Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

G20’ye bir yıldan az zaman kaldı ancak Türkiye’de birkaç sivil toplum kuruluşu (TÜSİAD, TOBB ve TEPAV) dışında konuya eğilen ve bu yapılara ilişkin temas geliştiren pek bir dinamik gözlenmiyor. Vakit, bir an önce silkinip iş ve düşünce üretme vaktidir

G20 2015’te Türkiye’de siz neredesiniz
Av. Gönenç Gürkaynak

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi’nden 1997 yılında mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek lisans eğitimini 2001 yılında tamamlamıştır. İstanbul Barosu, New York Barosu, Belçika Barosu, Amerika Birleşik Devletleri Barosu ve İngiltere ve Galler Baroları’nda da kabul edilmiş ve avukatlık mesleğini bu yargı çevrelerinde de icra etmiş olan Gürkaynak, bir yandan İstanbul’da avukatlık mesleğini icra ederken aynı zamanda da Ankara’da Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Haberin Devamı

Bazı istisnalar hariç dünyanın en büyük 19 ekonomisinden ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan oluşan ve Maliye Bakanları, Merkez Bankası Başkanları ve hatta zaman zaman devlet başkanları düzeyinde toplanan G20 (Group of 20) dönem başkanlığını bu sene sonbaharda Avustralya yaptıktan sonra seneye sonbaharda ise Türkiye yapacak.
Bu son derece önemli bir olay. Zira gündemi ve tartışma alanları yönünden G20’ye etki edilebilir ve dolayısıyla Türkiye insanı da bu dönem başkanlığı Türkiye’ye gelirken doğru bildiği hususlarda çabalamalıdır. Ben daha apartman yönetimime etki edemiyorum, o dediğine nasıl etki edeyim, demeyiniz. Bu yapıyı daha iyi anlamak suretiyle, etki kanallarını görebilirsiniz.
“G20’ye etki etsem ne olur ki?” de demeyiniz. G20 ülkeleri dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85’ini bu ülkelerin nüfusu ise dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturuyor. Dönem başkanı Türkiye iken Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının, işçi sendikalarının, düşünce kuruluşları ve akademisyenler ile genç nüfusun, kısacası toplumun geniş bir kesiminin dünyanın gidişi hakkında söz söylemesi için en uygun zemin Türkiye’de doğabildiği kadarıyla doğacaktır.

Yürek lazım
Türkiye’de doğabildiği kadarıyla diyorum, zira ciddi protestolarla yoğun gerginlik yaşanması, asıl gündeme getirilmeye değer konuların ise bu arada baskılanması yahut karışıklığa kurban gitmesi söz konusu olabilir. Şüphesiz, 2009 Londra ve 2010 Toronto G20 toplantılarındaki gibi yoğun protestolar ve gösteriler ile global iklim değişikliğinden global yoksulluğa yahut kapitalist açgözlülüğe kadar pek çok genel husus kavram düzeyinde ifade özgürlüğü çerçevesinde İstanbul’daki G20 esnasında protesto edilebilir.
Öte yandan, bu ihtimal için İstanbul’da yapılacak G20 tarihinden bir yıl evvel yazı yazmış olmaya gerek yok. Bir yıl önceden planlama yapmaya gerek gösteren alan sokak gösterileri alanı değildir. Sokak gösterileriyle gündeme etki etmeye ve sesini duyurup bir düşünceyi ifade etmeye gayret etmek için, Türkiye’de, sadece mangal gibi yürek lazım. Toronto gibi bir şehirde 2010 senesinde tarihinin en yoğun ve sert polis müdahalesi günlerinin yaşandığı, G20 esnasındaki gösterilerde binden fazla kişinin gözaltına alındığı hatırlanacak olursa, Türkiye’de bir an için duyulma şansını kullanmaya gayret eden kişilerin gözünü plastik mermiden sakınmayan ve TOMA’ya kafa uzatan Türkiye insanları ile sınırlı kalmak zorunda olacağı şüphesiz.

Güzel bir şans
Oysa bu yazıyla dikkat çekmek istediğimiz üzere, kişinin sesini tek duyurma şansı ve mecrası bu olmayabilir. G20 zirveleri her ne kadar hükümetler arasında gerçekleştirilse de, G20’nin bağımsız alt kırılımları olan B20, C20, L20, T20 ve Y20 sayesinde toplumun çeşitli kesimlerinin menfaatlerinin bu ekonomik zirvede temsil edilmesi mümkün olmaktadır. Zira bu gruplar G20’ye, gerçekleştirdikleri zirvelere ilişkin bulgularını ve tavsiyelerini sunmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin 2015 yılında gerçekleştireceği G20 dönem başkanlığı, ülkemizde artık bir kısır döngü haline gelmiş olan yapay polarize gündemin dışına adım atmak ve Türkiye de dâhil olmak üzere tüm dünyayı ilgilendiren esaslı konuları tartışmaya başlamak için güzel bir şans olacaktır.

Düşünce üretme vakti
G20’nin ta kendisinden dahi nefret eden ve bunu da kapitalist dünyanın bir sömürü oyuncağı olarak gören düşünceler de dâhil olmak üzere, bu yapı ve tetiklediği tüm tartışma ve düşünceler, iyisiyle kötüsüyle evimize kadar geleceğine göre, tartışılması ve çözüm için inşaat yapılması gereken en önemli gündem maddelerini belirleyerek bu alanda yukarıdaki alt kırılımlar üzerinden G20’ye katkı sunmak son derece önemlidir. Bu kapsamda, (i) yolsuzlukla etkili mücadele, (ii) kadının iş gücüne ve sosyal yaşama katılımı, (iii) bilgiye erişim imkanının, şeffaflığın ve öngörülebilirliğin artırılması suretiyle yatırım ortamının iyileştirilmesi ve (iv) alt yapıya yatırım yapılarak toplam refaha katkıda bulunulmasının özendirilmesi tedbirleri gibi konular başta olmak üzere, söylenecek sözlerin ve üretilecek düşüncelerin, G20 alt kırılımları, yani B20, C20, L20, T20 ve Y20 yolu ile, iletilmesi lazımdır. Bir yıldan az zaman kaldığı ve Türkiye’de birkaç sivil toplum kuruluşu (TÜSİAD, TOBB ve TEPAV) dışında konuya eğilen ve bu yapılara ilişkin temas geliştiren pek bir dinamik gözlenmediği düşünüldüğünde; vakit, silkinip bir an önce iş ve düşünce üretme vaktidir.

Resme bakma fırsatı
Özellikle de toplumun polarize edildiği ve gündemin sürekli aynı veya benzer gerginlikler içerisinde bir döngüye girdiği ve elbirliğiyle bulunabilecek sürdürülebilir çözüm tartışmalarından uzağa düşüldüğü bir ortamda, G20’nin alt kırılımlarına penetrasyon imkanlarını araştıracak enerjiye sahip ve düşüncelerini bu kanallardan aksettirmeye gayret edecek kararlılıktaki herkes için G20’nin seneye Türkiye’ye geliyor olması büyük resme bakma ve bu resimle ilgili gündem oluşturma fırsatıdır.