Birleşik oy pusulasının değişik yerlerine “EVET” mührünün bir veya iki kez basılmasıyla ortaya çıkacak karmaşa içerisinde geçerli oyların hesaplanmasına ilişkin bu hükümlerin uygulanması için sandık kurullarından başlayarak bütün seçim kurullarının yalnız seçim hukuku alanında eğitim görmüş değil, aynı zamanda matematik doktorası yapmış uzmanlardan oluşması gerekir.
Oysa ittifaklara oy verilmesi, bütün seçmenlerce birleşik oy pusulasında tek “EVET” mührü kullanılmasıyla çok basit bir biçimde düzenlenebilir. Bunun için bir ittifaka oy verecek seçmenin “EVET” mührünü ittifak alanı içinde tercih ettiği partinin sütununa basması yeterlidir. Bu, hem ittifakın, hem o partinin birer oy alması demektir. İttifak alanı içerisindeki bütün patiler için kullanılan oyların toplamı, ittifakın aldığı oyu; alan içerisindeki partilerden her biri için kullanılan oy da o partinin aldığı oyu gösterir. Bu oylar üzerinden d’Hondt sistemine göre yapılacak bölme işlemleriyle hem ittifakın, hem ittifak içindeki partilerin çıkaracağı milletvekili sayıları hesaplanır ve buna göre kazanan partilere milletvekillikleri tahsis edilir.
e) Genel barajın ittifakla aşılması - değerlendirme
İttifakın en büyük yararı % 10 oranındaki genel barajın birlikte aşılmasına olanak vermesidir. Kanun Teklifi’nin 20. maddesi ile 2839 sayılı Kanun’un “Genel baraj ve hesaplanması” ile ilgili 33. maddesine şu cümle eklenmektedir:
“Seçim ittifakı yapılması hâlinde, yüzde onluk barajın hesaplanmasında ittifak yapan siyasî partilerin aldıkları geçerli oyların toplamı dikkate alınır; bu siyasî partiler için ayrıca baraj hesaplaması yapılmaz.”
Bu hükmün iki olasılığa göre iki sonucu olacaktır:
a) Tek başına barajı aşamayan partiler de, ittifakın % 10’luk genel barajı aşması durumunda milletvekili çıkarabilecektir. İttifak, onlar için barajı kaldırıyor. Bu, Anayasa’mızın 10. maddesinde belirtilen “Kanun önünde eşitlik” ilkesi ile 67. maddesinin II. fıkrası uyarınca seçimlerin “eşit” koşullarda yapılması ilkesine aykırıdır.
Fakat Teklif’in 21. maddesi ile 2839 sayılı Kanun’un 34. maddesine eklenen fıkra uyarınca; ittifakın elde edeceği milletvekili sayısı, ittifak yapan partilerin “toplam oyu esas” alınarak hesaplanmakla birlikte, ittifakın elde ettiği toplam milletvekili sayısı, ittifak yapan siyasî partiler arasında her birinin aldığı geçerli oy sayısı esas alınarak bu maddedeki usule göre paylaştırılacağı için; ittifak içindeki her partinin seçim kazanılan her çevrede milletvekili çıkarması garantili değildir. 34. madde gereğince partilerin kendi oyları üzerinden d’Hondt sistemine göre yapılacak bölme işlemleriyle elde edilecek payların büyüklük sırasına göre yapılacak milletvekili tahsisinde her partiye sıra gelmeyebilir. .
b) Tek başına % 10’luk genel barajı aşan partiler, ittifakın baraj altında kalması durumunda milletvekili çıkaramayacaktır. Bu, Anayasa’nın 67. maddesinin VI. fıkrasında belirtilen “temsilde adalet” ilkesine aykırıdır.
Bu sakıncaları giderecek bir çözüm olarak, genel baraj % 3’e indirilmeli, ittifak yapan partiler için % 5 olarak belirlenmelidir. Aynı biçimde 2972 sayılı Kanun uyarınca il genel ve belediye meclisleri seçimlerinde uygulanan “onda birlik” kesme baraj yerine seçim çevreleri itibariyle % 5 baraj konmalıdır.
6. Sonuç
Şimdiye değin muvazaalı işlemlerle yürütülen seçim ittifaklarının yasa ile düzenlenmesi, ilke olarak yerindedir. Bu konu, Türk seçim hukukunun eksik kalmış, şimdiye değin düzenleme konusu yapılmamış bir yönüdür. Ancak Kanun Teklifi ile getirilen düzenleme, uygulanması kolay olmayan hükümler, karmaşık hesap yöntemleri içermektedir.Seçim sisteminin basit, kolay uygulanabilir, bir günde sonuç alınabilir nitelikte olması gerekir. Birleşik oy pusulasında dört farklı şekilde oy kullanılmasını, bu oyları ziyan etmemek düşüncesiyle geçerli kabul edip karmaşık hükümlerle düzenlemenin bir yararı yoktur. Birleşik oy pusulasında ittifak yapmayan partilere veya bağımsız adaylara oy veren seçmenler gibi ittifaklara oy veren seçmenlerin de sadece tek mühür basmak suretiyle hem ittifak için, hem onun içinde tercih ettikleri parti için oy kullanmalarını sağlayacak bir düzenleme yeterlidir.
Seçim ittifakları ile ilgili düzenlemenin temelindeki sorun, 1983’ten bu yana milletvekili genel seçimlerinde uygulanan, Türkiye’den başka hiçbir ülkede benzeri bulunmayan % 10 genel barajdır. Önerilen düzenleme, siyasî partilerin bu barajı birlikte aşmalarına olanak sağlamak içindir. O nedenle öncelikle seçim barajının % 3 gibi makul bir düzeye indirilmesi gerekir. İttifak yapan partiler için % 5 oranındaki genel baraj uygun olacaktır. Aynı biçimde il genel ve belediye meclisleri seçimlerinde de seçim çevreleri itibariyle % 5 baraj uygulanmalıdır.
Seçim ittifakları ise, baraj sorunundan bağımsız olarak ülke sorunlarında birbirine yakın görüşleri paylaşan, benzer çözümler ve programlar öneren partiler arasında bir işbirliği yöntemi olarak düzenlenmelidir.
BİTTİ