Orhan Kalkan / Kültür ve Turizm Bakanlığı eski İşletmeler ve Yatırımlar Genel Müdürü
Ankara Üniversitesi’nin 6 -7 /Kasım/1997 tarihinde düzenlediği Ulusal Ev Ekonomisi Kongresi’nde sunduğum bildirinin bir bölümünden bahsetmeden geçemeyeceğim. “Köylerde, tabii kaynaklar halinde bulunan hammaddelerin köy el sanatları yolu ile değerlendirilmesi ve boş geçen zamanın el sanatları yolu ile köy ekonomisine ve aile refahının gelişmesine yardımcı olmanın yanında, köyden şehre göçü önlemek açısından da son derece önemli olacağına inanmaktayım. İlave olarak da hediyelik turistik eşya ve el sanatları, turizmimizde önemli bir yer işgal etmektedir. Bunun için ‘El sanatları köyleri’ veya ‘El sanatları merkezleri’nin geliştirilmesi ve kurulmasının büyük önem taşıdığına inanmaktayım“ vurgusunu yapmıştım.
Diğer taraftan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda bulunduğum yıllarda, özellikle de turizm haftalarında, ülkemizin pek çok il ve ilçelerinde ev hanımlarına yönelik, her kategori için ayrı ayrı düzenlenen ödüllü yöresel yemek yarışmaları ile, her yörenin kendine özgü yemekleri ve bu yemeklerin anne anneden kalma, yapılış şekli ve varsa, yöreye ait çeşitli hikayeleri anlatılmak suretiyle gastronomi çeşitliliği ortaya çıkartılmış ve o ürünün ve bölgenin de markalaşmaları sağlanmaya çalışılmıştır. Kırsal turizm konusunda 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 37. Maddesine göre hazırlanan “Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesi ve Niteliklerine ilişkin Yönetmelik” esaslarına göre yapılacak “Kırsal turizm” ile ilgili tesislere de turizm belgesi verilmesi hakkında düzenleme yapılmış olması da teşvik açısından önemlidir.
Eğitim çalışmaları
Ülkemizde kırsal turizm bakımından fevkalade önemli ve geniş bir potansiyelimiz mevcut olmasına rağmen, öneminin istenildiği gibi bilindiğini zannetmiyorum. Bunun için belli destinasyonlarda insanların bilinçlendirilmesi ve eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesinin bu anlamda çok yararlı olacağını düşünmekteyim.
Ayrıca, yerel yönetimler, ilgili bakanlıklar ve ilgili diğer kamu kuruluşları, üniversitelerimizin turizm ve tarım ile ilgili fakülte ve yüksek okulları, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı otelcilik ve turizm ve turizm meslek liseleri ve Anadolu teknik meslek liseleri, ilgili sivil toplum kuruluşları, ve ilgili meslek odaları, mahalle ve köy muhtarları işbirliği ile, ülkemizde, örnek kırsal turizm destinasyonlarının oluşturulabileceğine inanmaktayım.
Bu sayede hem ülke turizmimizin çeşitlendirilmesi kapsamında, hem de ülkemizde geniş bir potansiyele sahip bulunan kırsal turizm imkanlarımızın harekete geçirilmesi için gereken organizasyonlara biran önce ağırlık verildiğinde köyden kente göçün azalacağı, hatta, şehirlerden kırsal alanlara ilginin daha da artacağını ummaktayım.
Turizm haftası
Nitekim, ülkemizde yaklaşan turizm haftası kutlamaları, Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür- Turizm Bakanlıkları iş birliği ile 1977 yılından beri, 15- 22 Nisan tarihlerinde bütün il ve ilçelerimizde kutlanmaktadır. Bu yılki kutlama programlarında, ülkemizin kırsal turizm potansiyeli ve önemi konularının işlenmesi için de bir fırsat olacaktır.
Sonuç olarak, eşimle birlikte bulunduğumuz bir ortamda, dinlediğimiz, dede-torun diyaloğu ile konuyu bitirmek istiyorum: "Şehirden, köydeki dedesini ziyarete gelen torununa dede, tavuk sever misin deyince, çocuk heyecanlanarak çok severim dedeciğim der. O halde gel seninle tavukları yemleyelim der. Tavukların koşuşturmasını gören çocuk, korkar ve kaçar. Niçin kaçıyorsun evladım diyen dedeye, çocuk dedeciğim, ben kızarmış tavuğu severim der."-BİTTİ-