Yeni Anayasa konusunda muhalefetten gelen olumsuz mesajlara rağmen girişimlerini sürdüreceği mesajını veren TBMM Başkanı Kurtulmuş ‘Demokrasinin gereği müzakereci olmaktır. Elimde hazırlanmış ya da onaylanmış tek bir maddelik dahi anayasa teklifi yoktur’ dedi.
DİDEM ÖZEL TÜMER - BRAZİLYA - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Brezilya’nın başkenti Brazilya’da düzenlenen 10’uncu G 20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nde (P20) yaptığı tüm konuşmaları İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki devlet terörüne ayırdı. Parlamento Başkanlarına İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması çağrısında bulunan Kurtulmuş ile zirve sonrasında ise ABD seçimleri, Türkiye’deki yeni anayasa ve erken seçim tartışmaları ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son dönem siyaset gündemini belirleyen açıklamalarını konuştuk.
SICAK BAKMAMA DÖNEMSEL OLABİLİR: (Muhalefetin yeni anayasa konusunda isteksizliği) ‘Biz bunu istemiyoruz, bunu konuşmayacağız, biz burada bu müzakerenin içinde olmak istemiyoruz’ derlerse sonuçta o partilerin tercihidir. Ama siyasetin gereği, dolayısıyla demokrasinin gereği müzakereci olmaktır. Hiç hoşlanmadığınız bir konu da olsa, fikirlerinize uygun düşmese bile müzakere yapabilmektir. Partiler belki bazı siyasi kaygılarla anayasa görüşmelerine çok sıcak bakmayabilirler ama bunun dönemsel olduğunu ve uzun dönemli bakıldığında millete karşı sorumluluklarının ağır basacağını düşünüyorum.
HERHANGİ BİR MÜZAKEREYE TANIK OLMADIM: Benim elimde hazırlanmış ya da onaylanmış tek bir maddelik dahi anayasa teklifi yoktur. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanımızın bir daha seçilmesiyle ilgili herhangi bir müzakereye tanık da olmadım. Birçok görüşmeler yapıldı benim bulunduğum hiçbir yerde, bu konu gündeme gelmedi. Anayasa konusunda; diğer partilerden olduğu gibi CHP’den de milletin bir beklentisi olduğu kanaatindeyim.
ENTEGRASYON, İŞ BİRLİĞİ, DAYANIŞMA: (Devlet Bahçeli’nin Öcalan hakkındaki açıklamaları) Bölgemizde emperyalizm senaryosunu adım adım gerçekleştirmeye çalışıyor, Siyonizm’in de desteğiyle… Amerika’nın Irak’ı işgaliyle başlayan süreç aslında iki fay hattı üzerinde ihtilafları derinleştiriyor. Bunlardan birisi etnik, diğeri de mezhebi çatışmalardır. “Şöyle bir durum ortaya çıkabilir, şu iç çatışmalar olabilir” dediğimiz hemen hemen her şey gerçekleşti. Irak bölündü, Suriye bölündü, Yemen bölündü, Sudan bölündü, Libya siyaseten bölündü, Lübnan yönetilemez bir ülke haline getirildi, Mısır yeni yeni siyasi türbülansın içerisinden çıkıyor.
EMPERYALİZMİN HEDEFİ ÇOK AÇIK: Hedef çok açık, emperyalizmin hedefi çok açık. Ne Türkleri ne Kürtleri ne Arapları ne Acemleri ne Şiileri severler ne de Sünnileri... Kullanabilecekleri gruplarla, böl-parçala-yönet politikalarının gerçekleşmesi için çaba gösterirler. Oynanan oyunu görüyorsak, üzerimize düşen; bölgedeki ayrışmaları, farklılıkları, çatışmaları artıracak söylemler, politikalar üretmek değil, tam aksine entegrasyonu, işbirliğini, dayanışmayı, dostluğu arttırmaktır.
BİR KARAR VERMEK ZORUNDAYIZ: Bir karar vermek zorundayız. Ya emperyalizmin kurbanı olarak herkes kendi sırasının gelmesini bekleyecek ya da hep birlikte, demokratik yöntemler ve süreçler çerçevesinde Türkiye’de terörün ortadan kalkması için her türlü çabayı ortaya koyacağız.
SİLAH VE SANDIK: Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin sandıktan başka hiçbir yere el atmaması, milli iradenin haricinde başka hiçbir iradeden emir, talimat almaması, onların güdümünde hareket etmemesi lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye’yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de milli iradenin tecelligahı olan TBMM’dir.
OLUŞMAYAN GÜNDEM: (CHP Genel Başkanı Özel’in erken seçim çağrısı) Oluşmayan bir gündem üzerinden konuşmanın, siyasi tartışma yapmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Türkiye’de parlamento seçilmiş ve 2028 yılına kadar görevinin başındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2028’e kadar görevinin başındadır. Milletin verdiği, yüklediği sorumluluk budur.
‘Ortadoğu siyasetini doğrudan etkiler’
Kurtulmuş, ABD seçimleri ile ilgili ise şunları dedi:
“Kim seçilirse seçilsin Türkiye’nin, ABD ile ilişkilerinde köklü bir değişiklik meydana gelmez. İlişkiler hiçbir zaman tekdüze devam etmedi. Ortadoğu siyasetinde Amerika’nın nasıl davranacağı Türk-Amerikan ilişkilerini doğrudan etkileyecektir. Amerikalıların karar vermesi gereken temel konulardan birisi, bölgede NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan, ABD ile inişli çıkışlı da olsa önemli ilişkileri bulunan Türkiye’yle mi iş birliği yapacaklar, yoksa bölgedeki birtakım terör örgütlerine destek vermeye devam mı edecekler? Bence aramızdaki ilişkiyi belirleyecek olan temel nokta budur. Zaman zaman Türkiye’yi rahatsız eden politikalara destek verilse bile ABD yönetiminde kim olursa olsun Türkiye’nin endişelerini dikkate almazlık edemeyeceğini düşünüyorum. FETÖ ile ilgili endişelerimizin ne kadar yerinde olduğu FETÖ elebaşının ölümünden sonraki görüntülerle ortaya çıktı. Hâlâ binlerce FETÖ mensubu ABD’de barınabiliyor, rahatlıkla faaliyetlerini yapabiliyorsa bu, Türkiye için birinci derecede güvenlik sorunudur. Amerikalıların bunu ciddiye almaları lazım. Yeni ABD yönetimi, bu konulara dikkat ederse Türkiye, yeni yönetimle çok daha rahat bir ilişki içerisinde olur.”