ALİ EM
Bilgiye ulaşım kaynaklarında meydana gelen teknolojik gelişim ve değişim, bilgi kaynağı Yükseköğretim kurumu olan üniversitelerin bu gelişmelere ve değişimlere eş değer bilgi üretmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, üniversitelerde oluşturulan ders programlarının, bilgi üretmeye ve uygulamaya yönelik olması, var olan bilgi aktarımlarının yanında, bilginin uygulanmasına olanak sağlayacak beceri ve deneyimleri ortaya koyacak sistemlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu gözlenmektedir. Ülkemizdeki Yükseköğretim kurumları kendi içerisinde yeni proje üretmelerinin yanında, dünyadaki gelişimleri yakinen takip ederek üretilen yeni bilgi ve projelerden daha çok yararlanmanın yollarını araştırmalıdırlar.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun tanımlar kenar başlıklı 3. maddesinin (d) bendinde “Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur” biçiminde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan üniversitelerin;
1- Eğitim ve öğretim,
2- Bilimsel araştırma,
3- Yayım ve danışmanlık,
gibi üç önemli ana alanda görevlerinin olduğu görülür.Bu ana görevlerin açılımı aynı Kanunun 12.maddesinde belirtilmiştir.
Böylesi önemli görevleri bulunan üniversitelerin bu ana görevleri geliştirerek, çağcıl, dünya standartlarına uygun, teknolojik gelişmelere paralel olarak yerine getirebilmeleri için;
- Kurumsal yapılanma,
- Öğretim üyeleri ve öğretim görevlileri,
- Öğrenciler,
yönünden yapılması gerekenlerle, ulaşılması hedeflenen noktaların iyi belirlenmesi gerekir.
- KURUMSAL YAPILANMA: Üniversitelerin kurumsal yapılanması başarıya ulaşmada önem arz eder. Fiziki yapılanmanın yanında, içsel donanımın da yapılanması önemlidir. Üniversitelerin yerleşkesinin bulunduğu alanın, çevresel görünümü ve düzeni, estetik yapısı ve peyzajı, rahat ve konforlu yaşam alanlarıyla birlikte sosyal tesisleri, yürüyüş yolları, spor alanları gibi öğretmeye ve öğrenmeye etkili unsurların, başarıda payı büyüktür.
İçsel donanımların, yerleşkedeki düzenliliği ve sistematiği de önemlidir. Düzenli anfilerin varlığı, alanına göre, uygulamaya yönelik çalışmaların yapılacağı ofis ve laboratuvarların bulunması, en önemlisi de her üniversite bünyesinde kütüphanenin olması bir zorunluluktur. Kütüphane, üniversitenin bilgi kaynağı olup, bilgideki değişim ve gelişimin takip edileceği yerdir. Kütüphaneler görsel ve işitsel yayınların yanında, elektronik yayınlar ile zenginleştirilmeli ve bu zengin bilgi kaynakları üniversite ile sınırlı olmaksızın, bulunduğu çevrenin kullanımına açılarak, yöreye bilgi kaynağı olduğu hissettirilmelidir. Bu arada konu ile ilgisi olması nedeniyle bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğündeki Kanun komisyon çalışmalarında kendisini rahmetle andığım Ord.Prof.Dr. Sulhi Dönmezer “İstanbul Üniversitesi’nde Doç.Dr. Öğretim üyesi olduğu bir dönemde Alman Ord.Prof.Dr.E. Hirsch tarafından üniversite kütüphanesinde görevlendirildiğini, başlangıçta böyle bir görevlendirmeyi yadırgadığını, ancak bir yıla yakın görev yapması sonucunda Hirsch’e teşekkür ettiğini ve bu süre içinde kütüphaneden çok değerli bilgiler edindiğini” ifade etmiş idi. Bu anının içeriğinden de anlaşılacağı üzere, bilgi edinmede kütüphanenin önemi yadsınamaz.
- ÖĞRETİM ÜYELERİ VE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ: Üniversitelerin başlangıçta açıkladığımız üç temel işlevi olan, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık görevlerini çağın gelişim ve değişimine uygun gerçekleştirilmesinin birincil unsurları akademik kadrolarıdır. Bu kadrolarda görev alanların, alanları ile ilgili olarak bilgi ile donanımlı yetişmesi ve yetiştirilmesi ve daha sonra bu birikimlerini üniversitenin görevleri olarak yukarıda açıklanan alanlarında kullanmaları esastır. Akademik kadronun yetiştirilmelerinin ayrıntılarına girilmeden şu gerçeği söylemekte fayda görülmektedir. Alanlarında edinilen bilgilerin kariyer yaptığı öğretim kurumları ile sınırlı kalmadan, dünya ölçeğinde ki gelişmeleri ve değişimleri takip ederek ve süreli olarak bilgi donanımlarını yenilemeleri gerekir. Günümüzde edinilen bilgilerin, yenilenmeden sürekliliğinin garantisi olmadığı yaşanan değişimler sonucu görülmektedir.
Diğer yandan, üniversitelerin görevleri arasında yer alan “danışmanlık” işlevinin gereği olarak üniversitelerde üretilen bilgilerin; sosyal ve ekonomik değerlere dönüştürülmesi, toplumsal sorunlara çözüm üretilmesi için kullanılması gereklidir. Bu bağlamda, üniversiteler toplumdan kopuk olmamalı ve toplumsal uygulamalardan karşılıklı olarak yararlanmalıdırlar. Bu nedenle, Yükseköğretim Kanunun 31. maddesinde; özetle özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim-öğretim ve uygulamaları için kendi uzmanlık alanlarında ki çalışma ve eserleriyle tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücretiyle görevlendirilecekleri öngörülmektedir. Bu hükümle, alanında uzman olan kişilerin, üniversitedeki eğitim ve öğretime yapacakları katkıyla, bilgi zenginliği yaratacağı gözden uzak tutulmamalıdır.
- ÖĞRENCİLER: Bugün, üniversitede eğitim ve öğretim gören öğrenciler düne göre daha donanımlı ve birikimli yetişmeleri gereği noktasında toplumda bir beklentinin olduğu kaçınılmazdır. Öğrencilerin altyapısının güçlü kılınarak bilgiler edinmeleri ve bu bilgiyi kendine mal etmesi, yabancı dil öğrenmesi, teknolojik bilgiler edinmiş olarak hayata atılması ve bilgi edinmeyi sürekli hale getirmesi başarılı olmanın ipuçlarıdır. İçeriğinde nasıl bir üniversite mezunu istiyoruz konusunun da yer aldığı “Küreselleşen dünyada öğretim ve eğitimin bu kapsamda hukuk öğretimi ve eğitimi”1 başlıklı makalemde bu konular ayrıntılı olarak işlenmiş olduğundan yeniden ayrıntıya girilmemiştir. Öğrencilerin, problem çözücü, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünce üretme, yeteneklerini geliştirici projelerin üretilerek verilmesinde, geleceğin mesleklerine elemanların yetiştirilmesi açısından önemlidir.
- SONUÇ: Üniversiteler, yukarıda açıklanan işlevlerini yerine getirmenin yanı sıra, küresel dünyadaki yarıştan kopmamaları için, uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca ölçü kriterler olarak aldıkları;
- Uluslararası tanınırlık,
- Makale ve /atıf sayıları
- Sanayi ile ilişkileri,
- Öğrenci sayıları,
- Sosyal ve bilimsel altyapı,
gibi unsurları gerçekleştirme hedefleri içinde olmaları beklenir.
ALİ EM
1976 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yurdun muhtelif yerlerinde hâkimlik görevlerini yaptıktan sonra, Adalet Bakanlığı’nda Kanunlar Genel Müdürlüğü görevinde bulundu.
2002’de Yargıtay Üyeliğine, 2007’de Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeliğine seçildi. Daha sonra Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu. Çeşitli Yükseköğretim kurumlarında dersler verdim ve kanun hazırlama komisyonların da görev aldı.
“Türk Medeni Kanunu (Anonim), Anayasada Yargının Yeri ve Kanunları, Milletlerarası Andlaşmaları Uygulama Tekniği, Kanunların ve İdari Düzenleyici Tasarrufların Yapım Tekniği, Türk Hukuk Sisteminde Vakıflar, Hukuk Devleti’nde Sosyal ve Hukuksal Yaşam için Düşünülenler, Türk Hukuk Sisteminde Seçim ve Siyasi Partiler Hukuku” adlı eserleri bulunmaktadır. Halen, Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ders vermektedir.