamızı gerektirecek bir durum yok, görevlerimizi yerine getirdiğimiz sürece…
Çoğumuzun koronavirüs ortaya çıkana kadar ihmal ettikleri önem kazanmaya başladı. Bakınız el hijyenine ekstra dikkat… Bakınız bağışıklık için beslenme, sağlığımız için gıda takviyeleri…
Salgının yayılmasını önlemek ve korunmak amacıyla bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir beslenme biçimi önemlidir. Zaten normalde hep bu şekilde besleniyor olup bu gibi durumlara vücudumuzu hazır bulundurmalıyız.
Öncelikle temiz beslenmeden geçiyor bağışıklık sistemimiz, bunu unutmayalım. Alkol, şeker ve paketli işlenmiş gıdalardan uzak duralım. Bunları tüketmek bağışıklık sistemini baskılar. Bu gıdaları tüketmeyince zaten otomatik olarak sağlıklı beslenmiş oluyorsunuz.
Her zaman güneşin
Peki neden?
Geçen bir danışanım iş yaşamı ile birlikte kilo artışının başladığını ve artık zayıflamak istediğini söylüyor; program planlama esnasında sohbet ederken, ben kahvaltıyı kaç gibi yapıyorsunuz diyorum o bu şartlarda mümkün değil böyle alıştım diyor, öğle yemeğinde ne yiyorsunuz diye soruyorum o tost yiyorum bulabildiğim tek o var diyor, su içiyor musunuz diyorum tuvalet sıkıntısı diyor, hareketli misiniz diyorum evden asansörle arabaya iniyorum oradan işte asansörle masam çıkıyorum aynı şekilde dönüyorum diyor…
Konu sağlıklı beslenme olunca mazeret çok oluyor, yukarıda anlattığım gibi yoğun çalışma hayatı, çocuklara vakit ayıramıyoruz, evden yemek götüremiyoruz, etrafımızda bulamıyoruz, bulsak da vakit ayıramıyoruz, millet ne der diye tuvalete gidemiyoruz çantadan çıkarıp yiyemiyoruz… Bunlar sadece bir kaçı…
Aslına baktığımızda bunlar bizim hayatımızda seçtiğimiz kolay olduğunu sandığımız mazeretlerimizdir. Her zaman böyle olacak yaşamımızda kendi bedenimize olan saygı seviyemizi gösterir. İlk başlar kolay
Kilo vermek başarı ve başarısızlık arasındaki fark gibi görünür. Kilo verme hedefine ulaştıysanız başarılısınızdır. Halbuki bazen metabolik nedenlerle kilo verme hedefinizi tam tutturamasanızda süreçte öğrendikleriniz sizi başarılı kılar.
Size uygun, yaşamınızda daha sonra da devam ettirebileceğiniz şekilde planlanmış programlar ile belirlenen gerçekçi hedefler sizi daha en başında motive eder. Sağlıklı yaşama geçişte bir ara uygulama sağlar.
Sadece kilo verme amacıyla başlanan zorlayıcı programlar ile daha en başından bütün motivasyonunuzu kaybedebilirsiniz. Uygulamada yaşadığınız zorluk içten içe bunun ömür boyu uygulanamayacağı, hatta o haftanın bile zor geçeceğini söyleyerek, diyeti çoktan bırakmanıza ve inancınızı kaybetmenize neden olur.
Sonuca değil sürece odaklanın!
Sonuç kaç kg olmak istediğiniz olabilir ama sürece odaklanmazsanız hedefinize ulaştıktan sonra yine eski kilonuza dönebilirsiniz. Hedefe odaklanırsanız sürece giden yolda öğrenmeyi kaçırırsınız. Beslenmede her zaman söylediğim şey beslenmeyi
Yılbaşı gecesi ne kadar kontrollü olmaya çalışırsanız çalışın bir şekilde düzensiz ve biraz fazla çeşit tüketimine ek alkol girince sindirim sistemi açısından da durum abartılmış oluyor. Vücuda fazlaca toksin alındığından yorgunluk meydana geliyor. İşte bunun önüne geçmek için o akşamdan kalma fazla tüketimin ardına şöyle güzel temiz bir başlangıç yakışır. Hatta belki de nasıl başlarsa öyle gider ve tüm yıl sağlık adına daha iyi şeyler yapabiliriz. Kendinizi yeni yıla daha taze girmiş hissedersiniz. Bedenimiz her yıl bizimle ona iyi bakmak görevimiz, çünkü gidecek başka yerimiz yok
Yeni yılın ilk gününü sevdiklerinizle keyifle vakit geçirerek doldurmanız, sofraları doldurmanızdan daha değerlidir. Birlikte dolu dolu keyifli vakit geçirmeye çalışın. Varsa sauna, hamam yeni yıla vücudu arındırmak açısından destek olacaktır.
SU
1 Ocak Çarşamba sabahı güne önce bolca limonlu ballı ılık su (1/2 limon ve 1 çay kaşığı bal eklenmiş) ve güzel bir duş ile başlamakta fayda var. Tazelik her zaman
Son zamanların popüler diyeti diyebiliriz. Normal yiyecek ve içecek tüketiminin enerji kısıtlaması veya tamamen oruç şeklinde değiştirildiği bir beslenme biçimidir.
Genelde uygulanan 2 şekli var;
· 5:2 versiyonunda 5 gün ihtiyacınız kadar besleniyorsunuz, 2 gün kısıtlı enerji yaklaşık 500-700 kkal kadar bir kalori kısıtlamasından bahsediliyor. Yani tamamen açlık yok, kısıtlama var.
· Diğer versiyonunda ise 16:8 veya 18:6 şeklinde uygulanan aralıklı oruç şekline beslenme şekli, yani 16 saat açsınız, 8 saat beslenebiliyorsunuz, açlık bunda daha fazla hissediliyor. Bizim ramazan orucu aslında, sadece biz o süreçte su dahi tüketmiyoruz ve enerji kısıtlamıyoruz. Burada enerji kısıtlaması var ve su, çay, kahve; şekersiz sade tüketilebiliyor.
Amaç çok fazla enerji açığı oluşturup yoğun çalışan sistemleri biraz yavaşlatmak ve hücrelerin dönüp kendisine bakmasına, kendisini temizlemesine fırsat vermek… Aralıklı oruçta hücresel stres direncinin artması ile tehlikeli görülen hücreleri ortadan kaldırma aktive oluyor gibi görünmektedir deniliyor.
Fakat daha dikkat çeken kısmı bununla gelen kilo kaybı oluyor.
Düzgün bir diyetle takip edildiğinde; vücut yağ kütlesinin,
DİYET CRUMBLE
Sevgi neydi, sevgi emekti…
Ben, bana özel yapılan üretilen lezzetli şeylere bayılırım. Muhtemelen sizler de öylesinizdir. Sevgilinin kalbine giden yol misali, midemden kalbime bir yol olduğundan eminim.
Bu sevgililer gününde ben de sizlere sevdiklerinize yapıp evi mis gibi kokutup sonra da ağzınızı tatlandırın diye güzel bir tatlı yaptım. Hem de hafif ve lezzeti doyuran cinsten…
Önce şuna karar vermeliyiz, fazla kilo vermek mi istiyoruz, kalıcı kilo vermek mi? Her zaman danışanlarıma süreye odaklanmamalarını bunun bir yaşam biçimi olması gerektiğini, her sağlıklı beslenmeyle güzel alışkanlıkla geçen günün kârımıza olduğunu hatırlatırım.
Unutulmamalı ki, hızla verilen kilolar hızla geri alınıyor. Hiçbiri kalıcı olmuyor. Önemli olan kilo vermeyi yaşamınızda her daim uygulayabileceğiniz şekilde yapabilmeniz.
Yapılan çalışmalar da her zaman dengeli bir beslenme ile verilen kiloların daha kalıcı olduğunu gösteriyor.
Önemli olan iştahımız ile duygu durumumuzun farkına varmamız, yemek yerken kendimizi gözlememiz ve açlığımızı duydu durumumuzla kıyaslayıp ona göre yemek seçimlerimizi yapmamız…
Yemek seçimlerinde doğru beslenme tercihleri yapabilmemiz ve bunu alışkanlık haline getirebilmemiz gerekiyor. Öncelikle kötü beslenme alışkanlıklarının bize sadece kilo anlamında değil uzun vadede sağlık açısından da zarar verdiğini kabul etmemiz gerekiyor.
Doğru beslenme alışkanlıkları öncelikle daha doğal, daha sebze meyve ağırlıklı beslenmeyle başlıyor. Şekerden ve basit kabonhidrattan yani işlenmiş gıdalardan uzak olmak her zaman sağlık açısından büyük
Sağlığın her alanında ortada bir sorun varsa önce o sorun ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Böyle olunca bilin bakalım ne oluyor, en yakın zamanda yeniden aynı sorunla karşılaşıyoruz. Sorunu ortadan kaldırmak onu görmezden gelmekten farksızdır. O sorunun kaynağına inmeden yeniden oluşmasını engelleyemeyiz. Diğer türlü sorun daha da karmaşıklaşır.
Konu kilolar olduğunda da durum aynı şekilde işliyor. Kilolardan kurtulmaya başlamadan önce neden kilo aldığımızı saptamamız gerekiyor. Oturup düşünelim, kilo almamızın nedenleri neler olabilir. Öncelikle gereksinimimizden fazla kalori alıp o kalorileri harcayamayıp üzerimizde biriktirdiğimiz için kilo almış olmamız yüksek ihtimal gibi görünüyor. Bu noktada kendimize şunu sormalıyız, peki beni gereksinimimden fazla yemeye iten ne? Psikolojik açıdan zor bir dönemden mi geçiyorum, yoksa hormonal dengemde bir problem mi var, kullanmam gereken ilaçlar var da ben onları ihmal mi ediyorum veyahut da kullandığım ilaçlar mı iştah dengemi bozuyor… Bu durumların hepsi tek başımıza baş etmemizin zor olduğu problemlerdir. Bazen baş ettiğimizi sanırız fakat zaman geçtikçe o sorunlara yenileri ekleniyorsa pek de baş etmiş sayılmayız. O yüzden